63

69 8 3
                                    

Öğlen olmuştu ve Altaylar hâlâ uyuyordu. Kerem ise kahvaltıyı şimdi hazırlamıştı. Onlar biraz uyusun istemişti o yüzden geç hazırlamıştı kahvaltıyı. Kahvaltı tamamen bitince ellerini kurulayıp odaya çıktı ve içeri girdi. İlk başta oğlunun yanaklarından ve alnından öpüp saçını okşadı.

"Hadi uyan oğlum. Kahvaltı hazır."

"Biraz daha..."

Dedi uykulu sesiyle ve babasına daha çok gömüldü. Babasıda ona daha çok sarıldı. Kerem gülümseyip onların bir kaç fotoğrafını çekti ve bu sefer Altay'ın yanına geldi. Üstüste dudağına öpücük kondurdu Altay'ın. Yüzünün her bir tarafını öptü. En son tekrardan dudağından öpüp çekildi.

"Altay'ım hadi uyan aşkım kahvaltı hazır. Arda uyanmadı onu da uyandırırsın sen ben aşağıdayım."

Kerem odadan çıkınca Altay gözlerini açmıştı. Gözlerini ovuşturup, Arda'ya yöneltti bakışlarını. Kendi göğsünde huzurlu bir şekilde uyuyordu. Uyandırmaya gönlü hiç razı gelmemişti fakat kahvaltı yapması lazımdı.  Yan taraftan telefonu alıp baktığında saat öğlen 2 olmuştu bile.

"Oha bu kadar uyumuş muyum ben?"

"Arda'm uyan babacım saat 2 iki olmuş."

Altay oğlunun yanağından öptü.

"Baba ama..."

"Yavrum saat 2 olmuş uyandırmak istemem ama uyanman lazım saat geç olmuş bak kahvaltı soğumuştur..."

Arda oflayıp kalkmıştı. İkisininde gözaltıları şişti biraz. İkiside lavaboya girip yüzünü yıkadı ve aşağı indiler. Masaya oturduklarında yemekler taptaze ve sıcacıktı.

"Yemekler soğuk değil?"

Dedi Altay. Kerem ise gülümseyerek onu cevapladı.

"Çok tatlı uyuyordunuz o yüzden kıyamadım sizi uyandırmaya... Ben de kahvaltıyı biraz geç hazırladım."

Arda gülümsemişti.

"Teşekkür ederim babacım. Gerçekten uyuduğum en huzurlu uykulardandı. Babama sarılarak uyumayı çok seviyorum."

Altay gülümseyerek konuştu.

"Seni bulduğumuz ilk gün veya 1. hafta... sen yengemin yanında uyuyordun. Ağlamaya başlamıştın. Kimse uyanmamıştı ve bir tek Kerem ile ben uyanıktım. Seni kucağıma aldım dikkatlice ve Kerem'e verdim. O an 5 yaşındayız bu arada. Çadırdayız bir de... Ben sana biberona süt ısıttım ve kucağıma aldım. Çadıra yaslanıp içirmeye başladım. Sen doyunca uyumuştu ve bitirmiştin biberonu zaten. Senin üstüne kendi örtünü örtmüştük. Kerem'i de omuzuma çekmiştim o da omuzumda uyumuştu. Ya o günleri hatırladıkça... Keşke o zamanlara dönebilseydik diyorum... Keşke o günlere geri dönsekte bu şeyler hiç yaşanmasa diyorum..."

Kerem burukça gülümsedi.

"O zamanda, bu zaman ki gibi bizi hep korur kolluyordun. Sanki ne kadar bir şeydin? İkimizde avucun kadar bir şeydik ama sen bizi her zaman korurdun... Şu an ki gibi bir baba edasıyla..."

"Demek ki biliyordum evleneceğimizi ve Arda'nın çocuğumuz olacağını."

Üçlü kahkaha atıp kahvaltısına devam etti.

Arda konuştu.

"Kardeşlerim nerede?"

"Ha onlar Muslera'da."

"Çocuklar bizden çok Muslera'yı görüyor vallahi."

"Haklısın aşkım ama bu hâlimle çocuk bakmak çok zor ya."

"Büyümüşsün." AlKerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin