Ryan'dan.
"Altay biz çıkıyoruz. Hastaneye gideceğiz."
"Tamam Ryan görüşürüz."
Evden çıktık ve taksi çağırdım. Taksi gelince bindik Sebastian ile beraber taksiye. İkimiz de arka tarafa oturmuştuk. Sebastian'ı kolumun altına aldım. Karnını tutuyordu.
"Hâlâ ağrıyor mu karnın?"
Dudağını büzüp başını salladı. Saçlarından öptüm. Hastaneye geldiğimizde taksinin parasını ödedim ve inip, hastaneye girdik. Bizi bir doktora yönlendirdiler. Kan tahlili yapılıyordu. Doktor yanımıza geldi.
"Son 1-2 ay içerisinde bir cinsel ilişki yaşadınız mı?"
Sebastian bana bakarak,
"Evet."
Dedi.
"O zaman tebrikler, hamilesiniz."
Sebastian ayağa kalktı. Ben de kalktım. Benim üstüme atladı. Bacaklarından tuttum onu. Sonra indirdim. Öksürdüm.
"Peki doktor hanım bebeğin ve Sebastian'ın durumu nasıl? Ve cinsiyeti ne zaman öğreneceğiz?"
"İkisininde durumu çok iyi. Fakat cinsiyeti öğrenmek için 1 ay daha beklemek gerek. Bebek daha henüz 2 aylık."
"Anladım saolun."
"Yarın müsaitseniz kontrol için gelebilirsiniz."
"Maalesef yarın gelemeyiz, zaten Bursa'ya da cenaze için geldik ama kalacağız. Diğer gün gelsek bir sorun olmaz değil mi?"
"Yok yok olmaz. Diğer gün gelebilirsiniz. Başınız sağolsun, iyi günler."
"İyi günler, kolay gelsin."
Sonra tekrar taksi çağırdık ve eve gittik. Gittiğimizde Kerem, ailesi ve çocuğuda geliyordu. Selamlaştık. Kapının önüne geldiğimizde zile bastık.
Kerem'den.
Geldiğimizde Ryan ve Sebastian'da geliyordu. Selamlaştık. Ve zile bastılar. Biraz sonra Altay'ın ablası kapıyı açtı. Gülümsedim ve hep beraber içeri geçtik. Altay Sebastian'lar ile bir kaç şey konuştuktan sonra gelip yanımıza oturdu. Ailelerimiz sohbet ediyordu. İyi anlaşmışlardı. Sonra annem konuştu.
"Hatice senin bu oğlun var ya bu oğlun! Senelerce oğlumuzun yüzünü göstermedi, kokusunu koklatmadı bize. Çok şerefsiz bu!"
"Ben zaten oğlumu savunmuyorum ki? Sevmiyorumda zaten. Annesi falan değilim ben onun. Derdinizi gidin babasına anlatın."
Altay'a baktığımda başını öne eğmiş, burnunu çekiyordu. Aramız bozuk hatta boşanacak raddeye bile geldik. Fakat ben ona her saniye yanında olacağıma dair söz verdim. Ailelerimiz kavga ederken yanına gittim. Elimi sırtına koyup yavaşça okşadım. Bana baktı. O da ayağa kalktı.
"Sarılmak istiyorsan sarıl Altay. Biliyorum, aramız bozuk. Ama şu an senin bana sarılmaya ihtiyacın olduğunu ikimiz de iyi biliyoruz. Boşuna inkar etmeye gerek yok."
Bana sarıldı. Ağladı, ağladı ve ağladı.
"Kerem bak ailen ne kadar seviyor seni?"
"Sevmesinler, istemiyorum! Ben bir tek seni istiyorum."
"Seninle olursak kalbini kıracağım, biliyorum."
"Ayrı kalalım, aramız düzelene kadar."
"Kalacağız zaten ayrı, eskisi gibi."
Sonra ayrılıp tekrar yerlerimize oturduk. Bir süre sonra kalkıp gittik zaten. Yarın cenaze vardı.
...
Altay'dan.
Yengemin tabutunu taşıyordum. Dua okunuyordu. Defnedilme işlemi falan bitince eskiden yaşadığımız eve, yani enkazı toplanıp yerine başka ev yapılan ev de helva falan yiyorduk. Klasik. Tekrar dualar falan okundu. Değişik ama klasik bir cenaze töreniydi işte.
Cenaze işlemleri bitince herkes tekrardan evlere dağıldı.
Ryan biriyle konuşuyordu. Dinledim onları.
"Doktor hanım cenaze erken bitti. Uygunsanız birazdan gelebiliriz."
"Tabii gelin."
Sonra Ryan ve Seb odadan çıktı.
"Ben de geliyorum."
"E hadi gel meraklı melahat."
Diyip kafama yapıştırdı. Yumruğumu gösterdiğimde kafasını çekti.
"ABLAA SEN BARIŞ'A BAK, BİZ ÇIKIYORUZ!"
"TAMAM CANIM GÖRÜŞÜRÜZ."
Sonra çıktık ve hastaneye gittik. Doktorlarının odası neredeyse artık beş saat aradık odayı. Labirent gibi zaten Bursa'nın hastanesi. Doktorlarının odasına girdik. Selamlaştık. Sebastian'ı direkt sedyeye aldı. Ryan Sebastian'ın elini tutuyordu. Ben köşede oturmuş onları izliyordum. Doktor Sebastian'ın karnına jeli sürdü. Onların gözlerindeki heyecanı en derinden hissediyor ve görüyordum. Anılarım geldi aklıma. Anılar, ah anılar... Kerem geldi aklıma. Ne kadar heyecanlıydık bebeklerimizin ilk haberini aldığımızda. Arda'yı bulduğumuzda da çok sevinmiştik. Kontrol bitince işte Sebastian karnını silip kalktılar. Sonra doktorla konuşup yanımıza geldiler.
"Bebek nasıl Sebastian?"
"Çok iyi Altay!"
Diyip boynuma sarıldı. Ben de gülümseyerek ona sarıldım ve sırtını patpatladım. Ayrıldı biraz sonra. Hastaneden çıkıp eve geldik ve cenaze yükü falan diyip tüm yorgunluğu atmak için yataklara yatıp dinlendik...
...
Bu bölüm kısa oldu agAslında 100 okunma olmadan atmayacaktım, şu an 63 kişi ama Altay'ın manchesterda ilk maçı uğruna atayım dedim
Oy ve yorum 10u geçmezse veya 100 okunma olmazsa bölüm atmayacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Büyümüşsün." AlKer
Fanfiction1999 depreminde Altay Bayındır sayesinde enkazdan çıkarılan Muhammed Kerem Aktürkoğlu, 2023 depreminde yardım için geldiği stüdyoda kahramanıyla, çocukluk aşkıyla karşılaşır...