"Büyümüşsün." AlKer

66

(4 ay sonra)

Bilgilendirme;  İrfan 8 aylık hamile, Kerem ise 7.

                   

Kerem'den.

Bu gün İrfan ve Liva bizde kalmıştı. Biz İrfan ile yatakta yatıyorduk. Karnıma giren ani sancı ile çığlık attım. Uykusu hafif olan İrfan hemen bana döndü.

"Kerem ne oldu?"

"Ahh karnım..."

O an suyumun geldiğini hissettim.

"İrfan, Altay'ı çağır- aaaahhh!"

İrfan hızlıca aşağı inmişti. Bir süre sonra yanında endişeli Liva ve Altay ile gelmişti. Altay beni kucağına aldı. Liva'da dolabın yanındaki doğum çantasını almıştı. İrfan evde kalacaktı. Altay ve Liva benim ile geliyordu.

Liva arabayı sürerken biz Altay ile arkadaydık. Karnımı tutarak derin derin nefes alıyordum. Altay'da karnımı okşuyordu. Bir anda gelen acı ile kafamı Altay'ın omuzuna gömdüm ve ağlamaya başladım. O kulağıma rahatlatıcı şeyler mırıldanırken ben ise acıdan dört köşe olmuştum. Liva arabayı değişik bir şekilde park etmişti.

"Altay geldik!"

                   

Altay, Kerem'i kucağına aldı ve Liva'nın kapılarını açması ile beraber arabadan indi. Doktorları hemşireler ile birlikte onları kapıda karşılamıştı.

Altay hemen Kerem'i sedyeye yatırdı. Onlar doğum haneye doğru giderken Liva'da arkalarından geliyordu.

Doğumhaneye geldiklerinde Altay hızlı bir şekilde Kerem'in alnından öptü ve orada beklemeye başladı. Kerem'i içeri aldıklarında Liva ile beraber oturaklara oturdular.

"Liva çok erkendi çok erken..."

Liva başını önüne eğdi. Altay ise oflayıp dudağını büzdü.

"Liva ben gerçekten bu çocuk konusunda hepinizden tecrübeliyim, tamam benim ikizlerimde erken doğdu fakat onlar 8 aylıktı... Bu sefer ki 7 aylık bir şeyi eksik falan doğarsa?"

"Bilemiyorum Altay, ben çok acemi bir babayım ne yapacağım hakkında da hiçbir fikrim yok."

Altay başını salladı ve beklemeye devam ettiler. Altay'ın çok canı sıkılmıştı oğluna ve Kerem'e bir şey olacak diye çok korkuyordu, Liva'da endişeleniyordu. Altay, Liva'nın omuzunda yatarken Liva'nın telefonu çalmıştı. İrfan görüntülü arıyordu. Hemen açtı.

"Nasıl oldu Kerem?"

Liva dudağını büzdü ve cevap verdi.

"Daha hiçbir şey yok, ikiside çıkmadı şuan bekliyoruz."

Arda'da uyanmıştı, İrfan abisi onu kucağına yatırmıştı ve  saçlarını okşuyordu. İrfan kamerayı arkaya çevirip Arda'yı gösterdi.

"Bu beyefendi de yeni uyandı."

Altay gülümsedi, Arda konuştu.

"İrfan abi beni mi gösteriyorsun!?"

İrfan kahkaha atıp başını salladı. Altay konuştu.

"İrfan daha saat gecenin 5'i ya, 2 saat önce çıkmıştık... Benim ikizlerim 10 gibi uyanırlar sen tek başına bakmazsın ben Muslera'yı yollarım."

"Hayır hayır onlar uyandıktan sonra ben uyuturum onları tek başıma bende uyurum."

"Tamam..."

Onlarla vedalaştıktan sonra telefonu bırakıp cebine koydu Altay ve Liva'nın omuzunda yatarken gözlerini kapattı, Liva'da kolunu Altay'ın omuzuna attı ve sıktı.