~JULIAN 16.KISIM~

89 6 22
                                    


Kar beyazı maskenin üzerine siyah mürekkeple iki tane ince uzun göz ve gözlerin üzerine biraz daha kalınca kaş çizilmişti. Öne doğru çıkık olan burun kısmı dikkat çekmeyecek kadar minikti ve gülümseyen dudakları bordoya boyanmışken yanaklarında pespembe yuvarlaklar vardı.

Bu, komik olmasına rağmen aynı anda estetik gözüken maskenin kime ait olduğunu dünyada bile biliniyordu. Bu kişi Şeytan Kralı'ndan başkası olmazdı.

Şeytan Kralı. Bu unvanı alabilmek için acımadan önüne çıkan herkesi ezmiş ve kral olduktan sonra da cehennemi en iğrenç, pis, mide bulandırıcı ve vahşi yöntemlerle yönetmeye devam etmişti. Kendisinden güçlü bir şeytanın ortaya çıkmaması için yeni doğan tüm şeytanları kafeslere kapatıp potansiyeli olan herkesi kendi elleriyle kesip zalimce öldüren bir kraldı. Şeytanların bile korkuyla önünde diz çöktüğü ve tüm iblislerin emirlerini uygulamaktan başka çaresi olmadığı bir yöneticiydi. Kimse ona karşı gelemezdi. En azından hemen hemen hiç kimse...

Adamın siyah düz saçları omuzlarından dökülürken maskesiyle beraber neredeyse bir kadın formunu yaratıyordu ancak düz, ince olmasına rağmen yapılı olan gövdesi onun bir erkek olduğunu ele veriyordu. İçindeki koyu gri kıyafetinin üzerini kaplayan ve dizlerine kadar inen siyah ceket onu daha da güçlü göstermek için tasarlanmıştı. Öne adım attığında botları bastığı yerde derin çatlaklar oluşturdu.

Fakat bu sefer Caius'un ilk dikkatini çeken alışık olmasına rağmen onu her gördüğü sefer büyülemeyi başarabilen bu görüntü olmamıştı. Gözleri, Şeytan Kralı'nın kollarında tuttuğu kişiye kaydı. Kral bu kişiyi acımasızca bırakmasıyla adam yere sertçe çarptı. Bununla beraber Caius da hızla ayağa kalkmaya çalışmıştı, dudakları ondan izin almadan oynadı. "Julian..."

Caius'un bu tavrını görünce kral yere atmış olduğu kişiye döndü. Yüzünde kocaman bir morluk varken hareketsizce yatıyor, neredeyse nefes almıyormuş gibi duruyordu. Lanet olasıca, güçsüz ve iğrenç bir insandı.

Chasity hızla zorla ayağa kalmış olan Caius'un yanına gitti ve hem onu desteklerken hem de aptalca bir şey yapıp yere düşmüş olan kişinin yanına gitmesini engelledi. Ondan uzun olduğu için bunu yapmakta zorlanmıyordu. Caius zaten yaralıydı, bu yüzden Chasity'e karşı gelmeden olduğu yerde Şeytan Kralı'na bakmaya devam etti. İçinde büyüyen korkuyu ve endişeyi azaltmaya çalışıyordu.

Şeytan Kralı onun getirdiği kişiye karşı sergilediği tavrını görmüştü. Maskenin altında gülümserken yeniden karşısındaki iki kişiye döndükten sonra konuşmaya başladı. Melodik ve insanı neredeyse sarhoş edip başının dönmesini dağlayan ince ama erkeksi sesi Chasity ve Caius'un kulaklarına dolmuştu. "Her yerde seni arıyordum Caius."

Caius onun yıllardır duymamış olduğu sesini duymasıyla tamamen donakalmıştı. Kral, Chasity'e döndü. "Çekil."

Chasity, Kral'ın ona emir verdiğini duyunca kaşları çatıldı. Duruşundan dediklerini yapmayacak oluşu belli oluyordu. Alaycı bir sesle güldü. "Sen ciddi misin?"

Kral, Chasity'nin eninde sonunda çekileceğini bildiği için onu zorlamadı. Bu sefer konuştuğu kişi Caius'du. "Benimle gelecek misin?"

Caius, Şeytan Kralı'nın oraya onu almaya gelmiş olduğunun farkındaydı ve bu seçim ona kalmış bir şey bile değildi. Şaşkınlık ve korkudan ne hareket edebiliyor ne de tepki verebiliyordu. Kral, yerde yatan Julian'ı işaret etti. Kelimeleri acelesizdi. "İkinci Kral seni bu kişiyle gördüğünü söyledi. Dedikleri doğru gibi gözüküyor, sonunda bir işe yarayabildiği için onu ödüllendirmeliyim."

KIRMIZI LORD [BL] (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin