~HER ŞEYİN BAŞLADIĞI NOKTA 5.KISIM~

110 7 14
                                    


Caius, Victor'un tam olarak ne demeye çalıştığını anlaysmamasına rağmen içgüdüsel olarak geriye birkaç adım attı. Bununla birlikte Victor'un çenesindeki eli havada kaldı lakin adam bunu umursamadan hafifçe gülümsedi ve odanın diğer tarafındaki kapıya doğru dönerken Caius'a arkasından gelmesi gerektiğini belirten bir işaret yaptı. Caius kendini yeterince güvende hissetmiyor olsa da kısa bir sürenin ardından sonunda adamı takip etmeye karar vermişti. Peşinden geldiğini görünce Victor kapıyı açtı ve çekilerek onun önden geçmesine izin verdi.

Caius kapıdan içeriye bakınca büyükçe bir koltuk takımıyla karşı karşıya geldi. Koltukların yan tarafında kocaman yuvarlak bir masa daha vardı. Odanın geri kalanını görmediği için fazla düşünmeden içeriye adım attı lakin sol tarafta kalan devasa yatağın görüş açısına girmesiyle orasının bir yatak odası olduğunu anlayabilmişti. Neden orada olduğunu sorgularken içeriye girip arkasından kapıyı kapatmış olan Victor'a dönmüştü. Ürperirken kaşlarının çatılmasını engelleyemedi. "Ne işi yapmamı istiyorsun?"

Victor onu duymazdan gelerek karşısındaki kitaplığa gitti ve raflardan birine bastı. Böylece birkaç kitap hafifçe öne çıkmıştı. Tutup kitapları kenara ittiğinde arkadan çelik bir kasa karşılarına çıktı. Kolunu döndürerek kasayı açtıktan sonra içinden bir kısım para alarak masanın üzerine bıraktı. Caius kasada daha fazlasını olduğunu görebiliyordu fakat gözleri çok geçmeden masanın üzerindekilere odaklanmıştı. Ailesini neredeyse bir ay boyunca güzel bir şekilde geçindirmeye yetecek kadar para vardı. Victor kasayı ve kütüphaneyi kapattıktan sonra yeniden ona döndü.

Caius gözlerini diğerinin koyu gri irisleriyle birleştirdi. Yüzündeki şaşkınlığı saklamaya çalışmıyordu bile. Victor sandalyelerden birini çekip otururken gözlerini ondan ayırmadı. "Bu sana haftalık olarak vereceğim para, karşılığında haftada üç kere buraya gelip benim için bazı şeyler yapmanı istiyorum."

Haftalık olduğunu duymasıyla Caius'un gözleri daha da çok açılmıştı. Eğer parayı biriktirirse birkaç ay sonra kardeşini alıp yeni bir eve bile gidebilirdi. Victor onu kısaca süzdükten sonra ekledi. "Performansına göre daha sonra bu fiyatı arttırabilirim. Her şey sana bağlı."

Caius kısa bir süre daha ona baktıktan sonra isteksizce sordu. Paraya ihtiyacı vardı ve aylar sonra sonunda kader yüzüne güldüğü için mutluydu fakat haftada iki üç gün için o kadar fazla para teklif eden biri ondan normal bir şey istiyor olamazdı, değil mi? "Ne yapmamı istiyorsun?"

Sorusunu duyunca Victor'un yüzündeki gülümseme daha da artmıştı. Gözlerini hafifçe sağ tarafında kalmış olan yatağa çevirdi. Bir şey demesine gerek yoktu, Caius'un o şartlar altında onun ne istediğini anlamaması için ya salak ya da dünyadan bihaber olması gerekiyordu fakat Victor yine de birkaç kelime ekleme gereği görmüştü. "Sadece beraber birazcık eğleneceğiz."

Caius, ne yapması veya nasıl bir tepki vermesi gerektiğini bilemedi. Victor'un onu zorlayıp zorlamayacağından ve teklifini kabul etmezse o kocaman malikâneden kaçabileceğinden bile emin değildi. O yüzden içindeki panik artarken olduğu yerde durmaktan bir şey yapamadı. Gözleri yeniden masanın üzerindeki paranın üzerine düştü. Ne yapmalıydı?

Victor onun tedirginliğini ve kararsızlığını anlamış gibiydi o yüzden sözlerine devam etti. "Seni hiçbir şekilde zorlamıyorum. İstediğin gibi çıkıp gitmekte özgürsün, istersen düşünebilir ve sonra geri gelebilirsin de. Fakat paraya olabildiğince hızlı bir şekilde ihtiyacın var değil mi? Özellikle annenin ve küçük kız kardeşinin durumu göze alındığında..."

"Bunu nereden biliyorsun?" diye böldü onu Caius. Victor açıkladı, bu arada para destelerinden birini eline almış sallıyordu. "Baban buralardayken ailen sonuçta oldukça ünlüydü. Üzücü çöküşünüzün ardından size ne olduğunu merak edip küçük bir araştırma yaptım. Zaten bu şehir benim ellerimin alında, bilmediğim tek bir şey bile yok."

Victor elindeki para destesini ona uzatırken açıklamasını bitirmiş gibi gözüküyordu. Sordu. "Kararın nedir?"

Caius kendini kaybolmuş hissetti. Adamın elinde ona doğru uzatmış olduğu desteye baktı. Paraya ihtiyacı olduğu doğruydu, annesinden ne kadar çabuk kurtulabilirse işlerin o kadar iyi olacağını düşündüğü de. Fakat bunun için vücudunu bir adama satmaya değer miydi? Özellikle de kendinin en az iki katı yaşında olan bir adama... Yine de Victor onu hiçbir şekilde zorlamayacağını söylemişti ve Caius zaten erkekti, hamile kalmak gibi problemleri düşünmesi gerekmiyordu. Biraz para biriktirdikten sonra bu işi bırakabilirdi, yalnızca kardeşine daha iyi bir hayat sağlayana kadar Victor'la anlaşma yapması kötü bir fikir gibi gelmiyordu. Başta her ne kadar kaçmak istemiş ve korkmuş olsa da o anda üzerine daha fazla kafa yormanın gereksiz olduğunu düşündü. Sonuçta yaptığı hiçbir şey de başarılı olamıyordu, düzgün bir iş bulduğunda yarım günde kovuluyordu. Belki de yapması gereken buydu.

Uzanıp Victor'un elindeki desteyi almadan önce derince iç çekti ve beynini düşünceye tamamen kapattı. Victor onun parayı fazla nazlanmadan veya düşüneceğini söylemeden almasıyla gülümsemişti. Ayağa kalkarken belirtti. "İlk seferin olsa bile nazik olmayacağım, burada yaptığımız şey bir iş sonuçta."

Bu sözü Caius'un bir an duraklamasına neden olsa da bir kere kararını vermişti, son anda değiştiremezdi. Üstelik başka çaresi var mıydı? Yorum yapmadı. Victor onun sakinliğini olumlu cevap olarak almıştı, yatağı işaret etti ve Caius'a baktı. "Benim kısa bir işim var. Sen soyunup beni bekle, birkaç dakika içinde geri döneceğim."

Bunu derken aynı anda elini Caius'un omzuna yerleştirmişti. Dokunuşuyla istemsizce yerinde sıçrarken Caius'un tek yapabildiği şey bakışlarını yere dikmek oldu. Victor, onun nasıl davrandığıyla umursamıyordu. Aklındaki tek şey onun vücudu ve ona sahip olabilmekti. Caius razı olduğu sürece bir şey umurunda değildi. Gerçi bu isteksiz olsa onun fikirlerini değiştiremeyeceği anlamına gelmiyordu, yalnızca işler kolay bir şekilde gelişmiş olduğu için mutluydu. Dudaklarını yaladıktan sonra elini kendinden oldukça kısa olan çocuğun omzundan çekti ve yarım kalmış olan işini bitirmek üzere odadan ayrıldı.

Kapının çarpış sesi kulaklarına ulaşınca Caius ne yapmak üzere olduğunu idrak edebilmişti. Büyük ve geniş odada tek başına kalmanın verdiği etki de buna eklenince bir anda bomboş hissetmeye başladı. Uzunca bir süre masanın üzerinde duran para destelerine baktı ve ardından bakışlarını çekerek büyük yatağa doğru adım attı. Yapmak üzere olacağı şeyin onu derinden inciteceğini hissedebiliyordu, yine de önemli değildi. Her konuda beceriksiz olan kendisiydi. Babasının ölümü ve o durumda sürünüyor olmaları da onun suçuydu. Bu yüzden hangi yolla olursa olsun sorunları düzeltmek ona düşüyordu. Üstelik kardeşine ona daha iyi bir hayat vermek istiyordu...

Parmaklarını yatağın çarşaflarında gezdirdi. Yumuşak ve kaygan kumaşın özel ipeklerden dikilmiş olduğu belli oluyordu. Rahatça yaşadığı, para hakkında endişelenmesi gerekmediği, her gün istediğini yapabildiği o hayatını ona hatırlatıyordu. Eski günleri özlediğini düşünmeden edemedi ancak daha fazla düşüncelere dalmak istemediğinden aklına gelen her şeyi arka plana atarak ve biraz da dişlerini sıkarak üzerindeki kıyafetinin üstünü çıkardı. Beynini susturmaya çalışsa da her hareketiyle 'ne yapıyorum ben' sorusu zihninde yankılanıyordu. İç sesini duymazdan gelerek tamamen soyundu ve çarşafların içine girdi. Victor'un dönmesi söz verdiği gibi uzun sürmemişti. 

KIRMIZI LORD [BL] (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin