KIRMIZI LORD [BL] (+18)

~YENİ BİR SAYFA 3.KISIM~

"Hey!" diye bağırdı Dante. "Beni çözsene."

Caius onu dikkate almadan bez parçasını, bu sefer daha sıkıbir şekilde, ağzına tıkadı. Chasity'le bir an önce konuşması gerekiyordu ancak kadını parti sırasında tutup odasının içerisine çekmesinin imkanı yoktu. Hatta eğer onu bulmaya kalkışırsa tam aksi olur ve iblis onu partiye dahil ederdi. Beklemenin en akıllıca seçim olduğuna karar verdi.

Dante olduğu yerde tepiniyordu. Ondan uzaklaşmak için odanın arka tarafındaki gizli bölmede bulanan yatağa gitti ve üzerinde duran bir kısım eşyayı yere iterek küçük bir kenara sığıştı.

Chasity'nin dönmesi beklediğinden daha uzun sürmüştü. Odasına girer girmez Dante'nin ağzına tıkılmış olan bezi görmüş, kendisinin bunu neden daha önce yapmadığını sorgulamış ve Caius'u aramaya başlamıştı. Kısa bir müddettin ardından onu arka kısımdaki yatağın üzerinde kıvranır halde buldu. "Neden buradasın?"

Caius bir anlık sessizliğin ardından konuştu. "... Depresyondayım."

"Çık o zaman." Chasity sinirlenmişti ancak sesini yükseltmemeye çalıştı. Caius onun dediklerinin üzerinde çok durmadan doğruldu ve kadın şeytanın gitmesine izin vermemek için bileğinden tuttu. "Chasity, seninle bir şey konuşmam lazım."

Chaisty ona soru sorarcasına baktı. Caius odanın diğer tarafını işaret etti. "Dante'den uzak bir yerde..."

Kadın kısa bir süre düşündükten sonra cevapladı. "Pekala, banyoya gel."

Caius kendisini zorlayarak yataktan kalktı ve Chaisty'i takip etti. Kadın banyoya girer girmez kapıyı arkalarından kapatıp ona dönmüştü, korsandan gelen ağır alkol kokusunu duymazdan gelmek zordu. "Ne oldu?"

"Dante'yle konuştum." diyerek söz girdi Caius küvvetin kenarına otururken. "Şeytan Kralı'nın 'Tanrı' olmak istediğini söyledi. Bunu biliyor muydun?"

"Ne dedi?" Chasity'nin sesindeki şaşkınlık belirgindi, Caius onun böyle bir durumdan haberinin olmadığı çıkarımını yapıyor olabilse de cevap vermeden kadına baktı. Kaçamak yanıtlardan sıkılmıştı ve neler olduğunu bilmek istiyordu.

Chasity, Caius'un ne istediğini anlamıştı. İç çekerek şapkasını çıkardı ve kenara bıraktı. "Sana güç peşinde olduğunu söylemiştim. Dante'yi sorgulamadım, çünkü biliyorsun, pek parlak bir şeytan değil ve böyle bir amacından haberim yoktu. Bana güvenmemen durumda açıklıyorum."

"Öyle bir şey demedim." diye çıkıştı Caius, kendini ondan şüphe duyduğu için biraz kötü hissetmişti. Chaisty bu konunun üzerinde durmayarak kollarını birbirine doladı. "Başka ne dedi?"

"Cehennem ve dünyayı birleştirerek en güçlü Kral olmayı planladığını..."

"Hah," Chasity'nin siniri artmaya başlıyordu. "Anca rüyasında görür."

"Nasıl bu kadar emin konuşuyorsun?"

"Çünkü buna izin vermeyeceğim!"

Korsanın suratından ciddiyeti belli oluyordu. Caius az da olsa irkilmeden edemedi, yine de sordu. "... Ne zamandan beri umurunda peki?"

"Ne umurumda?" Kadın kısa bir anlığına sakinleşmişti.

"Cehennem ve dünya."

"Her zaman umurumdaydı!" diye belirtti Chasity.

"Emin misin?" Caius onun cehennemde de dünyada da insanları bıraktığı kötü durumları hatırlıyordu. Her zaman umursamadığından emindi.