~HER ŞEYİN BAŞLADIĞI NOKTA 12.KISIM~

64 7 3
                                    


Bağırış, çağırış ve Caius'un isyanları içinde Camilla kâğıdı imzalamıştı. Kendisi için de böylesi daha iyiydi. Hem Caius kurtulmuştu hem de Victor yalanını daha sonra öğrenirse muhtemelen Camilla'yı öldürürdü. Bu şekilde en azından yaşamak için bir şansı vardı.

Victor imzalı kâğıdı aldıktan sonra peşinde getirdiği uşaklara bir el hareketi yaptı ve uşaklar gelerek Caius'u tepinmelerine rağmen rahatça odadan dışarıya sürüklediler. Genç adam, çocuğun arkasından tek bir laf etmişti. "Bir daha buraya asla gelme." Çünkü eğer dönerse, tekrar bu kadar şanslı olmazdı.

Camilla gözyaşlarını tutmaya çalışırken olduğu yerde dikiliyordu. Caius'a düzgün bir veda etme şansı bile olmamıştı fakat o malikâneden kurtulduğunu bilmek o an için yeterliydi. Bir salaklık yapıp geri tekrar oraya dönmemesini diledi.

Victor'un ise yeni bir uğraş bulduğu için keyfi yerindeydi. Oturduğu koltuktan kalktı ve kadının yanına giderek saçlarını hafifçe okşadı. "Hazırlan ve odama gel."

Ardından küçük odadan ayrılmıştı.

Camilla olduğu yerde hıçkırıklara boğuldu.

En azından başardığını düşündü.

En azından birini kurtarmayı başarmıştı ve her şey buna değerdi. Güçlü olmalıydı.

-

Caius ne kadar dirense de iki uşağın onu sürüklemesine engel olamamış ve saniyeler içinde kendini sokakta bulmuştu. Uşaklar onu yere ittikten sonra büyük kapıyı arkasından kapattılar.

Dizlerinin üzerine düşmenin verdiği acıyla hafifçe inlemişti. Bacakları hâlâ kötüydü ve yürürken az da olsa zorlanıyordu, aldığı bu darbe ona daha da sıkıntı çıkaracaktı.

Olduğu pozisyonda arkasına dönerek kapanan kapıya baktı. Geri dönmeyi ve Camilla'yı oradan çıkarmayı düşündü fakat her ne kadar kapıya vursa da en iyi ihtimalle muhtemelen açan olmayacaktı. Diğer bir seçenek ise Victor'un ona sinirlenip ona etmediğini bırakmamasıydı.

Camilla'nın imzaladığı kâğıtta ne yazılı olduğunu merak etti. Yüz ifadesine bakılırsa oldukça zalimce bir anlaşmaydı. Victor'un ona çok acı çektirmemesini ve öldürmemesini dilemekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Geri gidip onu kurtarmak için çok güçsüzdü.

Dizlerinin üzerinden kalkıp oturur pozisyona geçti ve bacaklarını kendine çektikten sonra onlara sarıldı. Kafasını gömdü ve gözyaşlarının akmasına izin verdi.

Babasını kurtaramadığı zaman da çok güçsüzdü. Onun başına yalnızca dert açmış ve ölmesine sebep olmuştu.

Camilla'yı, ilk ve tek arkadaşını, kurtarmak için de çok güçsüzdü. Ona ettiği o kadar yardımdan sonra elinden hiçbir şey gelmiyordu. Oturup ağlamak dışında hiçbir şey yapamıyordu.

Gecenin soğuğu içine işlerken uzun bir süre olduğu şekilde kaldı. Saatlerce Camilla'nın iyi olmasını diledi, birilerinin dileğini duyup ona yardım etmesini bekledi fakat ne cevap veren ne de gelen kimse yoktu... Sokaklar bile bomboştu.

Gözyaşları dindiğinde saatler gece yarısını çoktan geçmişti. Malikânenin önünde daha fazla duramayacağını bildiği için bir süre sonra kendini zorlayarak ayağa kalktı. Kardeşini merak ediyordu ancak o saatte eve geri dönemezdi, annesine yakalanmak istemiyordu. Bu yüzden sabah olana kadar göz önünden daha uzakta bir sokakta kalmaya karar verdi. Duvardan destek alarak bir adım attı ancak daha fazla hareket edemeden gördükleriyle donakalması bir olmuştu.

KIRMIZI LORD [BL] (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin