Geceyi uyumak ve uyanmak arasında geçirmişti. Sanki yaşadıklarının hiç biri gerçek değilmiş ve tamamen uyandığında kendini yine eski evinde bulacakmış gibi hissediyordu fakat gözlerini sonunda açmaya cesaret ettiğinde bu durumun saçma bir hayalden öteye geçemeyeceğini anlamıştı.
Doğrulmaya çalıştığında tüm vücudunda hissettiği ağrıyla bir gün önce olanlar kafasına doluştu. Kısa bir süre olduğu şekilde kaskatı kesildi, ardından düşünmemeye çalışarak geri yattı fakat bunu ne kadar denese mümkün olmuyordu. Victor'un ona dokunuşu, onu hissedişi, kokusunu içine çekişi... Defalarca kez aklında oynadı. Defalarca kez aynı korkuları yaşadı ve defalarca kez kendinden tiksindi. Gözyaşlarının dolmasını engellemeye çalışırken başka bir çaresi olmadığını aklından geçirdi.
Evet, yaptığı her işte beceriksiz olan kendisi olduğu için başka bir çaresi yoktu. Paraya ihtiyaçları vardı ve elinden başka bir iş gelmiyordu. Kardeşinin daha iyi olabilmesi içindi tümü, onun durumunu düzeltmeye yardımcı olacaksa canını bile verirdi.
...
Oraya geri dönmekten başka bir çaresi yoktu.
Kısa süre içinde yeterli miktar parayı biriktirip kardeşini oradan çıkarmanın tek yolu buydu.
Titremesini durdurmak için derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalktı ve kendini dışarı atmaya yeltendi fakat kız kardeşinin meraklı bakışları onu durdurmuştu. "Cai? İyi misin?"
Caius sakinleşmeye çalışarak Lyra'ya döndü ve suratına sahte bir gülümseme takarak cevapladı. "İyiyim."
"Nereye gidiyorsun?" diye sordu Lyra kısa bir sessizliğin üzerine. "Dünden hâlâ biraz yemek kaldı, aç değil misin?"
Caius ilk başta nasıl bir tepki vereceğini bilemedi ancak biraz düşününce evden çıkmadan önce bir şeyler yemenin iyi bir fikir olabileceği kanaatine vardı. Çoktan açlığa alışmıştı, günlerce aç kaldıkları olmuştu fakat bu şansı varken bunu kaçırması gerektiği anlamına gelmiyordu. Lyra'nın gösterdiği yerden kalan yemek poşetlerini aldı ve kardeşinin endişeli bakışlarının arasında yere oturdu. Ağzına dağılmış ekmek parçalarını tıkarken cevapladı. "İş buldum. Oraya gitmem lazım."
Lyra şaşırmıştı. Endişesi saniyeler içinde meraka dönüştü. "Ne işi?"
Caius bu soruyu cevaplamadı. "Annemize söyleme sakın. İkimiz için para biriktirip seni daha iyi bir yere götüreceğim."
Bunu duymasıyla kız kardeşinin suratına okunmaz bir ifade yerleşmişti. Neden annelerine söylememesi gerektiğini çok iyi anlıyordu fakat düştükleri bu durum onu üzmüyor değildi. Mümkün olmadığını biliyor olsa da annesinin yeniden eskisi gibi olmasını diliyordu. Kısa bir sessizliğin peşinden abisini onayladı. "Tamam."
Caius'un midesi yemek almıyordu, zorla biraz yedikten sonra kalktı ve kardeşine sıkıca sarılıp yanağına bir öpücük kondurdu. "Akşama görüşürüz."
"Görüşürüz." dedi Lyra ve Caius onun sorularını daha fazla cevaplamamak için evden koşarcasına çıktı.
Daha önce karşılaştığı hırsızlar sokakta yoktular. Önceki gece çaldıkları paralarla kim bilir nereye gitmişlerdi. Caius geliş yolunu değiştirmesi gerektiğini düşünürken hafifçe karnını tutmadan edemedi, tekme attıkları yerler hâlâ acıyordu. Kendini zorlayarak hızlı adımlarla yürüdü ve kısa bir süre sonra Victor'un evinin önüne vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI LORD [BL] (+18)
FantasyÇocuk annesinin nefes almayan cansız bedeninin önünde duruyor ve ona sarılıyordu, adamın yeniden başına gelmesiyle ona nefret dolu gözlerle baktı. Adamın suratındaki gülümseme, çocuğun ifadesini görmesiyle yüzüne daha da yayıldı. Ardından eğilip ço...