UYARI: BU BÖLÜMÜN TAMAMI +18 TECAVÜZ SAHNESİ İÇERİR, OKUMAK İSTEMEYENLER VE ON SEKİZ YAŞININ ALTINDA OLANLAR BİR SONRAKİ BÖLÜMDEN DEVAM EDEBİLİR.
------
Victor odaya girdiğinde gözleri ilk olarak yatağa girmiş olan Caius'un üzerine düştü. Sırtı ona dönük olduğu için suratını göremiyordu fakat yerlere dağılmış olan kıyafetlerden dediğini dinleyip soyunmuş olduğunu anlamıştı. Keyfi gayet yerinde bir şekilde ceketini çıkarıp masaya bıraktıktan sona gömleğinin düğmelerinden birkaç tanesini gevşetti ve daha fazla beklemek istemediğinden direkt olarak yatağa gitti.
Büyük boy yatağın başına geldiğinde durdu ve örtüyü hafifçe açarak parmaklarını Caius'un çıplak sırtına götürdü. Caius onu hissetmesiyle titremeye başlamış fakat başka hiçbir itirazda bulunmamıştı. Victor örtüyü biraz daha kaldırarak Caius'un kalçalarını ortaya çıkarmıştı. Bu onu daha da azdırırken elini belinden kaydırarak kalçalarını hafifçe sıktı ve onu döndürerek yüz üstü yatmasını sağladı.
Caius yüzünü tamamen yastığa gömdü. Victor'un dokunuşları sakin olsa bile nazik olmayacağını söylemişti. İçinde doğan beklentiler yüzünden endişelenmeden edemiyordu. Yatağın üzerine çıktığını hissettiği adamın kalçalarını ayırarak deliğine dokunmaya başlamasıyla da daha da gerildi. Tüm vücudu kasılırken başını gömmüş olduğu yastığı sakinleşmek için iyice sıktı ve derin nefesler aldı. Tam o sırada parmağını deliğinin üzerinde hafifçe bastırarak gezdiren Victor'un kısık ve derin sesi kulaklarına gelmişti. "Çok şirinsin, hemen içine girip saatlerce o şekilde kalmak istiyorum..."
Victor elini çekti ve aceleyle çekmecelerin birinden kayganlaştırıcı çıkarmak için uzandı. Şişenin içindeki sıvının büyük bir bölümünü Caius'un deliğine ve pantolonundan çıkarmış olduğu aletine iyice döktü. Caius'un ne olduğunu anlamasına kalmadan parmaklarını yeniden deliğinin üzerine götürdü ve iki tanesini içine soktu. Biraz zorlanmış olmasına rağmen duraksamadan Caius'u genişletmeye başlamıştı. Daha fazla dayanamıyor olduğu sertleşmiş aletinden belli oluyordu. İçine girebileceği kadar genişlediğine emin olduktan sonra parmaklarını çıkararak Caius'un kalçalarını biraz daha yukarı kaldırdı ve aletini ona sürtmeye başladı.
Caius hiçbir tepki veremiyordu. Daha önce böyle bir şey yaptığı olmamıştı ve ne düşünmesi gerektiğini bile bilmiyordu. Tek bildiği şey bir an önce bitmesini diliyor olduğuydu fakat beyni içine girmeye başlayan yabancı nesneyle tamamen boşalmıştı. Refleks olarak öne doğru kaçmaya çalıştı. Bunu fark eden Victor hemen onu belinden tutarak kendine daha da çok çekmişti. Böylece Caius'un gözleri arkasında hissettiği sızıyla dolmaya başladı. Dudaklarından hafif iniltiler çıkmaya başlamıştı, sakinleşebilmek için aldığı derin nefeslerin sesi Victor'un kulağına gidiyordu. "Sakin ol." dedi derin bir sesle. "Daha yarısını bile sokmadım."
O durum altında sakin olmak Caius için mümkün değildi fakat zaten Victor onun kendine gelmesini bekleyecek biri de değildi. Aletini Caius'un içine daha da çok itti, normale göre daha yavaş ve nazik davranıyor olduğu için Caius şanslı bile sayılırdı. Yarısına geldiğinde Caius artık daha fazla dayanamadı. Sesinden ne kadar acı içinde olduğu belli oluyordu. "Lütfen dur, daha fazla istemiyorum."
Victor durmuştu, o şekilde kaldı. Artık onu bırakıp gitmesine izin verecek durumu geçmişlerdi ve son anda değiştirilen kararları sevmiyordu. Kısa bir sürenin ardından Caius'un belinden saha sıkıca kavrayarak tamamını tek seferde içine itti.
Caius, kesinlikle bunu beklemiyor olduğu için hem şaşkınlıktan hem korkudan hem de acıdan ötürü bir çığlık atmıştı. Gözyaşları süzülürken kendine gelmeye çalışarak hafifçe bileğini ısırdı. Derin iniltilerini tutmazken bunu paraya ihtiyaçları olduğu için yaptığını kendine hatırlatmaya çalıştı. Kardeşi içindi... Gereksiz biri olup girdiği her işten kovulan kendisi olmasaydı böyle bir durumun içine düşmeyecekti. Başka çaresi yoktu.
Victor, Caius'u sakinleştirmek için çaba harcayacak bir kişiliğe sahip değildi. Fazla beklemeden aletini içinde hareket ettirmeye başlamıştı. Başta yavaş ve temkinliydi fakat git gide hızlanıyordu. Caius derin nefesler alırken kolunu daha da çok ısırdı. Bir an önce her şeyin bitmesini dilediği sırada Victor'un aletinin çarptığı noktayla aniden gözleri açılmıştı. Neler olduğu anlayamazken çıkardığı boğuk ses üzerindeki adamın kulaklarına varmıştı. Victor o noktaya daha hızlı ve daha çok vururken hafifçe eğilerek onun saçlarını okşadı. "İşte böyle..."
Kısa bir süre içinde Caius kolunu ısırmayı bırakmıştı. Arkası hâlâ biraz sızlıyor olsa da en çok hissettiği o şey acı değildi. İniltilerini tutmaya çalışırken boğuk sesler çıkarıyordu. Kendine dokunmak istedi fakat sıktığı yastığı bırakmaya cesareti yoktu. Anlamadığı bir nedenden ötürü gözyaşları daha da çok akıyordu ve birkaç saniye sonra dokunmasına gerek bile kalmadan çarşafların üzerine gelmişti.
Hem şaşkınlıktan hem de utançtan ne yapacağını bilemezken arkasında yakın zamanda durmayı planlamayan Victor onun boşaldığını anlamıştı. "Şimdiden geldin mi? Tam da küçük bir fahişesin."
Victor birkaç kere daha hızlıca aletiyle onun zevk aldığı noktaya bastırmasının ardından duraklayarak içinden çıkmıştı. Diğerini belinden tutarak tek hamlede sırtüstü döndürdü. Onu iyice kendinden geçirmek istiyordu. Karşısındakinin kıpkırmızı ve ıslak suratını görmesiyle bir anda daha da sertleşmişti. Şirin gözüktüğünü düşünmeden edemedi. Caius'un yarı sertleşmiş aletini kavramasıyla diğerinin dudaklarından küçük bir inilti çıkmıştı. Sanki daha fazlasını istiyormuş gibi kıvranıyordu. "Eğer sana dokunmamı istiyorsan biraz yalvarman gerekecek."
Hemen ardından onu bırakarak yeniden kalçalarını yukarıya doğru kaldırdı ve tek seferde içine girdi. Victor ileri geri hareketlerinde kaldığı yerden devam ederken Caius artık kendini gömebileceği bir yastığı olmadığı için inlemelerini tutamıyordu. Elini dudaklarına götürürken Victor onun bileğinden tutarak onu durdurdu ve Caius'un suratına bakmasını sağladı. "Sana dokunmamı istiyor musun yoksa istemiyor musun?"
Caius kısa bir süre ona baktıktan sonra kafasını olumlu anlamda salladı. Bununla Victor'un gülümsemesi artarken belirtti. "Söyle."
Bunu derken aynı anda hareketlerini onun daha da çok kıvranması için daha da hızlandırmıştı, Caius'u çaresiz bırakmak istiyordu. Uzun süre geçmeden istediğini de almıştı, Caius inlemelerinin arasında konuşmaya çalıştı. "Lütfen... Bana dokun..."
Victor onun bir bacağını tutarak omzunun üzerine yerleştirdi. Böylece daha derine inebiliyordu. "Daha fazla." diye emir verdi.
"Lütfen..." dedi birkaç kere yaşlar yanaklarını daha da çok ıslatırken, tam olarak ne diyeceğini bilmiyor olduğu belliydi. "Lütfen... Bana dokunmanı istiyorum..."
Yalvarışı Victor'u tatmin etmemişti fakat o haliyle Caius normalden daha da şirin ve çaresiz gözüktüğü için bu seferlik kıyak geçebileceğini düşündü ve boştaki eliyle Caius'un aletini kavradı, bununla beraber Caius kalçalarını istemsizce daha da yukarı kaldırmıştı. Victor onu yavaşça okşarken konuştu. "Haline bak, birkaç dakika önce durmam için yalvarıyordun. Şimdi ise daha fazlası için... Azgın bir köpek gibisin."
Caius'un beyni artık etrafında olanları algılamıyordu. Victor ona dokununca karın bölgesine yeniden boşalmıştı. Bununla daha hassaslaşmış olmasını umursamadan Victor'un durmayıp hareketlerine devam etmesinden ötürü hissettiği acının geri dönmesiyle diğer adamı üzerinden itmeye çalıştı. İniltileri yavaş yavaş yerini yarı ağlayış ve yarı çığlıklara bırakırken Victor hayal kırıklığına uğramış bir şekilde ona baktı. Ona bir de nasıl iyi bir şekilde dayanacağını öğretmesi gerekecekti. Yine de bunun keyfini bozmasına izin vermeden hareketlerini hızlandırdı ve Caius'u duymazdan gelerek işini bitirdi.
Caius'un içinden çıktıktan sonra altındaki çocuğun ağlayışı küçük hıçkırıklara dönmüştü. Tamamen tatmin olmadığı için kendini biraz sinirli hissediyordu. Bir kere bile diğerinin suratına bakmadan yataktan çıktı ve pantolonunu düzeltirken monoton bir sesle belirtti. "Temizlenip giyindikten sonra hizmetçilerden biri sana çıkışı gösterecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI LORD [BL] (+18)
FantasyÇocuk annesinin nefes almayan cansız bedeninin önünde duruyor ve ona sarılıyordu, adamın yeniden başına gelmesiyle ona nefret dolu gözlerle baktı. Adamın suratındaki gülümseme, çocuğun ifadesini görmesiyle yüzüne daha da yayıldı. Ardından eğilip ço...