~HER ŞEYİN BAŞLADIĞI NOKTA 4.KISIM~

94 8 15
                                    


Kafasında yankılanan tek bir düşünce vardı: Ölüm.

İntihar ederse tüm bunlardan kurtulmuş olacaktı değil mi?

Annesinden... İçini kemirip bitiren suçluluk duygusundan... Ve yaşama olan kızgılığından...

İntihar edenler bir şeytana dönüşüyor olsa bile önceki yaşamından hiçbir şey hatırlamıyorlardı. Tanrı da zaten onun tarafında değildi. Gayet cezbedici bir teklif gibi gözüküyordu.

Ancak Lyra vardı.

Ve Caius'un Lyra'yı annesiyle tek başına bırakmak istemiyordu. Etrafta kızacak biri olmadığında muhtemelen ona sataşırdı ve Lyra... Bunların hepsini kaldırabilecek güce değildi.

O yüzden dişini sıkıp güçlü olmalıydı.

Ertesi gün annesi evden çıkmadan önce tek kişinin karnını bile doyurmaya yetmeyecek kadar para bırakıp ona bir şeyler almasını söylemişti. Caius da Lyra da açtı. En son doğru düzgün yemek yedikleri zamanı hatırlamıyordu. Bu yüzden çok beklemeden metal paraları aldı ve dışarı çıkmak için kapıya doğru gitti fakat çıkmasına kalmadan uyandığını bile fark etmediği kardeşi ona seslenmişti. "Abi."

Caius ona döndü. Lyra devam etti. "Dün... Söylediklerim için çok üzgünüm... Dediklerimi gerçekten kastetmedim sadece... Son zamanlarda her şey çok stresliydi ve... Senden çıkardığım için gerçekten çok özür dilerim."

Caius Lyra'ya yaklaşıp onun başını okşadı. "Gerçekten kastetmediğini biliyorum, bunu dert etme."

Ardından evden çıkmak üzere arkasını dönmüştü ki Lyra yeniden lafa girdi. Tedirgin olduğu sesinden belli oluyordu. "Ve annemin söyledikleri... Onları ciddiye almıyorsun değil mi?"

Caius, Lyra'nın bu konuyu açmasıyla şaşırmış ve olduğu yerde kalakalmıştı. Lyra devam etti. "Annem çok sarhoştu, bu yüzden ne dediğini umursama! Lütfen... Sana ihtiyacım var."

Caius bir süre boyunca ne diyeceğini bilmedi. Hemen ardından fazla düşünmeden gidip kız kardeşine sıkıca sarıldı. Ona sahip olduğu için kendini şanslı hissediyordu. Lyra ikna olmamıştı. Kollarını abisinin etrafına dolarken sesi daha da endişeli çıkıyordu. "Kendine bir şey yapmayacaksın değil mi?"

Caius ondan çekilirken gülümsemeye çalıştı. "Sen olduğun sürece hayır."

Bu sözleri duymasıyla Lyra'nın endişesi azalmıştı. Caius yeniden ayağa kalkmadan önce onu yanağından öptü ve belirtti. "Yiyecek bir şeyler almaya gidiyorum, yakında dönerim."

Lyra onu onaylarcasına kafasını salladıktan sonra Caius fazla oyalanmadan evden çıktı.

Haziranın sıcak ve boğucu havasının suratına çarptı. Kafasında hızla fırına doğru gidip yiyecek aldıktan sonra nispeten daha serin olan evine dönme planı yaparken arkasından birinin onu tutup ara sokaklardan birine çektiğini hissetti. Sırtı soğuk duvara çarpmıştı. Boğazına dayanmış olan saoğuk keskin aleti hisseti. "Ne kadar paran varsa ver."

"Yok." demeye zorladı Caius kendini neden onu yakaladıklarına anlam veremezken. Zengin birine benzemiyor, pahalı kıyafetler giymiyordu. Onu duvara sabit bir şekilde tutan cüsseli adam baştan aşağıya süzdükten sonra biraz arkasında duran daha sıska adama bir el hareketi yapmıştı. Böylece sıska adam Caius'a yaklaşıp üzerini aramaya başladı.

Kısa bir sürenin ardından ceplerindeki metal paraları bulmuştu. Çıkarıp metal paraları inceledikten sonra beklentilerini karşılamamış gibi duvarın kenarına doğru fırlattılar. Cüsseli adamın hayal kırıklığına uğramış olduğu belliydi. Bıçağı boğazından çekerken sıska olan konuştu. "Gereksiz birini yakalamışsın, gidelim buradan."

KIRMIZI LORD [BL] (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin