Kar.
Karın üzerindeki kırmızılı lekeleri gördü.
Her yer koyu kırmızıydı.
Onlara ulaşmak istedi ancak hissizleşmiş olan bedeni ona ihanet etti. Kolunu kaldıramadı.
Biraz soğuk ve biraz da acı hissetti.
Kardan ötürü değildi, düştüğü içindi... Birazcık canı acıyordu.
Birkaç saniye önce hissettiği acının daha şiddetli olduğunu anımsadı, özellikle gözü korkunç bir şekilde sızlamıştı ancak şimdi... Şimdi o kadar acımıyor gibiydi. Nedenini anlamadı.
Uzaktan birinin ona seslendiğini duydu.
"Caius!! Caius!"
Ona kim sesleniyordu? Hatırlayamadı.
Ve daha fazla duyamadı.
Görüşü zihniyle beraber bulanıklaştı. Tutunmaya gücü yoktu, kaymasına izin verdi. Tam olarak neyin olduğundan emin değildi fakat başından beri tutmakta hevesli olmadığını biliyordu.
Bu onu rahatlacak, özgürleştirecek ve huzura kavuştracaktı. Öyle olmasını umdu.
Ama gerçekler, bir kez daha umutlarından çok daha uzaktaydı.
Gözünde tekrar keskin bir acı hissetti. Kafası karıştı, etrafına bakındı, olduğu yeri tanıyamadı. Hatıraları eksikmiş gibi geldi, hatırlayamadı ve korktu.
Bu yüzden ağladı.
Uzun bir süre ağladı. Bir kişi nazik bir tonla ona seslenene kadar ağladı.
"Neyden korkuyorsun?"
Keskin acı aniden yok oldu.
Kafasını kaldırdı ve kadın maskesi takan o adamın başında olduğunu gördü.
-
Caius istemsizce gözündeki yaraya dokundu. Aniden konuşmak zorlaşmıştı, kendisini yutkunmaya zorladı. Sesi titredi. "Kendimi de öldürmedim, eğer merak ettiğin buysa."
Chasity iç çekti. "Geçmiş hakkında konuşmayı sevmediğini biliyorum ancak herhangi bir tahmin yürüteceksek öncelikle Karise'yle yanlışlıkla bir anlaşma yapmadığından emin olmamız gerekiyor."
"Haklısın." Caius stresslendiği için elleriyle oynamaya başlamıştı. Bakışlarını yere sabitledi. "Belki ona sorabiliriz?"
"Kafayı mı yedin?" Chasity'nin sesi sonunda yükselmişti. "O da seni istiyor."
"Onu da yeniden görmek istemiyorum doğrusunu söylemek gerekirse ama başka türlü bilemeyebiliriz. Hem... Hem Şeytan Kralı'yla beraber çalışıp çalışmadıklarını öğrenmek fena olmaz."
Chasity sinirle nefesini verdi. Bir de bu vardı. Karise gibi birinin kralla çalışacağını düşünmüyordu ancak ne olacağı belli olmazdı.
"Belki onunla ormanda buluşabiliriz?" diye teklifte bulundu Caius. "İkimiz gideriz ve planladığımız gibi gitmezse kaçma şansımız yüksek olur."
"Uff, tamam, düşüneceğim." Kadın neredeyse hırlamıştı. "Yıkanmak istiyorum şimdi, çık hadi."
Caius onu daha fazla irite etmemek için ayağa kalktı. "Son bir şey daha..."
Antoine'a yazdığı mektubu titreyen ellerle uzatmıştı. Kadın kısa bir süre mektupla bakıştıktan sonra hızla çocuğun elinden aldı ve eliyle çıkmasını işaret etti. Caius koşarak banyoyu terk etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI LORD [BL] (+18)
FantasyÇocuk annesinin nefes almayan cansız bedeninin önünde duruyor ve ona sarılıyordu, adamın yeniden başına gelmesiyle ona nefret dolu gözlerle baktı. Adamın suratındaki gülümseme, çocuğun ifadesini görmesiyle yüzüne daha da yayıldı. Ardından eğilip ço...