+18!: Tüm bölümü atlayabilirsiniz.
Caius gözlerini açar açmaz başına iğrenç bir sızı saplandı. İnleyerek doğrulurken tanımadığı bir yerde olduğunu fark etti. Korkuyla etrafa bakındığında bir çift gri göz onu karşılamıştı.
İşi bitmeden Caius'un bilincini kaybetmesi Victor'un sinirlerini bozmaya yetmişti. Yine de tatmin olana ve sinirini çıkarana kadar çocuğu bırakmamış, ardından da onu yatağa taşımış ve bir süre daha orada istediği gibi kullanmıştı. En sonunda kendini yeniden iyi hissetmeye başlasa da tekrar böyle bir şeyi tahammül edeceğini düşünmüyordu.
Caius'un şaşkınlık ve korkuyla etrafa baktığını görünce elindeki defteri kenara koydu ve o da uzandığı yerden doğruldu. Ses tonu soğuktu. "Nasılsın?"
Caius birkaç kere gözlerini kırpıştırdı. Victor'un evinde olduğunu idrak etmesi uzun sürmüştü. Beyni çalışmaya başladığında adamın yatağında, ipek çarşafların arasında çıplak bir şekilde durduğunu anladı. Vücudundaki korkunun yerini panik alırken sordu. "Ne zamandır buradayım?"
Annesi dönmeden önce eve gitmesi gerekiyordu. Ona nerede olduğunu açıklamakla uğraşmak yerine ölmeyi tercih ederdi. Eğer bir iş bulup para kazandığını öğrenirse kardeşini o mahalleden çıkarmak için birikim yapma şansı olmazdı. Victor'un soruyu cevaplamasına izin veremeden daha da çok doğruldu ancak vücudunun her yerinde hissettiği sızıyla olduğu şekilde kalması gerekmişti, daha fazla hareket edemiyordu. Algılarının yavaş yavaş yerine gelmesiyle bacaklarının ve göğsünün beyaz bir sıvıyla kaplanmış olduğunu fark etmişti. Neler olduğu yavaş yavaş anlarken kendini kusmamak için zor tuttu ve yerinde titredi.
Caius'un ne düşündüğü yüz ifadelerinden belli oluyordu. Victor iç çekti. "Çok uzun süre geçmedi." Ardından yataktan kalmış ve kendi kıyafetlerini üzerine geçirmeye başlamıştı. Caius'un aksine tamamen temiz duruyordu. "Dediğim gibi seni burada olman için zorlamıyordum, eğer istemiyorsan gelmek zorunda değilsin fakat benimle olmaya devam edeceksen daha fazla çabalaman gerekiyor."
Son kelimelerinin üzerini baskılaya baskılaya söylerken karşısındaki çocukla göz teması kurmuştu. Caius ona kaybolmuş bir ceylan yavrusu gibi bakıyordu. Kısa bir sürenin ardından yutkundu ve cevapladı, gözlerini kaçırmıştı. "Elimden geleni yapacağım."
Elinden gelenden daha fazlasını yapması gerekiyordu fakat Caius, Victor için fazlasıyla çekiciydi. Gözleri, teni, kokusu ve bedeni... Hepsinin ona ait olmasını istiyordu. Kendisini bir kişi için uzun zamandır bu şekilde heyecanlanmış hissetmemişti. Ayrıca bir zamanlar çok ünlü olan savaşçının oğlu olması onun daha da azmasını sağlıyordu. Bu yüzden ona biraz daha şans verebilirdi. Başkası olsa çoktan vazgeçmişti bile.
Kafasını olumlu bir şekilde sallayarak yine aynı dolaba yöneldi ve bir kısım para çıkararak masanın üzerine koydu. "Banyoyu kullanabilirsin, çıktığında hizmetçilerden biri sana çıkışı gösterecek."
Tekrar Caius'a tek bir bakış bile atmadan odadan çıktı. Yeniden bakarsa içindeki ateşin bir kez daha alevleneceğini ve çocuğu bırakmayacağını biliyordu fakat vücudunu fazla da zorlamak istemiyordu. Sonuçta Caius bu kadar erken ölürse eğlencesi elinden alınmış olurdu değil mi?
Caius bir süre daha olduğu şekilde kaldıktan sonra kendisini destek alarak ayağa kalmaya zorladı. Kalkmasıyla bacaklarına bulaşmış sıvının aktığı hissetti, bu midesinin daha da çok bulanmasına neden olmuştu. Gözyaşlarını tutmaya çalıştı. Er ya da geç bu hayata alışması gerekiyordu sonuçta. Ne kadar erken olursa onun için o kadar iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI LORD [BL] (+18)
FantasíaÇocuk annesinin nefes almayan cansız bedeninin önünde duruyor ve ona sarılıyordu, adamın yeniden başına gelmesiyle ona nefret dolu gözlerle baktı. Adamın suratındaki gülümseme, çocuğun ifadesini görmesiyle yüzüne daha da yayıldı. Ardından eğilip ço...