Merhaba. Bu bir bölüm değil. Bir şeylerin yanlış gittiğinin ve benim açıklama yapmam gerektiğinin farkına vardım.
Lacivert ile ilgili eleştiriler var. Bunu sizlerle de paylaşmak istedim. Çünkü bunların hepinizin kafasına takıldığını ve belki de bana sormayıp bilinmeyenler denizine attığınızı düşünüyorum.
Birincisi yazım hatalarım. Sizi rahatsız eden yazım hatalarım var mı? Bunu kesinlikle kendimi kanıtlama derdine düşüp sormuyorum. Gördüklerinizi, belirgin olanları söyleyin lütfen. Düzelterek ilerlemek istiyorum. Ayrıca genellikle -ki bu neredeyse her zaman böyle oluyor- bölümü yazarken elimden geldiğince hata yapmamaya çalışıyorum. Hatta daha sonrasında bölümü yayınlayıp kendi yazdığım bölümü oturup baştan okuyorum ve yazım hatalarını bulup ekran görüntüsü alıyorum. Bir keresinde belki kendim görmemişimdir diye arkadaşımdan rica ettim ve bulduğu hataları bana söyledi. Her neyse işte, sonra bilgisayara geçip bölümdeki hataları düzelterek bölümü tekrar güncelliyorum. Bunun bildirim olarak geldiğini sanmıyorum. Bu yüzden hatalar sizlerde hala görünüyor olabilir. Bazı kelimelerin bitişik ya da ayrı yazılması olayı var bir de. Bu konuda belirgin bir şey söyleyemeyeceğim. Çünkü küçükken öğrendiğim bazı şeyler şuan değişmiş olabiliyor ve inanın bana bunu değiştirmek zor. Çünkü kelimenin bitişik yazıldığını küçükken kalıp şeklinde öğrenip alışkanlık haline getirmişim. Bunu alışkanlıklarım arasından sıyırmak zor geliyor. Ama yine de daha çok araştırma yapıp size en doğrusunu sunmaya çalışacağım.
İkincisi Asya'nın Ankara'ya gelmesi mevzusu. Asya neden İstanbul'daki bir okula gitmedi de ta Ankara'ya geldi? İstanbul'daki okulların suyu mu çıktı, tarzı şeyler. Asya'nın Ankara'ya gelmesi ve okulunu değiştirmesini sadece bir araç olarak düşünün. Hikayenin ana hattı bu olay değil. Ama yine de hikayeyi başlatan şey sonuçta. Arkadaşlar İstanbul'da çok fazla iyi olan liselerin haricinde ve Asya'nın seviyesinde gidebileceği bir okul yok gibi bir şey. Ayrıca gerçekte böyle olaylar oluyor, bizzat tanık olabilirsiniz. Ayrıca Asya'nın ailesi, her ne kadar Asya'ya hissettirmese de ona karşı gizli bir nefret besliyor. Bunu size satırlarda hissettiremediysem bu benim suçum. Affedin.
Üçüncü konu kapağımız. Kapağın amatör olduğunun ve uzun bir süredir kullandığımızın farkındayım. Ama ben kapak tasarlayamıyorum ve sizlerden de bir şeyler gelmeyince yapacak bir şey kalmıyor. Arkadaşım yeni bir kapak tasarlıyor zaten, kısa bir süre içerisinde elimde olacağını umuyorum. Ayrıca buradan ona da sesleniyorum. Ama onu bunaltamam da, yapmak zorunda değil. Kapak tatlı, bu kadarlık bir yorum belirtebilirim.
Dördüncüsü hikayede bir şeyin eksik olması. Bir şeyin eksik olduğunu düşünüyorsanız söyleyin lütfen. Olayların akışında ya da olayların işleyişinde herhangi bir noksanlık fark ettiyseniz bana bildirin ki doldurayım o eksikliği.
Beşincisi hikayedeki bazı olayların çok yapmacık olması. Fazla şansa dayalı olayların yer alması. Yazdığımız hikayeler zaten hayal ürünleri ve bir hikayeyi karakterin uyanması, okula gitmesi ya da uyuması gibi sıradan olaylarla ayakta tutamayız. Şansın, tesadüfün hikayemde fazlaca yer aldığının da farkındayım. Ama bunu yapmayı seviyorum. Yine de rahatsız olduysanız belirtin lütfen. Fikirleriniz, her zaman da söylediğim gibi benim için çok kıymetli.
Yaz tatiline girdik ama bir haftadır bölüm gelmedi, diye düşünüyor olabilirsiniz. Benim için berbat bir haftaydı ve çok büyük bir kayıp yaşadım. Beni anlayacağınızı düşünüyorum.
Bölüm bu akşam gelecek inşallah.
Neyse, okuduysanız teşekkür ederim; okumadıysanız da canınız sağ olsun.
Başka söyleyeceğim bir şey kalmadı sanırım. Sizleri seviyorum. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın...
Beyza Melis Çalmaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT
Teen FictionAŞK... Üç harf, tek heceye sığdırılmış iki koca hayat... Sadece aşk mıdır, her şeyi zorlaştıran? Ya da sadece aşk mıdır, her şeyi kolaylaştıran? Her şeyi unutmak mı daha kolay? Yoksa yaşadığın her saniye hatırlamak mı? Peki ya AŞK?...