16-ÖZERLER

427 29 19
                                    

Kayalar'da kalmak.

"Bilmem, Asya ne yapacaksın?" Buse merakla kuşanmış mavi gözlerini bana çevirdiğinde, yüzünde karanlığın düşürdüğü ince bir gölge vardı.

"Bilmiyorum." dedikten sonra alt dudağımın kenarını dişlerimin arasına yerleştirdim. Ama bununla birlikte, dudağımın camın kestiği o kısmı sızlamaya başladı. Dişlerimin arasından çıkardığımda yüzümü de buruşturmuş bulunuyordum.

"Bence orada kal. Ben annemler uyuyunca alırım eve seni." dediğinde yüzümü eski hâline çevirdim.

"Tamam." Tek kelimelik cevabımdan sonra, Kaya başını aynaya çevirdi ama gözlerimiz karşılaşmadı. Şoför koltuğunda otursa bu pekala olabilirdi; ama bu konumdayken zordu.

Oturuş şeklimi değiştirmeden başımı cama çevirdim ve gözlerim arabanın hizasında bulunan her şeyi görmeye başladı. Yanından geçtiğimiz ağaçları seyrederken elimi dudağıma götürüp kanayıp kanamadığını kontrol ettim. Kanamıyordu. Buse'nin görmemesini umarak elimi bacağımın üzerine indirdim, görse feryat figân eder, abartır ve biri bin yapardı.

Kimsenin konuşmadığı yaklaşık bir yarım saatlik süreden sonra, evimizin olduğu sokağa geldik. Buse kapıyı açıp aşağı indiğinde, ben de gücümü toplayıp kapıyı açarak bacaklarımı aşağı sarkıttım. Zeminde sağlam olduğuna inandığım bir şekilde dikildikten sonra taksinin kapısını kapattım. Kaya taksiciye para verdikten sonra aşağı indiğinde elinde okul çantam vardı. Çantamı aldığı için ona teşekkür etmeyi not ettim aklıma. Hey, sadece çantamı aldığı için değil, beni o korkunç ve ömrüm boyunca korkarak hatırlayacağım, adının baş harfini bile duymak istemediğim adamdan kurtardığı için de teşekkür etmeliydim. Hem tek başına mı gelmişti o, filmlerdeki gibi yanında getirdiği adamlar yok muydu?

"Asyacığım, hadi ben geçiyorum eve. Birkaç saat sonra sen de gelirsin." dedi Buse ve dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Tamam görüşürüz." dedikten sonra el salladım ve o da eve doğru yürümeye başladı.

"Hadi biz de gidelim." Kaya bunu söylediğinde gözlerimi bizden uzaklaşan Buse'den aldım ve Kaya'ya çevirdim.

"Tamam." dememden hemen sonra hareketlendi ve ben de onu takip etmeye başladım.

Bu arada Berker neredeydi ve şuan Kaya'nın yerinde onun olması gerekirken neden ortada yoktu?

Bunu düşünme zamanını erteleyerek yine o koskoca not defterime kaydettim.

"Eve girdiğinde sessiz ol. Annem görme engelli ve seni görmez. Babam zaten şehir dışında. Babaannem de uyumuştur zaten." Ne, evine gizli gizli mi girecektim yani?

"Tamam." Evet, öyle yapacaktım.

Elini sağ cebine soktu ve birkaç şıkırtı eşliğinde anahtarı çıkarıp kapı kilidine soktu. Büyük beyaz kapı geriye doğru açılınca ben de Kaya ile birlikte içeri süzüldüm.

O minik ve sessiz adımlarla yürümeye başlayınca ben de parmak uçlarımda yükselip bu şekilde yürümeye başladım. Geniş hol karanlıktı ve bu yüzden dikkatli olmaya özen gösteriyordum. Hey, karşınızda dünyanın en sakar insanları listesinde adı altın harflerle yazılı biri var.

Karanlık yerde ilerlerken birden ışık pat diye açıldığında, gözlerim kendilerine gelebilmek için izin istediler. Biraz sonra normal bir şekilde görmeye başladığımda, gözlerimde karanlığın oluşturduğu uyuşukluk gitmişti. Arkamda adım sesleri duyduğumda vücudumu tam tersi yöne döndürüp kimin olduğuna baktım. Kaya'nın da aynısını yaptığına bahse girebilirdim.

LACİVERTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin