YAZARDAN VEDA

216 13 2
                                    

Merhaba. Sanırım aylardır düşündüğüm yazıyı yazmanın vakti geldi. Aylardır hazırlandığım an.
Daha önce de söylediğim gibi 30 Aralık'ta yazmaya başladım Lacivert'i. Asıl olarak yazdığım tarihse bundan birkaç hafta daha öncesine dayanıyor. Lacivert'in ismi hakkında tereddütte kalmıştım. Yayımlamak da benim için gerçekten cesaret gerektirecek bir karardı. Lacivert'in ilk ismi Sonbaharın Kızı idi. Daha sonra bunu değiştirdim.
Ve şimdi siz Lacivert'i okudunuz.
İlk birkaç bölümü peş peşe paylaştım. Her gün birer tane olarak. Elimden telefon ve laptop düşmüyordu. Onları bıraksam tableti alıyordum. Okunma sayısını dakika dakika takip ettim diyebilirim. Her artışta içimde yeni bir şeyler daha uyanıyor ve mutlu oluyordum. Gerçekten muhteşem bir duyguydu.
Bunları neden söylüyorum bilmiyorum. Ben Lacivert'i ilk yazmaya başladığım sırada karşılıklı oy ve yorum mevzusu almış başını gitmişti. Hâlâ da var olduğunu düşünüyorum. Buna karşı çıktım ve elimden geldiği kadar yapmamaya çalıştım. Artık Facebook'taki çoğu Wattpad grubuna üye değilim -sanırım sadece bir tanesine üyeyim- o yüzden ne durumda olduğunu bilmiyorum.
Wattpad'de binlerce hikaye var. Ve bunların içinden sıyrılmaya çalışmak gerçekten zordu. Çünkü ben sıradan, normal bir yazar olmak istemiyordum.
Bunu başarabildim mi bilmiyorum.
Lacivert'e yeni bölüm yazmaya başladığım her anda o kadar huzurlu ve rahat hissediyordum ki. Lacivert'i yazmak bana huzur veriyordu. İlk zamanlar böyleydi.
Geçen yaz, 18. bölümü yayımlamamdan sonra bir kayıp yaşadım. Herkesin hayatında pürüzler vardır ve bende de elbette ki vardı. Geçen sene sorunlar yaşanan bir seneydi ama bu yazmamı engellemedi. İnadına, daha sıkı sarıldım.
Geçen yaz, yazmadaki zirveyi yaşadığımı düşünüyorum. Okullar açıldıktan sonra iyi gitmedi.
Yaz boyunca sürekli kendimi cesaretlendirebiliyor ve harflerime güç verebiliyordum. Ama okul açıldıktan sonra bu daha da zor olmaya başladı ve yapamadığımı fark ettim. Cesaretim kırılmıştı ve kendimi teşvik edemiyordum. Yazmak artık zor geliyordu.
Hayalim, 39 bölümde final yapmak değildi. Elimden geldiği kadar uzatmak, en azından 50'yi görmek istiyordum. Ama ne zaman yetti, ne de ben bunu yapacak gücü bulabildim.
Yayımladığım birkaç özel bölümü de sayarsak 40'ı geçiyor bölüm sayısı. Ama artık bunu o kadar önemsemiyorum. Bir gün bitecekti ve bunun bir sene sonunda olmasını kendim seçtim.

Lacivert, bir yaşındayken bitti, sonsuzluğa karıştı, buhar oldu.

Yazdığım son sizi ne kadar etkiledi bilmiyorum ama ben yazarken çok tereddütte kaldım. Kötü son yapacağımı en başından beri biliyordum ama Asya'nın öleceğine dün karar verdim. Ama küçük Ada'nın öleceği yazdan da öncesinden belliydi. Finalin son cümlesini bile kurmuştum ama dünki kararımla değiştirdim.

"Bedenim boşluğu yararken avuçlarım sonsuzluğu yakalıyordu."

Lacivert böyle bitti.

Final bölümünü çok daha iyi ve uzun yazmayı ben de isterdim ama ne zaman yardımcı oldu, ne de yazmam. Son zamanlarda köreldim ve yazmak artık zor geldi. Bu yüzden yazmayı bırakmadan önce finali yayımlamak ve bitirmek istedim.

Şimdi, düşündüğüm zaman, pişman değilim. Diğer türlü yarım kalabilirdi ve bu beni boşluğa düşürürdü.

Okunma sayısı 20 bin oldu. 20 binin her bir sayısı için teşekkür ederim. İlk bölümdeki 1.6 binlik okunma sayısına da, son bölümdeki 25'lik okunma sayısına da teşekkür ederim. 893 oy sayısına, 427 yorum sayısına da teşekkür ederim. Başından beri yanımda olanlara da olmayanlara da teşekkür ederim.

Yazdığıma asla pişman değilim, ben birilerinin bunu okuyup bir şeyler çıkarmasını istedim. Başardığımı da umuyorum.

Finalde Kaya'ya kızmış olabilirsiniz. Eylin'i alıp gitmesi ve Asya'yı yalnız bırakması kabullenilir gibi gelmeyebilir. Ama ona göre doğru olan buydu. Eğer kalsaydı, kızının kaderinin de annesi gibi olacağından korktu. Asya'nın yaşadıklarını en yakından bilen kişi Kaya'ydı ve eğer gitmeseydi, Eylin de bunları yaşayacaktı. Belki de artık Kaya'nın bunu kaldırmaya gücü kalmamıştı.

Berker'e ne oldu? Berker'i nasıl istiyorsanız öyle düşünün. İster hapiste, ister başka bir şehirde, ister yurt dışında, isterseniz de başka bir dünyada. Bunu size bırakacağım.

Eklemem gereken bir şeyler daha var mı? Mmm...

Başından beri yanımda olan arkadaşlarım, sizleri çok seviyorum ve teşekkür ediyorum. En yakın arkadaşım, desteğini hep hissettiğim Gözde'ye, iyi kötü yorumlarıyla beni doğru yola sokmaya çalışan Esma'ya, yorumlarıyla beni güldürüp hep iyi hissettiren İpek'e, yine yorumlarıyla farklı hisler tattıran, finali de oldukça güzel yorumlayan Bahar'a teşekkürlerimi ve sevgilerimi iletiyorum. Sizler olmasaydınız daha kötü olabilirdi.

Arkadaşlarım gerçekten beni desteklediler ve iyi hissettirdiler. "Berker who?" diye başımın etini yiyen Bahar, öğrendin artık. :D

Çok okuyucu kaybeden bir yazardım. Güzel yorum yapan herkesi yitirdiğimi söyleyebilirim. Ama bunlar beni üzmüyor. En iyisini yapabilmem için bu gerekliydi.

Şimdi geriye dönüp bakıyorum. Hayır, pişman değilim. İyi ki yazmışım ve kalplerinize ulaşmışım.
Bunların dışında...
Diğer hikayem O'ya devam etmeyeceğim. O'yu yazmak benim için aniydi ve aklıma düşen kurguyu yazıya geçirdim. İki bölüm yayımladım ama gerisi gelmeyecek. En azından burada yazmayacağım. Bir süre sonra tamamen Wattpad'den kalkacak. Bir daha, en azından uzun bir süre daha yazmaya devam etmeyi düşünmüyorum. Belki de bunlar, son satırlarım.
Evet, sona yaklaşıyoruz...
Asya'nın karakterini kendi ellerimle yoğurdum ve önünüze koydum. Onu yazmak benim için gerçekten muhteşem bir şeydi. Muhteşem ruhlu bir kızı ellerimle yoğurdum ve yazdım. Bu o kadar değerli ki. Asya çok değerli bir ruh.
Kaya'nın sevimli tavırları, korumacı hâlleri, sonsuz sevgisi... Onu yazarken hep eğlendim, hissetmeye çalıştım. Onu yazmak beni tamir etti. Asya'nın yaralarını sardığı gibi.
Berker... Gizemli adam... Berker'in sevdiniz ya da sevmediniz. Ben onu hissettim. O da muhteşem bir karaktere sahipti. Pes etmemesi, kararlılığı, gözünü bürüyen intikam hırsı. Berker kendi hırsında boğuldu. Kaya benim en aydınlık yanımsa; Berker de karanlık tarafımdı.
Bütün karakterlerimin ruhlarını kendi ruhumdan kopardığım parçaları birleştirerek yarattım. Siz, beni okudunuz.
Karakterlerimle de, ruhlarıyla da, yaptıklarıyla da, seçimleriyle de gurur duyuyorum. İyi ki onları hayal etmiştim ve yazabilmişim. Umarım en iyi şekilde yansıtabilmişimdir.
Şimdi son kez kazıyorum satırlarımı. Son kez harflerime dokunacaksınız.
Her şey olması gerektiği gibi oldu ve bitti. Olması gereken buydu.
Facebook'ta açtığımız grupta, birkaç okuyucum dışında ben ve arkadaşlarım var. Aylarca gelmenizi bekledik ama olmadı. Yapacak bir şey yok. Hayırlısı buymuş.
En başında desteğini eksik etmeyen, başta babam olmak üzere aileme de teşekkürlerimi iletiyorum.
Veda yazmak gerçekten zormuş. Bitmek üzere...
Sessiz olan okuyucu kesimi. Ben de sizlerden biriyim. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Kalplerinize dokunduğumu hissediyorum. Bu yeterli.
Bana mesaj atmaktan çekinmeyin arkadaşlar.
Yanımda olan, destekleyen, beni seven, Lacivert'i seven herkese en içten bir şekilde teşekkür ediyor ve sevgilerimi iletiyorum. Sizleri çok seviyorum.
Baştan beri bölüm sonlarına yazdığım belli bir iki cümle var. Yine onlarla bitireceğim. Sona geldik.
Şimdi, son kez.
Sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın...
Beyza Melis Çalmaz



LACİVERTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin