Merhaba, arkadaşlar. Şu an beni ne kadar mutlu ettiğinizi bilemezsiniz. Yaklaşık 4 gün içinde 1,2 K'ya ulaştık. Hiç beklemiyordum. Eğer okunma sayısındaki her artışta evde attığım sevinç nidalarını duysaydınız, gerçekten değdiğini anlardınız. Sizi seviyorum, gerçekten.
Artık bölümlerimi ilk vote ve yorumun sahibinde ithaf edeceğim. Bu bölümüm ilk 'vote'ların sahipleri olan ilaydasalvatore ve blurrymat'e ithaf ediyorum. Yorum ve votelarınızla ithaf alabilirsiniz...
Dün, eğer en az 10 vote olursa ikinci bir bölüm paylaşacağımı söylemiştim. Ancak, bu sabah 11 vote olduğu için paylaşamadım.
Mevlüd Kandiliniz'i kutluyorum. Umarım beğenirsiniz ve yorum yaparak tepkisiz kalmazsınız. Sizi seviyorum, iyi okumalar. Hep mutlu olun...
Bir de hikayemdeki erkek karakterde kimi kullanacağıma karar veremedim.Önerilerinizi bekliyorum...
Bölüm şarkısı : Cem Adrian & Aylin Aslım - Herkes Gider Mi?
"Beklemek, şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız..."
"Ayy, hoşgeldin teyzesinin kuzusu." dedi otuz yaşlarındaki kadın, sarılmalarıyla küçük kızı boğmadan önce.
"Hoşbuldum teyzecim." evet, sesim boğuk çıkmıştı.
"Anne kızı rahat bıraksana, boğacaksın şimdi.".
Doğukancığım sağol ya, sen de olmasan ölecektim neredeyse, demekten son anda vazgeçmiştim, iyi ki.
"Sus bakayım sen, ee teyzecim yolculuğun nasıl geçti?" dedi sonunda sımsıkı kollarını gevşetip yavaşça geri çekerken.
"İyii." dedim, sevecen sesimle.
Allah'ım iyi ki kız kardeşim yok da kızım da benim gibi bu işkenceleri çekmeyecek.
"Ay sen ne kadar büyümüşsün böyle fıstığım." dedi teyzem.
"Anne daha bir ay önce yanımızdaydı kız." dedi yine zeki kuzenim Doğukan. Teyzem duymamazlıktan geldi ve yine ışıl ışıl gözleriyle bana bakmaya devam etti.
"Anne, ne zaman bırakacaksın kuzenimi?" diye sordu henüz burda olduğunu yeni fark ettiğim benden birazcık (!) uzun 'Öpücük' üm.
"Buse!" diyerek kollarımı ona sardım ve yeni boyattırdığını fark ettiğim saçlarıyla burnum gıdıklanınca istemeden de olsa yüzümü buruşturdum.
Geri çekilip teyzemi taklit ederek "Ne kadar da büyümüşsün sen böyle." dedim hayrete düşmüş gibi çıkarmaya çalıştığım sesimle.
Teyzem hariç herkesten kahkahalar yükselince kendimi teyzeme kovdurmamak için teyzeme tekrar sarıldım.
"Sen ne kadar da güzel olmuşsun böyle." dedim.
Önce birazcık kasılan vücudunun gevşediğini hissettim ve sonra dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Evvet, gönlünü almayı başarmıştım. Kadınlar üzerindeki etkinizi bu gibi yollarla artırabilirdiniz.
"Artık gidelim mi?" dedi eniştem.
Onun bu sözlerinin ardından herkes hareketlendi ve ben de bavulumu sürüklemeye koyuldum.
"Sana mı taşıtacağız, kızım ver şunu!" dedi Doğukan. Bizden bir yaş küçüktü ama abilik taslamakta üstüne yoktu maşallah. Elimden zorla bavulumu aldılar. Ben de gitarımı çantasının askısından omzuma astım. Kimse bu konuda ısrar etmedi, etmemeliydiler de zaten. İyice küçük hissedecektim artık, hiçbir şeyi kaldıramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT
Teen FictionAŞK... Üç harf, tek heceye sığdırılmış iki koca hayat... Sadece aşk mıdır, her şeyi zorlaştıran? Ya da sadece aşk mıdır, her şeyi kolaylaştıran? Her şeyi unutmak mı daha kolay? Yoksa yaşadığın her saniye hatırlamak mı? Peki ya AŞK?...