Merhabalar, yeni bölümümüz geldi. Bölüm DUYURU başlığından önce. Çünkü DUYURU'dan önce yazılmış bir taslak halindeydi. Öyle bakın.
Kısa bir şey konuşmak istiyorum.
Öncelikle Lacivert'e olan ilginiz için çok teşekkürler. Arkadaşlar Lacivert benim ismim yazmadığı ve onayım alınmadığı sürece hiçbir yerde yayınlanmıyor. İsmim ve onayım varsa zaten bilgim dahilindedir.Ve eğer böyle bir şeyle karşılaşırsanız lütfen beni bilgilendirin.
Bölümü GzdeDoandemirst'e ithaf ediyorum. Votelerin ve samimi yorumların için teşekkür ederim.
Diğer bölümü, bölüm yayınlanana kadar en çok yorum yapan kişiye ithaf edeceğim. Yaklaşık bir haftalık bir süremiz var. Eğer yorum yapan olmazsa ithaf da olmayacak.
Hatalarım olduysa şimdiden özür dilerim, iyi okumalar.
Umarım beğenirsiniz. Sizi çok seviyorum. Kendinize iyi bakın, hoşçakalın...
Boyalı sarı saçları bana doğru eğildiği için omuzlarının önüne düşmüştü. Yatakta tekrar doğrulmaya çalıştım. Dirseklerimi yatağa bastırarak destek aldım. Ama boşunaydı tüm çabalarım. Bilmem kaç gündür burada yatıyordum ve hiçbir şey yememiştim.
"Ah, korktun mu? Korkma canım, sana bir şey yapmayacağım." dedi tahminlerimin tersine bir anda kendini geri çekerek. Söyledikleri anlık bir huzur depolamıştı bedenime, ama ona ne kadar güvenebilirdim, bilmiyordum.
"Sadece konuşacağız." dedi sesini sertleştirerek. Seslice yutkundum. Bu korktuğum ve kendimi ele vermiş olduğum anlamına geliyordu.
"Kaya'dan hoşlanıyor musun?" dedi. Hiç beklemedigim bir anda gelen bu soru beni afallatmıştı. Hoşlanmak... Kaya'dan hoşlanmak. Ben mi?
"Hayır." dedim kesin ve net bir sesle. Umarım ikna edici olmuşumdur.
"Aferin sana. Bak böyle olacaksın işte. Uysal, narin kız." dedi ve sonra bir kahkaha patlattı.
"Kaya'nın sevmediği kız stili." diye de ekledi.
"Ne işin var senin burada?" dedim pürüzlü bir sesle. Boğazımı temizlemem gerekiyordu.
"Seni özlemiş olamaz mıyım?" dedi ve tekrar güldü. Tam bir kötü kız kahkahasıydı bu. Arkada bir de korku filmi fon müziği olsa tamamdı işte. Evden arkama bakmadan uzaklaşırdım.
"Sendin değil mi o ucuz şakayı yapan?" dedim düz bir sesle.
"Ah, zeki kız."dedi sinirlerimin dolup taşmasına sebep olarak. Beni kızdıran, yaptığı şeyi yüzsüz bir şekilde, hiç çekinmeden kabullenmesiydi.
"Çıkar mısın artık?"dedim bu sefer pürüzsüz çıkan sesimle.
"Ben de çok meraklı değildim zaten sana. Gidiyorum canım." dedi ve kapının yanına kadar hızla ilerledi.
Tam elini kapı kulpuna koymuş kapıyı açacakken geriye döndü ve tekrar konuştu.
"Bu arada sakın Berker'e de yaklaşmaya çalışma. Gerçi zaten sana dönüp bakmaz bile ama." dedi ve tıslarcasına gülüp ani bir hareketle kapıyı açıp gözden kayboldu.
Berker beni onunla tanıştıran kişiydi. Bu yüzden az önce söyledikleri çelişkiliydi.
Genellikle makyaj yapmazdım ve saçlarımla da fazla ilgilenmezdim.
Bir saniye, şimdi bunları düşünmenin sırası değildi.
Ada...
Yine onu görmüştüm rüyamda. Acaba canı mı yanıyordu? Benim yüzümden ölmüştü o. Herkes beni masum bir kız olarak görebilirdi ama değildim. Masum bir kız değildim. Küçük bir kızın ölümüne sebep olacak kadar caniydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT
Подростковая литератураAŞK... Üç harf, tek heceye sığdırılmış iki koca hayat... Sadece aşk mıdır, her şeyi zorlaştıran? Ya da sadece aşk mıdır, her şeyi kolaylaştıran? Her şeyi unutmak mı daha kolay? Yoksa yaşadığın her saniye hatırlamak mı? Peki ya AŞK?...