"Aracımız, 5 dakika sonra mola verecektir. İhtiyaçlarınızı giderebilirsiniz." dedi bir erkek sesi. Bu sesle birlikte otobüste kıpırdanmalar olmuştu.
Evet, yanımdaki teyze hala uyuyordu. Sanırım, onda ileriki hayatımı görüyorum. Ağzımda biraz acımsı bir tat vardı, ağlayıp uyuduktan sonra böyle oluyordu hep. Sessizce yutkundum ve sağ elimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum. Önümdeki koltukla neredeyse bütünleşmiş olmama rağmen nasıl uyuyabiliyorsam? Cidden merak ediyordum. Otobüs gitgide yavaşladı ve çok da büyük sayılmayan bir dinlenme tesisinin önünde durdu. Çoğu kişi ayaklanmıştı, ama kendimi hiç o kalabalığın arasına katmayı düşünmüyordum. Beklerdim, herkes inene kadar. Hayat felsefem de buydu zaten, hep başkalarından beklemek. İletişime geçerken çok zorlanırdım. İlk konuşan değil, hiç konuşmayan bir kız olmam insanlarda bir duvarla konuşuyormuş hissi bırakıyordu sanırım.
"Hey, sen çıkmıyor musun?". Evet, sanırım otobüste benden başka iki kişi daha kalmıştı. Birisi az önce o malum soruyu soran, diğeri ise muhtemelen arkamda duran ve sorunun sorulduğu kişiydi.
Yanlış anlaşılmalara imkan vermek istemedim. Bu, sorunun bana sorulduğunu sanıp cevap vermek oluyordu. Evet, arkamıza dönüyoruz, kimse yok. Nasıl yani bana mı sordu? Maalesef bu soruyu soran ön koltukta oturan ve oldukça yakışıklı olan çocuktu. Konuşamam, dememiş miydim, ben ya?
"Şey, ben mi?" Bu, saçmalıkta zirveye tırmanan sorumla birlikte ince dudakları alayla kıvrıldı ve başını hafif yere eğdiği için dağınık saçlarından birkaç tel önüne düştü. Neredeyse düşen saçlarını tutup gözüne girmeden çekmek istiyordum. Başı hafifçe bana döndü ve koyu kahve bakışları gözlerimi bulduğunda konuştu.
"Şey demeden konuşamaz mısın sen?".
Ne, ne demişti o? Yoksa ilk 'şey' kullandığım cümlemi de duymuş muydu? Peki o zaman neden düzeltmemişti koltuğunu?
Evet Asya sözlüğünü karıştırıyoruz, hayır bu değil çevir sayfayı, hayır hayır bu hiç olmaz...
"Sen benim şey dediğimi nerden duydun?". Harika (!) gerçekten en etkili cümleyi söylemiştim aferin bana, alkııış...
"Kızım iki saattir konuşuyoruz, farkındaysan.". Maşallah beyimiz hazır cevap.
"O zaman neden koltuğunu kaldırmadın?". Evet, önce yine ince ama bir kızı kıskandıracak kadar güzel olan dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi. Sanırım bir daha asla göremeyeceğim bu görüntüyü sabaha kadar izleyebilirdim.
"Öyle istedim çünkü.". Öyle istemişmiş.
"Off!" dedim ve ani bir hareketle arkama dönüp onun tam tersi istikametindeki çıkış kapısına yöneldim. Belki de eğilip yüzüne baktığımı da fark etmişti. Hemen inmeliydim şu otobüsten. Utandığımda elmacık kemiklerimin üstü kızarırdı ve aslında benim hiç sevmediğim ancak başkalarının çok sevimli bulduğu bir görüntü oluşurdu.
"Nereye kızım?Mola bitti." dedi kapının önünde dikilmiş olan orta yaşlı muavin.
"Hı?" dedim anlamamazlıktan gelerek.
"Mola bitti, kalkacağız şimdi.".
Tekrar ofladım ve yine ani bir hareketle tekrar arkama döndüm ve geldiğim yönün tam aksindeki koltuğuma yürümeye başladım. O bilmiş çocuksa çoktan yerine oturmuştu. Koltuğuma geçtiğimde öndeki koltuğun biraz kaldırılmasıyla genişlemiş alanı fark ettim. Yerime oturdum ve arkama yaslanmadan öndeki koltuğun cam kenarından biraz boşluk kalmış olan tarafına doğru eğildim.
"Teşekkür ederim." dedim. Önce bir hareket olmadı fakat az sonraki olacak olan olay bunun yerini doldurmaya yetip artacaktı da.
Hiç beklemediğim bir anda hafifçe arkasına döndü ve "Şey demedin?" dedi sorarcasına.
Off, evet benle dalga geçiyordu. Umutsuzca ve sertçe kendimi koltuğa bıraktım, cevap vermeye niyetim yoktu. Zaten yeterince rezil olmuştum. Molada inen ancak şimdi yerinde oturan ve yine uyumaya başlayan teyzeye imrenerek baktım, kesinlikle onun gibi olacağım...
Arkadaşlar öncelikle bana zaman ayırıp hikayemi okuduğunuz için teşekkür ederim. Ancak vote ve yorum yok. Ve bu da beni üzüyor, gerçekten. Sonuçta belli bir zaman harcıyorum ve ciddi anlamda emek veriyorum. Ancak beklediğim sonuca varamıyorum. Eğer buraya düşüncelerinizi yazmak istemiyorsanız, özel wattpad hesabımdan da iletebilirsiniz.
https://www.facebook.com/beyzamelis.calmaz Bu da facebook hesabım ve hikayeyle ilgili yorumlarınızı ve düşüncelerinizi yazarsanız sonuna kadar okuyup cevap vereceğime emin olabilirsiniz. Mesaj atabilirsiniz. Ama tek istediğim karşılıksız kalmamak. Düşüncelerinizin benim için ciddi anlamda önemli olduğunu söylemiştim, aynı fikirdeyim. Yorumlarınız ve beğenilerinizi bekliyorum. Hatalarım ve eksikliklerim varsa eleştirebilirsiniz, seve seve okurum. Kendinize iyi bakın...
Multimedyada Asya olarak düşünebileceğiniz bir kız resmi var. Siz de Asya olarak düşündüğünüz kişilerin isimlerini bana atarsanız, sevinirim...
Vote sayısı en az 10 olursa bugün içinde yeni bir bölüm daha gelecek, her şey size bağlı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT
Teen FictionAŞK... Üç harf, tek heceye sığdırılmış iki koca hayat... Sadece aşk mıdır, her şeyi zorlaştıran? Ya da sadece aşk mıdır, her şeyi kolaylaştıran? Her şeyi unutmak mı daha kolay? Yoksa yaşadığın her saniye hatırlamak mı? Peki ya AŞK?...