8-ACIMASIZ

1K 43 12
                                    

Merhabalar, yeni bölüm geldi. Ama yeni bölümü okumadan önce aşağıya yazacaklarımı okumanızı istiyorum.

Öncelikle kötü bir haber vermeyeceğim. Wattpad. Wattpad benim hayatıma çok şey kattı arkadaşlar. Eminim sizin için de böyledir. Wattpad sayesinde hikaye yazan birçok kişinin hayal dünyalarına ulaştık farkında olmadan. Her bölümde, hissettikleri farklı duyguları tattık, bilmeden. Wattpad şu ana kadar ki en iyi uygulamalardan birisi. Okuduğumuz hikayelerden her biri yazarın izlerini taşıyor aslında. Evet, ben LACİVERT' in o cümlelerinde gizliyim mesela. Karanlığın tasvirinde gizliyim. Kaya' nın alay dolu cümlelerinde, Asya' nın saf ve masum bakışlarında gizliyim ben. Farkında değiliz belki ama, ruh halimiz yansıyor satırlara. Wattpadin yeri çok ayrı artık bende. Turuncuyu sevdim mesela ben wattpad sayesinde. Her neyse artık uzatmayayım. Bu arada gelecek bölümün tarihini elimden geldiği kadar değiştirmemeye çalışacağım. Şu an başka bir yere taşınacağız ve internet falan biraz sorun olacak. Ama büyük ihtimalle değişmeyecek, bilginiz olsun. Erken ya da geç de olabilir, bilmiyorum.

Bu bölümü sevgili arkadaşım, gerek olumlu, gerek olumsuz, her çeşit eleştirisiyle bana yardımcı olan Esma' ya ithaf ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar... :)

Hayal kırıklıkları, güvensizlikler, yalanlar, oyunlar...

Bunlar değil miydi insanın hayatını mahveden? En tuhaf olanı ise her birinden sonra unutup yeni bir ümide sarılmaktı, hem de sıcacık.

'İnsanı en çok sevdikleri yaralar.' sözü doğruydu elbette. Ama bir yanı eksikti, minik bir parçası kaybolmuş bir yapboz gibi kalmıştı. 

Sizi en çok yaralayan sevdikleriniz olurdu, ama sadece bununla kalmazdı onlar. İçinizdeki kırılmış her bir parçayı ayrı bir rüzgarla başka diyarlara savururlardı. Paramparça olurdunuz, bir daha asla eskisi gibi olmayacak kırık bir vazo gibi. Bir parçası eksik yaşardınız sonra, yarım kalmış, tamamlanmayı bekleyen...

Telefonumun titreşmesiyle harekete geçen ayaklar, beklediğimin aksine benim tam aksi yönümdeki kapıya yönelmişti.

Evet, hayatımı kurtaran, öğle arasının bittiğini haber veren okul zili olmuştu. Herkesin duyduğunda üzüldüğü, benim ise şu an için sevinç çığlıkları atabileceğim zil sesi.

O anlamsız melodi telefonumun sesini bastırmıştı.

Ayaklarını takip ettiğim o iki kişi ard arda kapıdan çıktılar ve beni benle baş başa bıraktılar, bilmeden. Sonunda masanın altından çıktığımda derin bir nefes aldım ve ensemi ovuşturdum. Elime bulaşan ince ter tabakasını umursamazlıktan gelip kendimi rahatlatmaya çalıştım. Aynı zamanda yanaklarımda da ıslak ve tuzlu bir tabaka oluşmuştu. Ellerimi yüzümde gezdirip kendimi eski haline döndürmeye çalıştım. Masanın üzerindeki telefonumu elime aldım ve artık sonlandırılmış olan aramanın kimden olduğuna baktım.

Ege. Ege aramıştı.

Parmağımı rehberden Ege' nin numarasını bulmak için kullandım ve bulduğumda isminin üzerine dokunup telefonu kulağıma yasladım.

"Kızım, niye açmıyorsun şu telefonu?" dedi endişeli.

"Kütüphanedeydim, dışarı çıkana kadar da kapandı." dedim. Yalan söylemiş sayılmazdım aslında.

"Yine mi kütüphane? Evde kalacaksın, evde." dedi dalgalı ses tonuyla.

"Ya sen nasıl bir abisin? İnsan kardeşlerini erkeklerden uzak tutmaya çalışır. Sen... Tam tersi, gıcık." dedim birazcık darılmış, içten sesimle.

LACİVERTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin