47.

2.2K 88 10
                                    

                               *******
Dilan Bekirhan davasının yarım saat önce bana geçmesiyle adliyeden çıkmış Dilan'ın evine doğru, arabanın camına palan palan düşen karların sileceğin önünde sağa sola savruluşlarını izlerken, ilerliyordum.

Fırat sabahın erken saatlerinde askeriyeden çağrılmıştı. Yanımdan apar topar kalkıp gittiğinde pek konuşamamıştık. Sadece "kendine dikkat et, aradığımda aç o telefonu" gibi şeyler söyleyip, dün gece olanlar yüzünden ben Ona pek ılımlı yaklaşmamış olsam da, beni öpüp koklayıp öyle gitmişti. O gittikten sonra da ben bütün gece Oğuz'u düşünüp durmaktan uyuyamadığım gibi yine uyumamıştım. İlaç içeceğim için kısa bir kahvaltı yapıp duş almış, ilaçlarımı içip evden çıkmıştım. Adliyeye gelip Tarık Güngör 'e askeriyeyle ilgili dosyaları verip, Kenan Karadağlı 'ya dikkat etmesini, soruşturma süresince en çok onu araştırmasını söylemiştim. Ardından da saat 13.45 olduğunda Şırnak merkez adliyesinde formalite icabı bir ifade verip yeniden Silopi adliyesine geldiğimde, Cihan abinin Dilan Bekirhan davasının bana geçmesini sağlaması üzerine, cinayet dosyasını arşivden alıp incelemiştim. Dosyada balistik sonucu dışında herhangi bir sorun yoktu. Evde sadece Baran'ın ve Dilan'ın parmak izleri vardı. Ama ben Dilan'ın öldürüldüğü gün o evde Baran dışında üçüncü bir kişinin daha olduğundan emindim. Ve o üçüncü kişi her kimse Dilan'ı öldürenin Baran değilde O olduğunu düşünüyordum. Üstelik Baran'ın da O üçüncü kişi tarafından öldürüldüğünü , cesedininde o evde ya da o evin yakınlarında bir yerlerde olduğuna dair şüphelerim vardı.

Eğer şüphelerimde haklı çıkarsam Dilan Bekirhan cinayetinin olay örgüsü şu şekilde gerçekleşmiş olmalıydı; Dilan sabaha karşı oturma odasında oturuyorken Baran gelmişti. Kapıyı çalıp Dilan'ın kapıyı açmasını beklemişti. Kapı demir olduğu için Dilan'ın kimin geldiğine bakma olanağı yoktu. Tabii eğer camdan bakmayı akıl etmediyse. Kapıyı açtığında Baran'la karşılaşmıştı. Kapıda herhangi bir zorlama emaresi olmaması Dilan'ın Baran'ı içeriye isteyerek aldığını gösteriyordu. Belki de hamile olduğunu söylemek istemişti. Bunca yıllık kocasının Ona ve bebeğine zarar verebileceğini düşünmemiş olmalıydı.

Baran içeriye girdikten sonra bir süre konuşmuş olabilirlerdi. Eve giren üçüncü kişiye ise kapıyı sanırım Baran açmıştı. Sonrasında evin içinde neler yaşandığını tahmin edemesem de Baran evdeki diğer kişiyle birlikte Dilan'ı öldürmüş olabilirdi.

Baran'ın neden öldüğüne gelirsek TKÖ'nün bir stratejik bir kuralı vardı. Cafer Kadıoğlu olayında da olduğu gibi arkada onlara zarar verebilecek kimseyi bırakmıyorlardı. Cafer'i hapishanede , karısı Hacer hanımı da evinde öldürmüşlerdi. Baran olayı ise biraz garipti. Baran'ın ilk ortadan kaybolduğu zamanlarda Cihan abi bana Hakan Çınar'ın odasındaki böcekten duyduklarına göre örgütün Baran 'dan desteğini çekmiş olduğunu söylemişti. Bu bilginin doğru ya da yanlışlığı tartışılırdı. Çünkü ben Hakan Çınar'ın odadaki vericiyi fark ettiğini ve bizi yanıltmak için böyle bir plan kurduğunu düşünüyordum. Öte yandan Baran polislerin elinden kaçtığı günden beri hiçbir şey yapmamıştı. Örgütün bir işine yaradığını sanmıyordum. TKÖ'nün stratejisine göre de yaralı kolu kesmek gerekiyordu. İşlerine yaramayan birinin hayatta olması işlerine gelmezdi.

Önce Baran yardımıyla Dilan'ı ardından da Baran'ı öldürmüş olmalılardı. Evde bana yazılan "oyun yeni başlıyor" notu da baskı altında yamuk yumuk bir yazıyla yazıldığından zannımca o notu yazarken Baran öleceğini biliyordu. Kendi sonu hemen yanı başındayken acımasızca oynanılacak olan bir oyunun startını vermişti.

Bilmiyordum. Bu düşünceler tüylerimi ürpertiyordu. Ancak bildiğim birşey vardı ki eğer gittiğim o evde Baran'ın cesedini bulursam üzülmezdim. O ölmeyi çoktan hak etmişti.

VATANAŞK ( Askeri Kurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin