58.

1.7K 89 68
                                    

                              *******
   Omzumun üzerinden geriye doğru  dönüp baktığım kapıdan gözlerimi alıp önüme döndüm. Babaannem küçük küçük hıçkırıklarla içini çeke çeke ağlarken kollarımdan sıyrılıp , sarsak adımlarla,  gri köşe koltuğa ilerleyip oturdu. Birkaç saniye bulunduğum yerde öylece kalakalırken elimdeki çanta yavaşça parmak uçlarımdan kayıp yere düştü. Gözlerim evin içinde öylesine bir yere sabitlendiğinde ne düşündüğümü bilmiyordum. Belki de bir şey düşünmem gerekmiyordu. Dedem benim yerime her şeyi düşünmüştü zaten. Kiminle evleneceğimden tutunda namusuma dil uzatacak kadar birçok şeyi kafasında döndürüp durmuş ve kendince bir karara varmıştı.

   Yutkundum. Boğazım bu yutkunuşla acırken midem bulandı. Yüzüm buruştu. Bu hisse birden nasıl kapıldığımı bilmiyordum fakat bir şeylerden tiksindiğimi duyumsadım. Bir parça da utandım sanki. Dedemin sözlerinden belki. Ya da kendimden. Bilmiyorum. Sırtımdan bir ürperti geçti.   Ellerimi yumruk yapıp sıktım. Pekte uzun olmayan tırnaklarım avuç içime batarken sol gözümden bir damla yaşın,  geride sıcak bir ıslaklık bırakarak,  yanağımdan süzülüşünü hissettim.

  Zihnimden onlarca düşünce geçiyor ve her bir düşünce beraberinde üzerine düşünülmesi gereken hisler getiriyordu. Ama ben düşünmek istemiyordum. Eğer düşünürsem,  ruhumun o derinliklere inmesine izin verirsem , az önce parmak uçlarımdan kayıp düşen çanta misali bende yığılır kalırdım şu bana o an sebepsizce ıssız ve kasvetli gelen gri parkenin üzerine. Ve bir daha da kalkamayabilirdim.

Hafifçe burnumu çekip gözümden süzülen o tek damla yaşı elimin tersiyle hızlıca sildim. Gözlerimi babaaneme çevirip yanına doğru ilerledim. Önüne diz çöküp kucağında birleştirdiği yaşlı ellerini avuçlarımın içine aldım. Kırışıklıklarla dolu yüzünde parlayan yaşlar içimi burkarken yılların yorgunluğunu ilk defa bu kadar sek bir şekilde görüyordum yüzünde. Ellerinin üzerini okşayıp gözyaşlarına dokunmadan, "İyi misin babaanne?" Diye sordum usulca. Sesimde bir şey onu ürkütmek istemiyordu. Kim bilir ne çok korkmuştu küçük bir kız çocuğuyken dedemin bağrışlarından. Ne hayalleri yıkılmış ne umutları bir sis bulutunun içinde zamana karşı yok olup gitmişti. Öyle ya dedemi evlenmeden önce sevdiğini söylemişti az önce. Sevdiği adam şu anki dedem değildi besbelli. Yaşadığı hayal kırıklığını,  daha o gencecik yaşında,  tahmin bile edemiyordum. Belki de bazen sadece sevmeli insan , kavuşmayı beklemeden. Her kavuşma mutlu son demek değilmiş demek ki...

Babaanem ellerini tutan ellerimden bir elini çekip ellerimin üzerine koyarken sesli bir şekilde burnunu çekti.  Yaşlı parmakları tenimin üzerinde gezinip sımsıkı tutarken ellerimi gözleri ellerimizdeydi. Gözünden süzülen iri bir gözyaşı tanesi dudağının üzerinde dururken, "İyiyim kuzum," dedi. Dudaklarından kaçmak üzere olan hıçkırığı son anda bastırırken sesi titremiş,  kelimeleri sekteye uğramıştı.

İyi olmadığını biliyordum. Görüyordum. Yine  de üstelemeden dolan gözlerimi kirpiklerimi kırpıştırarak dizginlemeye çalışırken,  "Su ister misin?" Diye sordum. Babaannem herhangi bir şey söylemeyip sessiz kakırken su almak için ellerimizi ayırmaya meyil ettiğimde ellerimi tutan yaşlı  eller sıkılaştı. Bir süredir yüzüme değmekten imtina eden ıslak, yeşil gözler gözlerimi buldu. 

  Göz bebekleri büyümüş, akına bir parça kan oturmuştu. Yorgun görünüyordu. Sorgulayıcı gözlerle baktım o gözlere.  Sanki o gözlerde bana öyle bakıyordu. Biraz tereddüt, biraz endişe, biraz da sorgu dolu.

"Bir şey mi oldu babaanne?" Diye sordum.  Evet, yine bir soru fakat cevabı nedir bilinmez. Belki de bilinmemeli.

Babannem elimdeki elini yüzüme dökülen perçemlerime çıkarıp okşayarak severken hafifçe yutkundu. Nedensizce ya da benim bilmediğim bir nedenden ötürü göz bebekleri titrediğinde saçlarımdaki elini çekti.  Yanaklarındaki ıslaklığı o eliyle silerken ince dudaklarını aralayıp derin bir iç çekişin ardından, "Hazan," dedi. Sesi ağladığı için boğuk bir haldeydi. Hiçbir şey söylemeden devam etmesini bekledim. Eli yine elimin üzerini bulmuş sımsıkı tutuyordu.

VATANAŞK ( Askeri Kurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin