48.

2.1K 89 12
                                    

                             ********
   İkinci kez ziline basılan kapıya doğru ilerlerken Fırat'ta peşimden geliyordu. Kimin geldiğini merak ediyordum ancak en ufak bir fikrim bile yoktu. Duvardaki tuşa basıp salonun ışığını açarken kapıya ulaştım. Elimi demir kola koyduğumda yanıma gelen Fırat, "Dur yavrum. Kimin geldiğine bakalım bir. " dediğinde gözlerim Onu buldu. Kaşları ciddiyetle çatılmıştı. Beni kolumdan tutup ardına alırken ne düşündüğünü anlamak zor değildi; Kimin geldiğini bilmiyorduk ve eğer gelen kişi erkekse beni böyle yarı çıplak görmemeliydi. Fırat'ın arkasında olmanın avantajıyla gözlerimi devirdim. Fazla kıskançtı.

   Fırat delikten bakıp hiçbir şey söylemeden hızla kapıyı açtığında ne olduğunu anlamamıştım. Arkasından çıkıp yanına geldiğimde açılan kapıda bir elinde Elif'i diğer elinde bir bilgisayarı tutan Bahar'ı gözleri yaşlı görmek beni hem şaşırtmış hem de meraklandırmıştı. Fırat tuttuğu kolumu bırakıp kardeşine doğru ilerlerken, "Bahar?" Dedi sorgulayıcı sesi, Fırat'ı iyi tanımayan birinin anlayamayacağı lakin benim saniyesine fark ettiğim, bir endişeyi de içinde barındırıyordu. Bense çatılan kaşlarımla gözlerimi Bahar'ın yüzünde gezdirirken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bahar sesli bir şekilde burnunu çekerken dudaklarından kaçan küçük bir hıçkırık eşliğinde, "Ha-Hazan" dediğinde gözleri bendeydi. Bahar'ın bu hâli, abisinden değilde benden yardım istermiş gibi adımı söyleyişi içimde bir yere dokunurken Fırat'ın önüne geçip,"Noldu?" Dedim sesimde hissedilebilir elle tutulur bir endişe vardı. Bahar yaşlı gözleriyle hiçbir şey söylemeden öylece yüzüme baktığında sıkıntılı nefesi alıp verirken , "Gel " dedim. İçeriye geçmesi için geriye çekildiğimde Bahar terliklerini çıkarıp içeriye girdi. Elif'de terliklerini çıkarırken Fırat Onu kucağına almıştı. Onlar içeriye doğru ilerlerken kapıyı kapatıp peşlerinden gittim.

   Salona geçip gri köşe koltuğa oturduğumuzda Bahar Fırat'la benim aramdaydı. Elif'de Fırat'ın dizinde otururken bir elimi, kucağındaki bilgisayarı sımsıkı tutan, Bahar'ın omzuna koyup, "Bahar noldu?" Diye sordum. Bahar'ın ıslak kirpiklerinin çevrelediği kara gözleri gözlerimi bulurken bana cevap veren Elif olmuştu. "Annem babamın bilgisayarını bozdu. " Elif'in yaşına göre düzgün olan Türkçesiyle tane tane söylediği bu sözler Fırat'ın azarlayıcı bir sesle, "Bu mu yani Bahar? Buna mı ağlıyorsun abim? Sikik bir bilgisayar için mi?" Demesine neden olurken Elif, "Babam anneme çok kızdı dayı." Dediğinde Bahar daha fazla ağlamaya başlamıştı. Başını göğsüme koyarken bende kollarımı bedenine sarıp Onu sakinleştirmek istercesine kolunu ve sırtını sıvazlıyordum. Fırat'ın öfkeli gözleri Bahar'ın üzerindeyken, "Ne dedi lan o it sana da bu hâle geldin?" Diyen sert sesi Harun 'aydı. Lakin Elif'in yanında küfür etmesi ve böyle sinirli bir hâl içerisinde olması pek hoşuma gitmiyordu. Bu yüzden gözlerimi Fırat'a çevirip, "Fırat biraz sakin mi olsan?" Dedim. Belki onu uyarmak üzerime vazife değildi ama uyarmıştım. O ise gözleri beni bulurken, "Sakinim ben " dedi ancak ne sesi ne de yüzünün sert ifadesi bu sözlerini doğrulamıyordu. "Peki " diyerek göğsümde ağlayan Bahar 'a döndüm. Kolunu sıvazlayan elimi yüzüne çıkarıp önüne dökülen siyah saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken, "Su ister misin?" Diye sordum. Bahar başını olumsuz anlamda sallarken hafifçe içimi çekip, "O zaman nolduğunu anlat. Çözelim." Dediğimde Bahar başını göğsümden kaldırıp gözlerime baktı. "Çözersin değil mi?" Bilgisayarı düzeltip düzeltemeyeceğimi soruyordu. Küçüklüğümden beri biraz anlardım bu işlerden. Lise ve üniversite de okuldaki arkadaşlarım bozulan ya da format atılması gereken bilgisayarlarını bana getirirlerdi. Bu işten o zamanlar hatırı sayılır paralar kazanmıştım.

  Hafifçe gülümseyip, "Hallederiz. " dedim. Bahar'da belli belirsiz gülümserken yerimden kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Yemek masasının üzerindeki peçetelikten peçete alıp bir bardağa su doldururken geri geldiğimde suyla peçeteyi Bahar'a uzattım. Fırat ise öylece hâlâ halihazırda çatık olan kaşlarıyla bizi izliyordu. Elif'in gözleri de annesindeydi.

VATANAŞK ( Askeri Kurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin