"Günaydın Bay Min. Daha iyi hissediyor musunuz?" Jimin sonunda uyanıp salona gelmişti. Yoongi normale dönmüş görünüyordu. Ama içinde olan değişimin haddi hesabı yoktu. Kimse o ağlarken saçlarını okşamamıştı. Biriyle sarıldığında hiç böyle hissetmemişti, Woosung ile sarıldığında bile. Jimin gerçekten çok farklıydı."Günaydın Jimin. Evet, sayende iyiyim." Yoongi ona gülümsemiş ve yine kediye benzemişti. "İyi uyuyabildin mi?"
"Elbette Bay Min! Size sarılarak uyumak çok güzeldi." Jimin bakışlarını kaçırıp gülümsemişti. Evet doğru okudunuz. Beraber uyumuşlardı. Jimin'in uyuduğu en güzel uyku olmuştu. Uyanınca da yanında görmek istiyordu Yoongi'yi. Ama görememişti. Sorun değildi. Zaten bütün gece beraber uyumuşlardı. "Karnın aç mı? Ne yemek istersin?"
Jimin bir şey dememiş ve Yoongi'nin yanına gelip oturmuştu. Dün gece daha çok yakınlaşmışlardı. Her anlamda. Ama sanki Yoongi bir şey olmamış gibi davranıyordu. Oysa Yoongi dün geceden sonra yenilenmiş gibi hissediyordu. Woosung'u tamamen atlatabilmiş değildi tabii ama sanki etkisi gün geçtikçe azalıyordu. Hem Jimin'in dediği gibi onu iyi anılarında yaşatmaya devam edebilirdi.
"Sizinle konuşmak istediğim bir şey var." Jimin oldukça ciddi görünüyordu. Ne zamandır ertelediği borç konusunu konuşmak istiyordu. Yoongi'ye nasıl teşekkür edebilirdi bilmiyordu ama deneyecekti bir şeyler.
Yoongi tamamen Jimin'e dönmüş ve merakla ona bakıyordu. "Seni dinliyorum Jimin. Ne konuşmak istiyorsun, anlat bakalım." Jimin bakışlarını kendi ellerine götürüp elleriyle oynamaya başladı. Yoongi onu dikkatle izliyordu. "Bay Min, şey..."
"Ney? Bir sorun yok değil mi?"
"Hayır hayır bir sorun yok. Sadece..." Jimin konuşamıyordu resmen. Yoongi hala dikkatle ona bakıyordu. "Jimin ne söylemek istiyorsan rahatça söyleyebilirsin bana."
"Sadece şunu sormak istiyordum." Bir an için durup sonra devam etmişti. "Neden tüm borçlarımı kapattığınızı bana söylemediniz?" Yoongi'nin aklından binlerce şey geçmişti. Ama bir tanesi bile bu değildi. "Bunu nereden öğrendin Jimin?"
"Bay Min, soruma cevap verin." Sesi gereğinden sert çıkmıştı. Kaşları çatık şekilde Yoongi'ye bakıyordu. O haliyle bile tatlıydı. Yoongi derin bir nefes almıştı. "Jimin, sana yeni bir hayat çizeceğiz demiştim değil mi?"
"Evet ama-"
"Aması yok. Kafana bunları takmanı istemiyorum. Geçmişe değil geleceğe odaklan. Yeni bir hayat inşa ediyoruz senin için. Elbette önümüze çıkan engelleri ortadan kaldırmaktan çekinmeyeceğim. Hiçbir şey senin güzel ışığını söndüremeyecek, buna izin vermem. Kötü şeyleri düşünüp canını sıkmanı istemiyorum."
"Bay Min, kendimi size karşı çok borçlu hissediyorum. Bu beni mahvediyor."
"Sadece hayallerine ve kendi gelişimine odaklı ol Jimin. Senin yükselmeni, parlamanı görmek benim için yeterli." Jimin'in hala oynuyor olduğu ellerini tutmuştu. Ellerine bakarak okşamaya başlamıştı. "İnan benim için yapabileceğin en güzel şey bu. Hayallerini gerçekleştir ve mutlu ol. Gülümsemeni görmek bana fazlasıyla yetecek."
Jimin ne diyeceğini bilemiyordu. Yoongi yine ne yapıp edip onu ikna etmişti. Onu asla hayal kırıklığına uğratmayacağına kendi kendine söz vermişti. "Teşekkür ederim Bay Min. Lütfen bu teşekkürü sadece iki kelimeden ibaret görmeyin. O iki kelimenin ardında pek çok şey yatıyor."
*
Günün ilerleyen saatlerinde şirkette kayıt stüdyosundalardı. Bu hafta tüm kayıtları tamamlamak için çabalayacaklardı. Zaten fazlasıyla uzamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d-day | yoonmin ✔️
Fanfiction𝘋-𝘥𝘢𝘺 𝘣𝘺 𝘈𝘨𝘶𝘴𝘵 𝘋 𝘧𝘶𝘵𝘶𝘳𝘦 𝘪𝘴 𝘨𝘰𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘰𝘬𝘢𝘺 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘺𝘰𝘶 ####### Hem şirket sahibi hem de ünlü bir idol olan Min Yoongi, üç yıl önce en yakınının intihar ettiği yerde intihar etmeye kalkışan Park Jimin'i son anda durd...