18

622 69 72
                                    

bu bölüm ve sonraki bölüm biraz değil bayağı Namjin ağırlıklı olacaktır

aralarını düzeltmezsem vicdan azabından ölebilirim

#######

"Merak etmeyin Bay Min. Verdiğim ilaç ona iyi gelecektir." Yoongi rahatlamıştı. Seokjin, Jimin'e dönmüştü. "Jiminie bugün dinlen. Yarın da kötü olursan hastaneye alırız seni. Ama iyi görünüyorsun. Hemen iyileşeceğine eminim."

"Beni de iyileştir Seokjin." Namjoon'un gelmesi o an son beklenen şeydi. Herkes kapıya dönmüştü. Yoongi de onu beklemiyordu. "Namjoon geleceğini bilmiyordum."

"Senin yine ne işin var burada Namjoon? Beni mi takip ediyorsun?" Namjoon onu takip ettiriyordu evet, bu yalan değildi. "Benim yerim senin yanın Seokjin."

"Ne saçmalıyorsun yine?" Seokjin yumruklarını sıkıyordu. Jimin onun gerildiğini görüyordu. Ama Namjoon için de üzülüyordu. Seokjin'in hiçbir şey bilmiyor olması çok kötüydü. "Hyung, sakin ol lütfen!" Seokjin ona dönmüştü, Namjoon'a arkası dönüktü.

"Seokjin konuşmalıyız, lütfen." Seokjin onu duymazdan gelmişti. Jimin'e gülümsese de gözleri doluydu. Namjoon'u hala çok seviyordu ama aynı zamanda da çok kızgındı. "Jiminie güzelce dinlen ve ilaçlarını içmeyi unutma. Yarın sabah yine geleceğim."

"Hyung, iyi görünmüyorsun. Lütfen gitme." Jimin yerinden kalkmaya çalışmıştı. Ama Yoongi onu durdurmuştu. "Jimin benim için endişelenme. Ben iyiyim. Sen dinlenmene bak. Yarın görüşürüz." Jimin ona endişeli gözlerle bakmıştı. "Peki hyung. Yarın görüşürüz."

Seokjin gülümsemiş ve Namjoon'un yanından hızla geçerek odadan çıkmıştı. "Bay Min, onun yanına gitmelisiniz." Yoongi dönüp Namjoon'a bakmıştı. "Geçmiş olsun Jimin."

"Teşekkür ederim. Bay Kim! Lütfen Seokjin hyungla konuşun! Bu onu çok üzüyor. Seokjin hyungun üzülmesini istemiyorum." Namjoon da onun üzülmesini istemiyordu. Yine Yoongi'ye bakmıştı. "Namjoon, Jimin haklı olabilir."

"Peki ona ne diyeceğim Yoongi? Ya her şeyi anlatınca da benden uzak durursa? Sonuçta hâlâ tehlike altında. Bu kez de o beni terk ederse ne olacak? Tanrım! Neden bunlar yaşanıyor?" Namjoon yüzünü elleri arasında almıştı. Yoongi kalkıp onun yanına gitmişti. "Namjoon, o hala seni seviyor. Bunu biliyorsun. Hepimiz biliyoruz. Gel salona geçelim ve biraz sakinleş." Namjoon onu dinleyerek odadan çıkıp salona geçmişti. "Bay Min! Ben de gelmek istiyorum."

"Jimin sen dinlenmelisin."

"Hayır! Gelmek istiyorum. Yanınızda olmak istiyorum. Yalnız başıma sıkılırım."

"Ah pekala." Yoongi, Jimin'in kalkmasını beklemeden örtüsüyle beraber kucağına almıştı. Jimin bunu beklemiyordu. "Gel bakalım."

"Bay Min! Ben bebek değilim! Yürüyebilirim!" Gülüşmüşlerdi. "Aramızda yedi yaş var Jimin, elbette sen benim için bir bebeksin." Bebek demesi Jimin'in çok hoşuna gitmişti.
"Aramızdaki yaş farkı önemli değil Bay Min. Yaş sadece bir sayıdır, değil mi?" Yoongi şu an kendi içinde parti veriyordu. Woosung gelmiş dense bu kadar sevininir miydi? Şüpheleri vardı.

Salona kucağında Jimin ile girip boş bir koltuğa oturtmuştu onu. Kendi de Jimin'in yanına oturmuştu. "Bay Min dizinize yatabilir miyim? Dün geceki gibi." Yoongi ona gülümseyip dizini patpatlamıştı. Jimin de ona gülümseyip hemen başını dizine koymuştu.

Namjoon onlara bakıp gülümsemişti. "Biz de şu an Seokjin ile böyle olabilirdik. Gerçekten dayanamıyorum artık."

"Bay Kim-"

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin