50

406 38 48
                                    


Geçen birkaç gün içerisinde Jimin'in yeni teklisi 'Filter'ı kaydetmişlerdi. Sırada bu şarkının performansı için hazırlıklar vardı. Bu yüzden her anları birlikte geçiyordu. Yoongi'nin çok işi de olsa Jimin hep yanında, ofisinde oluyordu. Bu yüzden hem ondan mahrum kalmıyor hem de hep yanında olduğu için keyif alarak çalışıyordu. "Buna ne dersin kedicik? Bunlar da iyi görünüyor."

"Gösterdiklerinin hepsini çok beğendim bebeğim. Tamamen senin kararın. Sen seçmelisin." Jimin'in saçlarına bir öpücük bırakmıştı. "Hiç yardımcı olmuyorsun sevgilim." Yoongi gülmüş ve tekrar tekrar öpmüştü. "Hepsi tamamen kendi emeğin olacak bebeğim. Bunun önüne geçmeyeceğim." Saatine bakmış ve duraksamıştı. "Ah olamaz. Gitmem gerekiyor."

"Nereye!?" Jimin gitmesin istemiyordu. "Bebeğim bugün neredeyse akşama kadar bir sürü toplantım var. Burada zaman geçir olur mu? Bir yere gideceksen de Yeonjun olmadan gitme. Geçen seferki gibi bir şey yaşansın istemeyiz değil mi?" Bu kez de eğilip çenesinin altındaki kapanmak üzere olan minik yaradan öpmüştü. Jimin bu hareketten dolayı gıdıklanmış ve gülmeye başlamıştı. "Onun için hala kötü hissediyorum. Özür dilerim."

Yoongi onun ellerinden tutup gülümsemişti. "Bebeğim, sorun yok. O gün biraz sert çıkıştım sana biliyorum. Ama çok korkuyorum sana bir şey olur diye. Dokunmaya kıyamadığım tenine dokunulmasına, zarar verilmesine izin veremem." Jimin ona gülümsemişti. Ortam romantikleşiyordu fakat bunu bozmaya karar vermişti. "Dokunmaya kıyamamak mı? Bana yatakta hiç acımıyorsun Yoongi! Sanki hep mart ayındayız."

Yoongi buna oldukça gülmüştü. "Tamam tamam. Dün gece yine fazla kaçırdım biliyorum. Ama ne yapayım? Sen de bu kadar çekici olmasaydın." Yoongi onun dudaklarına hızlı bir öpücük bırakmış ve yerinden kalkmıştı. "Artık gitmeliyim."

"Bekle! Ben de geleceğim. Hoseok hyunga dün sabah stüdyomda kayda aldığım koreografiyi gösterip fikir almalıyım!" Jimin çok heyecanlı görünüyordu. Yoongi onun bu halini görmeye bayılıyordu. "Pekala! Hadi gel, gidelim." Jimin onun koluna girmişti. Sonunda ilişkilerini rahat yaşıyorlardı. Tıpkı istediği gibi.

"Burada ayrılmalıyız bebeğim. Yeonjun sana eşlik etsin olur mu?" Jimin ona sıkıca sarılmıştı. "Kendini çok yorma kedicik. Fazla çalışırsan hızlı yaşlanırsın!" Yoongi ona gülerek göz devirmişti. "Yaşlı ve kalbi kırık bir kediyim."

"Ya!" Jimin bir an için ciddiye almıştı. "Öyle demek-" Yoongi onun dudaklarına kapanınca söylediği yarım kalmıştı tabii. Neyse ki o an koridor boştu ve kimse görmemişti. "Bebeğim, istesen de kalbimi kıramazsın. Her dediğimi ciddiye alma lütfen."

"Tamam sevgilim! Ama bir an gerçekten ciddisin sandım!" Birlikte gülüştükten sonra Jimin ona yine sarılmış ve onu toplantıya gitmesi için bırakmıştı. Yeonjun'un yanına gitmek için hızlıca zemin kata inmişti.

"Yeonjun!" Ona seslenmiş ve el sallamıştı. "Jimin!" Jimin hızla onun yanına gelmişti. Birkaç dakika oldukları yerde sohbet etmişlerdi. Bu güzel sohbeti güzel olmayan biri bölmüştü.

"Jimin!" Tabii ki Woosung'tu seslenen kişi.

"Hyung! Hoşgeldin!" Aslında Woosung içindeki kötü niyetle beraber hiç de hoş gelmemişti. Fakat Jimin bunu anlayamayacak kadar temiz yürekli ve saftı. "Hoşbulduk! Seni biriyle tanıştıracağım!" Yanında duran Matthew, Jimin'e gülümsemişti.

"İnanamıyorum! Park Jimmy!" Jimin'e göre kocaman olan elleriyle onun elini sıkmıştı. "Merhaba! Ama adım Jimin." Jimin gülümseyerek söylemişti. "Affedersiniz, Korece isimlere biraz yabancıyım. Bazen telaffuz etmekte zorlanabiliyorum." Jimin onu üzmüş olduğunu düşünmüş ve hemen, sorun olmadığını söylemişti. "Jimin, bu Kim Matthew. BMco'yu duymuşsundur değil mi Jimin?"

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin