27

591 66 28
                                    


"Sevgilim! Uyan hadi." Jimin Yoongi'nin yanaklarını okşuyor ve onu uyandırmaya çalışıyordu. Yoongi gözlerini ovalayarak açmıştı. "Sevgilim mi?" Uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlayamamıştı. "Sevgilime hala Bay Min mi diyeceğim?" Jimin gülmeye başlamıştı. Aslında fazla resmî gibi olsa da Yoongi onun 'Bay Min' diyişini çok tatlı buluyordu. Ama tabii ki sevgilim demesini her şeye tercih ederdi. "Gülünce nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun?"

"Senin sayende gülüyorum o yüzden bu kadar güzel." Onu boynuna doladığı kollarıyla kendine çekmişti. Dudaklarına minik bir öpücük bırakmış ve tam geri gidecekken Yoongi belinden tutup bunu engellemişti. "Öpüp öpüp kaçamazsın bebeğim." Jimin'i çevirip sırt üstü yatırmış ve kendi de üzerine çıkmıştı.

Jimin'in üstünde hala sadece tişört vardı ve Yoongi bu görüntüye bayılıyordu. Üzerine doğru eğilip önce dudaklarını öpmüştü. Ardından gece minik kırmızılıklar bıraktığı boynuna yönelmişti. Jimin de bu hisse bayılıyordu. İlk kez de Yoongi ile hissetmişti bunu zaten. "Çok, çok iyi hissediyorum."

Yoongi bunu duyunca boynunu emip öpmeye devam etmişti. Nihayet başını boynundan çekip Jimin'e bakmıştı. Yanakları kızarmıştı ve tişörtünün yakasını çekiştiriyordu. "Daha çok istiyorum Yoongi." Adını ilk kez böyle söylemişti. Yoongi adının hep bu kadar güzel olup olmadığını düşünmüştü bir an. "Bunu istediğine emin misin? Çünkü sadece boynunla kalmayacağım." Jimin hızlı hızlı başını sallamıştı. Yoongi ona bakarak dudağını yalamıştı. Bu çocuğa açtı sanki. Her şeyiyle çok seviyordu onu. Minik, bebeksi haliyle de yataktaki istekli haliyle de. Her hali çok güzeldi.

Birkaç saati daha yatakta geçirdikten sonra duş almış ve kahvaltı için mutfağa gelmişlerdi. Jimin yine sadece tişört giyiyordu. Yoongi onun aksine işe gitmek için hazır ve takım elbiseliydi. "Gitmeni istemiyorum!" Jimin yanında gelmiş ve bacağının üstüne oturmuştu. Yoongi onu belinden sarmıştı. "Gitmem gerekiyor bebeğim. Ama toplantılarım biter bitmez geleceğim."

"Söz mü?" Jimin minicik serçe parmağını ona uzatmıştı. Yoongi bu kadar minik oluşuna inanamıyordu. Bu onu gülümsetmişti. Kendi serçe parmağını onunkine geçirmişti. "Söz."

Kahvesini kafasına dikmiş ve kucağında Jimin ile yerinden kalkmıştı. Jimin kapıya gitmesini beklerken Yoongi odasına yönelmişti. Odaya gelince onu yere indirmiş ve dolabın önüne gitmişti. "Ben evde yokken altına bir şeyler giymeden dolaşmana izin veremem." Jimin gülmüştü. Yoongi onu korumalarından kıskanıyor olamazdı. Ona bir eşofman giydirmiş ve baştan aşağı süzmüştü. "Hep olduğun gibi mükemmel görünüyorsun."

"Ya! Beni sürekli övüyorsun."

"Övmüyorum sadece gerçekleri söylüyorum." Dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra Jimin'i tekrar kucağına almıştı. "Sensiz günüm çok sıkıcı geçecek bebeğim." Jimin onun yanaklarını okşamıştı. "Ben evde yokken istediğini yapabilirsin. Bir şey olursa kapıda Yeonjun ve Soobin mutlaka olacaktır, onlara söylersin. Dışarı çıkmayı istersen de yanında o ikisi olmadan çıkmak yok. Anlaştık mı civcivim?"

"Anlaştık kedicik."

*

En büyük mü bilmiyoruz ama çok büyük olduğu kesin: Park Jimin.

Tea&cookie olarak bu haberi yazarken delirecektik. Hatta Tea neredeyse ölüyordu. Çünkü dün harika şeyler olmuş!

Dün ilk konserini veren Park Jimin hayranlarını sevgiyle kucakladı ve müthiş bir performans gösterdi. Henüz sadece dört şarkısı olmasına ve ilk konser deneyimi olmasına rağmen uzun süren ve de oldukça keyifli bir konserdi. Kendisini  tebrik ediyoruz!

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin