Yemekte Jimin'in çıkış yapması fikri dışında pek konuşmamışlardı. Jimin kafasını tabağa gömerek yemeğini yemişti. Yoongi onun reddeceğinden korkuyordu. O yüzden iştahı kaçmış ve pek bir şey yememişti.Yemeğini bitirince Jimin başını kaldırıp Yoongi'ye bakmıştı. Yoongi zaten onu izliyor olduğu için göz göze gelmişlerdi. Jimin anında bakışlarını kaçırmıştı. "İstediğin başka bir şey var mı Jimin?"
"Hayır. Teşekkür ederim Bay Min."
"O zaman eve dönebiliriz." Beraber restorandan çıkıp arabaya binmişlerdi. Oldukça sessiz bir yolculuk sonunda eve varmışlardı. Asla konuşmuyorlardı. Bu Yoongi'yi çok geriyordu. Reddetmesini istemiyordu.
Eve girdiklerinde Jimin ona dönmüştü sonunda. "Güzel bir yemekti. Teşekkür ederim Bay Min." Yoongi devam etmesi için bekliyordu. "Teklifinizi ise..." Jimin durmuş ve derin bir nefes almıştı. "Düşüneceğim."
"Peki Jimin. Nasıl rahat edeceksen öyle olsun. Ama lütfen iyi düşün. Bu fırsat herkese sunulacak bir şey değil."
"Bana neden sunuyorsunuz peki?" Yoongi ona gülümsemiş ve bir adım yaklaşmıştı. Elleriyle onun saçlarını düzeltmişti. "Çünkü bunu hak ediyorsun Jimin. Yeteneğini harcamana izin veremem."
Jimin de ona gülümsemişti. "İyi geceler Bay Min." Odasına girmişti. Yoongi o kapısını kapatana kadar beklemişti. "İyi geceler güzel çocuk."
Jimin odasına girince kendini yatağa atmıştı. Tavana diktiği bakışları arasında derin düşüncelere dalmaya başlamıştı. Koskoca Min Yoongi ona idol olmasının kapısını açıyordu. Bu çok ama çok büyük bir fırsattı. Tüm hayatı düzelebilirdi. Sonunda istediği şeyi yapıyor olabilirdi. Geçmişi unutup yeniden başlayabilirdi. Min Yoongi, dediği gibi ona yeni bir hayat veriyordu. Ona minnettardı.
İki saat boyunca düşünmüştü. Uykusu da kaçmıştı. İdol olmak zordu. Sadece sahnede görünen değil bir de sahnenin arkası vardı. Çok çalışması gerekiyordu. Ama zaten hayatı boyunca çok çalışmıştı, yine yapabilirdi. Tek fark bu kez kendi için çalışacaktı, mutlu olmak için çalışacaktı. Bu düşünce onu gülümsetmişti.
Kabul edecekti. Min Yoongi ona bir kapı açmıştı. O kapıdan kesinlikle geçecekti, her ne pahasına olursa olsun.
Hızla yerinden kalkmıştı. Hemen şimdi söylemeliydi yoksa heyecandan uyuyamazdı. Pijamalı olmasını önemsemeden odadan çıkmış ve koşarak Yoongi'nin odası olduğunu düşündüğü odaya dalmıştı. "Bay Min!"
Yoongi uyuyordu ama onun seslenmesiyle yerinden sıçramıştı. "Jimin! Ne oldu? Bir şeyin mi var? İyi misin?" Hızla yerinden kalkmıştı. Ama uykusu olduğu için gözleri kısık duruyordu. Hemen Jimin'in yanına gelmişti. Bu sırada Jimin onun pijamasına bakıyordu. Siyahtı ama üzerinde minik mandalina desenleri vardı.
Jimin gülmeye başlamıştı. "Pijamanız çok tatlı!" Elini onun pijamasına koyup dokunmuştu. Yoongi bir şey olmadığını fark edince rahatlamıştı. "Korkuttun beni." Tekrar yatağa oturduğunda Jimin de tam önünde duruyordu.
"Uyandırdığım için özür dilerim ama sabahı bekleyemezdim Bay Min." Jimin parlayan gözlerle ona bakıyordu. O gözlerin ışıltısı Yoongi'nin içine işliyordu. Ama henüz bunun farkında değildi.
"Ne oldu? Söyle bakalım." Jimin heyecandan yerinde zıplıyordu. Daha kısa süre önce intihar etmek isteyen bu çocuk, aslında hayat doluydu. Hatta Yoongi'ye de hayat veriyordu. Ama bunu da fark etmiyordu. Şimdilik.
"Teklifinizi kabul etmeye karar verdim!" Heyecanına yenik düşerek ve o an düşünmeden Yoongi'ye sarılmıştı. Yoongi o an bunu beklemediği için geriye düşmüş ve sırtı yatakla buluşmuştu. Jimin ona sarılmaya devam ediyordu. Yoongi de ona sarılmak istiyordu ama bunu yapamamıştı. Hala Woosung'a bağlıydı. Ona ihanet ediyormuş hissi onu parçalayıp duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d-day | yoonmin ✔️
Fanfic𝘋-𝘥𝘢𝘺 𝘣𝘺 𝘈𝘨𝘶𝘴𝘵 𝘋 𝘧𝘶𝘵𝘶𝘳𝘦 𝘪𝘴 𝘨𝘰𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘰𝘬𝘢𝘺 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘺𝘰𝘶 ####### Hem şirket sahibi hem de ünlü bir idol olan Min Yoongi, üç yıl önce en yakınının intihar ettiği yerde intihar etmeye kalkışan Park Jimin'i son anda durd...