43

450 54 42
                                    

gününüz yoonmin kadar güzel geçsin

#######

"Şaka mı yapıyor!?" Jimin izlediği röportaj boyunca bu tarz tepkiler vermişti. Seokjin de ona hak veriyordu. "Değil mi!? Dün izlerken delirecektim Jiminie!" Jimin sinirle telefonunu bir kenara atmıştı. "Ondan nasıl kurtulacağım hyung!?"

"Bilmiyorum Jiminie, gerçekten bilmiyorum. Ama Yoongi halledecektir." Yoongi ve Namjoon şu an Yoongi'nin şirketindelerdi. Yoongi de Woosung'un verdiği röportajı yeni izlemişti. "Siktir! Bu bir şaka olmalı!" Yoongi o kadar sinirlenmişti ki bilgisayar ekranını kırabilirdi. "Yoongi sakin ol. Başa çıkamayacağın bir durum değil."

"Evet! Derhal bir basın toplantısı düzenlemeliyim ya da bir yazı paylaşmalıyım."

"İkisini de yapmalısın." Yoongi hızla ayağa kalmıştı. "Haklısın Namjoon ve hatta daha iyi bir fikrim var. Tıpkı onun gibi yapacağım." Namjoon anlamayarak baktı. "Jimin ile birlikte bir canlı yayın açacağım. Böylece herkes her şeyi görür." Namjoon onu bu konuda tamamen destekliyordu. "O halde eve gidiyoruz!"

"Aynen öyle!" Yoongi gülmüş ve ikisi hızlıca arabalarına inip eve doğru yol almaya başlamışlardı. "Seokjinie!" Namjoon dün gece bir şey olmamış gibi davranıyordu. Seokjin'i güvensiz hissettirmemeliydi. "Joonie! Erken geldiniz!" Seokjin yerinden kalkıp ona sıkıca sarılmıştı. Jimin de aynı şekilde Yoongi'ye sarılmıştı. "Kedicik! Woosung'un röportajını gördün mü?"

"Evet bebeğim. Ekranı kıracaktım az daha." Hepsi gülüşüp koltuklara yerleşmişlerdi. "Ne yapacağız peki?" Jimin meraklı gözlerle ona bakıyordu. Yoongi derin bir nefes alıp onun ellerinden tutmuştu. "Bebeğim. İlişkimizi açıklamak ister misin? Ama bunun getireceği şeyleri de düşünmelisin. Linç, nefret görebilirsin. Buna engel olamam ama her zaman yanında olacağım tamam mı?" Jimin ona gülümsemişti. "İsterim! İstemez olur muyum hiç!?"

"O halde hemen şimdi bir canlı yayın açmalıyız. Yazı veya basın toplantısına gerek kalmadan bu şekilde daha hızlı olacaktır. Hem ona, onun yaptığı şekilde karşılık vermiş oluruz." Jimin çok heyecanlanmıştı. "Yoongi seni seviyor mu sanıyorsun diyen Woosung'a gününü göstereceğiz!" İşte ağzından kaçmıştı bile. Yoongi anlamayarak kaşlarını çatmıştı. "Ne?" Jimin ne dediğini fark edince durmuştu. "A şey-"

"Açıkla ona Jimin!" Namjoon da artık sabredemiyordu. "Neyi açıklayacaksın Jimin?" Yoongi adıyla hitap edince Jimin biraz gerilmişti ama anlatmaya başlamıştı. "Woosung geçen günlerde buraya geldi ve..." Yoongi anlatılanları tek tek dinlemişti. Woosung'a olan öfkesi, nefreti daha da artmıştı. "...ama Seokjin hyung onu kovdu! Çok iyi bir andı!"

"Ve sen bana bunları şimdi anlatıyorsun." Yoongi eğer bunları bilseydi daha ilk gördüğü an Woosung'un yüzüne bir tane geçirirdi. "O seni incitti mi? Saçma sözlerine aldanmadın değil mi?" Jimin onun kızmadığını görünce rahatlamıştı. Yoongi'nin yüzünü elleri arasına alıp gülümsemişti. "Beni kimse incitemez! Ben Min Yoongi'nin koc -sevgilisiyim!" Demek üzere olduğu şeyi düşününce yanakları kızarmıştı. Seokjin fark edince bağırmıştı. "Aaaaa ne dedin sen Jiminie!?"

"Ya! Hyung!" Hepsi onun bu utangaç hallerine gülmüştü. Yoongi onu sıkıca sarmış ve kulağına doğru fısıldamıştı. "Elbet bir gün kocan da olacağım."

*

"Herkese merhaba! Umarım hepiniz iyisinizdir. Görüyorum ki hakkımda çok fazla şey dönüyor bu sıralar. Hepsini açıklığa kavuşturmak için gelmem gerektiğini fark ettim ve işte buradayım." Açtığı canlı yayına anında milyonlar katılmıştı. Bu iyiydi, hatta çok iyiydi. Ne kadar çok kişi o kadar hızlı haberlerin yayılması demekti.

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin