26

617 70 102
                                    

biraz kiss biraz love falan filan

#######


"Ama yorulmadın mı Jimin? Kendini zorlamamalısın."

"Bay Min lütfen! Lütfen! Yarın tüm gün dinleneceğim söz veriyorum!" Jimin lunaparka gidebilmek için son beş dakikadır yalvarıyordu resmen. Yoongi tabii ki onunla gitmek isterdi ama Jimin tüm gün konserde yorulmuştu. Ona ya da sağlığına bir şey olsun istemiyordu. "Peki tamam. Hadi gidelim." Şoföre söylemesiyle araba o yöne doğru yönlenmişti.

Jimin yerinde duramıyordu ve çok heyecanlanmıştı. Yoongi onun hep mutlu olabilmesi için uğraşacağına bir kez daha söz vermişti kendine. Sonunda vardıklarında Yoongi maskesini takmıştı. "Ben takmasam olmaz mı? Gerçekten nefes alamıyorum."

"O zaman sadece bir şapka tak. Biraz bile olsa yüzünü kapatacaktır." Bunların ardından ikisi de arabadan inmişti. Yoongi biraz tedirgindi ama bunu Jimin'e belli etmemeye çalışıyordu.

Beraber lunaparka giriş yapmışlardı. Jimin her şeye hayranlıkla bakıyordu. "Daha önce hiç lunaparka gelmemiştim." Yoongi neden bu kadar çok istediğini şimdi daha iyi anlıyordu. "O zaman her şeyi denemeliyiz değil mi?" Jimin ona gülümsemişti. "İlk hangisiyle başlamak istersin?"

Önce hız trenine sonra çarpışan arabalara daha sonra gondola derken birçok oyuncağa binmişlerdi. Jimin de Yoongi de çok eğlenmişlerdi. Sanki iki sevgililerdi ve çok güzel bir buluşma geçiriyor gibiydiler. Tabii fotoğraf çekinmeyi de ihmal etmemişlerdi.

Son oyuncaktan indikten sonra da Jimin her seferinde olduğu gibi ve sanki az önce Yoongi de onunla değilmiş gibi yaşadığı deneyimi anlatıyordu. Yoongi ise ona aşkla bakmaya devam ediyordu. "Bu da çok eğlenceliydi! Binmediğimiz şey kalmadı sanırım."

"Bir tek dönme dolap kaldı." Yoongi kendini buna hazırlıyordu. Elbette kafasında konser çıkışından beri yapmak istediği şey dolanıp duruyordu. "Aa evet! Hadi gidelim!" Yoongi'nin elini tutmuş ve koşarak onu o tarafa sürüklemişti. Yoongi hiç itiraz etmiyor ve sadece ona uyuyordu.

Dönme dolabın önüne varınca gelen kabine binmişlerdi. Sadece ikisi vardı ve bu mükemmeldi. Jimin dışarı bakmaya devam ediyordu. Bu sırada dönme dolap hareketlenmişti. Yavaşça yükseliyorlardı. Zaten Yoongi'nin de acelesi yoktu.

Boğazını temizleyerek Jimin'in kendisine bakmasını sağlamıştı. "Jimin." Jimin merakla ona bakıyordu. "Söyle bana, neden bu kadar güzelsin? Sana neden çekilip duruyorum? Beni nasıl bu kadar etkileyebiliyorsun?"

"Hayatıma girdiğin yani seni ilk bulduğum andan beri kalbim bir farklı atıyor sanki. Artık yaşıyor gibi hissediyorum. Seninle her şeyim anlam kazandı. Hayatımı o kadar etkiledin ki. Yediğim yemek, uyuduğum uyku hatta aldığım nefes bile seninle olduğumda daha güzel geliyor." Jimin o an orada ölebilirdi. Hayatında duyduğu en güzel cümlelerdi.

"Artık ne yemeğimi yalnız yemek ne yalnız uyumak ne de o koskoca evde yapayalnız oturmak istiyorum. Hepsini seninle yapmak istiyorum. Bu yüzden lütfen hep yanımda ol. Minicik ellerinle ellerimi tut ve güzel gülüşünle kalbimi ısıt. Evet Jimin, evet sana çok aşığım. Aşkımla yanıp tutuşuyorum. Her bakışınla, gülüşünle hatta sadece yanımda durmanla bile midemdeki kelebekler harekete geçiyor."

"Bu yüzden tek bir isteğim var senden. Benim küçük civcivim olur musun?" Jimin ağzı açık şekilde ona bakıyordu. Evet, Yoongi'nin de onu sevdiğini biliyordu ama bu kadar güzel cümleler onu şok etmişti. Cevabı belliydi elbette istiyordu. Ama kalp atışları o kadar hızlıydı ki bayılacak gibi hissetmişti. Elini kalbine koyup Yoongi'ye gülümsemişti. "O halde siz de benim kedim olacaksınız değil mi?"

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin