"Aç bakalım ağzını." Yoongi hastaneye gelmelerinden birkaç saat sonra uyanmış olan Jimin'e yemek yediriyordu. "Sevgilim doydum artık." Yoongi onu duymazdan gelerek uzattığı lokmayı yemesini bekliyordu. "Üç gün boyunca aç kalmışsın. Karnını iyice doyurmalıyız." Jimin mecburen uzattıklarını yemeye devam etmişti. Fakat onu rahatsız eden bir şey vardı. Yoongi onun yüzüne bakmıyor ve göz teması kurmaktan kaçınıyordu. Acaba yüzü o kadar kötü durumda mıydı? Belki de çok çirkin görünüyordu. "Yoongi.""Söyle güzelim."
"Ben çok mu kötü görünüyorum?" Yoongi afallamıştı bir an. "Güzel bebeğim bu da nereden çıktı?" Oysa Jimin'in yüzü yara içindeydi. "Bana bakmıyorsun." Yoongi bunu fark ettirmediğini düşünüyordu ama demek ki fark etmişti. "Sen çok güzelsin bebeğim." Yoongi eliyle onun yanaklarını okşamıştı. "O zaman neden benimle göz temasından kaçınıyorsun?"
"Bebeğim bu seninle ilgili değil." Yoongi ellerini tutmuş ve başını öne eğmişti. "Ben çok suçlu hissediyorum." Yoongi gözlerinin dolu oluşu gözükmesin diye başını kaldırmıyordu. "Ne? Neden?" Jimin endişeyle ona bakıyordu. "Seni ondan koruyamadım. Dokunmaya kıyamadığım tenine zarar vermesini engelleyemedim. Bakmaya doyamadığım yüzünü mahvetmesine engel olamadım." Yoongi çoktan hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Tuttuğu ellere gömdüğü kafasını asla kaldırmıyordu.
"Balım, ağlama lütfen!" Jimin panik olmuştu. Onu sakinleştirmesi gerekiyordu. "Sevgilim böyle olmadığını biliyorsun." Saçlarını okşamaya başlamıştı. "O iğrenç yerde ben senin varlığına tutunarak yaşadım biliyor musun? Ağlarken yanımdaymışsın gibi hissettim. Her an seni düşünüp, seni istedim. Senin varlığındı beni hayatta tutan şey. Şimdi gelip seni koruyamadım diye ağlayamazsın."
"Bebeğim özür dilerim. O piçi en başında öldürmeliydim. Sana dokunduğu ellerini kırmalıydım."
"Kedicik, şşş sakinleş biraz. Bak ben yanındayım. Yine ellerimiz bir. Önemli olan da bu değil mi?" Yoongi'nin başını nazikçe kaldırmıştı. Hâlâ gözyaşları döken kedi gözlü adama gülümsemişti. "Kediler ağlayınca hiç de tatlı olmuyor ama." Ona gülümseyip gözyaşlarını silmiş ve yanaklarını okşamıştı. Yoongi onun elini tutup avucuna öpücükler bırakmıştı. "Sana bir şey olmasına dayanamıyorum bebeğim."
"Ben iyiyim sevgilim. Üç beş yaradan bir şey olmaz!" Yaraları ve aldığı hasar üç beş yaradan çok daha fazlasıydı ama tedavi görüyor olduğu için acısı şimdiden hafiflemişti. Yoongi ona yemek yedirmeye devam ederken Jimin yine konuşmuştu. "Kedicik, bana yüzüğümüzün içinde bir şeyler yazdığını neden söylemedin?" Yoongi gülümsemişti. "Bebeğim bunu bu kadar geç fark etmene inanamıyorum."
"Ya! Hiç çıkarmıyorum ki. İlk defa çıkarmıştım. O zaman fark ettim."
"Neden çıkarmıştın?" Jimin yüzüğüyle oynamaya başlamıştı. "Yoongi biliyorsun bugün düğünümüz olabilirdi." Jimin'in yüzü düşmüştü. "Biliyorum çiçeğim, biliyorum. Merak etme düğünümüz elbette olacak. Ama sen tamamen iyileşince."
"Ama bu yaralar aylarca geçmeyebilir belki. Hem..." Jimin'in aklına bazı şeyler yeni yeni geliyordu. "Yoongi! Ben idol olamayacak mıyım!?" Sonuçta yüzü mahvolmuştu. Ayrıca aldığı darbeler ağır olduğu için dans da edemeyecekti, en azından bir süre için. "Tedavi sürecinde dans gibi aktiviteler yapmana izin veremem bebeğim. Vücudunu eski, sağlıklı haline getirmeliyiz."
"Ya hiç iyileşmezsem?" Jimin umutsuzluğa kapılmıştı bir kere. Yoongi ellerini daha sıkı tutmuştu. "Bebeğim hep kötüyü düşünüyorsun. Şu an önemli olan şey senin sağlığın. İstersen dans etmemek koşuluyla yine sahne alabilirsin, konser verebilirsin. Ama o da şimdi değil. Biraz daha iyileşince."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d-day | yoonmin ✔️
Fanfiction𝘋-𝘥𝘢𝘺 𝘣𝘺 𝘈𝘨𝘶𝘴𝘵 𝘋 𝘧𝘶𝘵𝘶𝘳𝘦 𝘪𝘴 𝘨𝘰𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘰𝘬𝘢𝘺 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘺𝘰𝘶 ####### Hem şirket sahibi hem de ünlü bir idol olan Min Yoongi, üç yıl önce en yakınının intihar ettiği yerde intihar etmeye kalkışan Park Jimin'i son anda durd...