"İyisin değil mi sevgilim?" Jimin yatıyor olan Yoongi'nin elini sıkı sıkı tutuyordu. "İyiyim bebeğim, endişelenme." Vurulduktan sonra kan kaybından dolayı bilincini kaybetmişti. Neyse ki ciddi bir şeyi yoktu. Kısa bir ameliyat sonucu da kurşun çıkarılmış ve ufak bir dikiş atılmıştı. Sağlığı, canı birazcık acısa da yerindeydi. "Kollarımda bayıldığında o kadar korktum ki ölecektim neredeyse."Yoongi ona gülümsemiş ve elini daha sıkı tutup öpmüştü. "Seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım merak etme." Jimin ona gülümsemişti. Ama gözleri Yoongi'nin karnındaki dikişlere takılıyordu. "Çok canın acıyor mu?" Yoongi iyi olsa da Jimin onun için üzülüyordu bu yüzden hemen gözleri dolmuştu. "Bebeğim yapma böyle lütfen. Ben iyiyim. Canım da acımıyor. Sen yanımdayken hiçbir şey benim canımı yakamaz."
"Kedicik artık bitti mi? Artık mutlu olabiliriz değil mi?" Yoongi onun sorusunun ardındaki endişesini anlayabiliyordu. Aynı şeyden kendi de endişe duyuyordu. Çünkü ne zaman tam bitti deseler başlarına kötü bir şey geliyordu. Fakat Yoongi bu kez her şeyin güzel olacağına emindi. Bu yüzden Jimin'e gülümsemişti. "Bitti bebeğim. Merak etme her ne gelirse gelsin beraber olduğumuz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz bir şey yok. Yanımda olup elimi tut yeter."
*
Birkaç gün içinde Yoongi hastaneden taburcu olmuş ve olay hakkında ifade vermişti. Kamera ve telefon kayıtlarıyla her şey kanıtlanmasıyla Yoongi tamamen aklanmıştı. Bu da bittiğine göre artık sırada düğünleri vardı.
Her şey zaten çoktan hazırdı. Bu yüzden ekstra bir hazırlığa gerek olmamıştı. Yoongi her şeyi tekrar kontrol etmek amacıyla çıkmıştı. Jimin ise evdeydi. Çok çok çok heyecanlıydı. Yerinde duramıyor ve bir an önce ertesi günün akşamı olsun istiyordu. Evin içinde volta atıp duruyordu. Sonunda bundan sıkılmış ve kendini koltuğa atmıştı. Tavanı izliyor ve ertesi gün neler olabileceğini düşünüyordu. Yoongi gelir gelmez tüm düşündüklerini anlatacaktı.
"Bebeğim!" Ve Yoongi gelmişti. "Kedicik!" Jimin yerinden kalkmış ve Yoongi'nin kucağına atlamıştı. Yoongi beklemediği bu harekete karşı neredeyse düşüyordu ki son anda ayakta durabilmişti. "Beni çok mu özledin güzelim?" Jimin kollarını boynuna, bacaklarını beline dolamıştı. "Hiç yanımdan ayrılmanı istemiyorum kedicik." Yoongi'nin yanaklarına öpücükler bırakmıştı.
Yoongi onunla birlikte salona yürümüş ve bir koltuğa oturmuştu. "Kedicik!" Yoongi onun heyecanlı oluşundan yarın hakkında konuşacağını anlamıştı. "Çok heyecanlıyım! Sonunda oluyor!" Ellerini küçük bir çocuk gibi çırpan Jimin'i Yoongi aşkla seyrediyordu. Ama söylemesi gereken bir şey de vardı. "Bebeğim bir şey söylemeliyim."
Ses tonu ciddi gelince Jimin durmuş ve ona bakmıştı. "Yine bir şey oldu değil mi?" Yoongi onun bu habere üzülüp üzülmeyeceğini kestiremiyordu. "Yani öyle de denebilir. Woosung buraya saldırdığı gün aynı zamanda anne ve babana da saldırmış. Bir tır çarptığı söyleniyordu. Fakat kamera kayıtlarına göre onu da Woosung yapmış."
Jimin cevap vermiyordu. "Annen ve baban o gün hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım altındalardı. Fakat bu sabah vefat etmişler." Yoongi dikkatle Jimin'i izliyordu. Ne tepki vereceğini merak ediyordu. Jimin konuşmuyor ve ona bakmıyordu. Eliyle Yoongi'nin yakasındaki düğme ile oynuyordu.
Sessiz geçen dakikalar ardından Yoongi yine konuşmuştu. "Bebeğim ne hissediyorsun? Söyle bana, içindekileri anlat. Seni dinlemek, destek olmak için yanındayım, biliyorsun."
"Biliyorum hep yanımdasın. Ama ben ne hissettiğimi bilmiyorum." Gözleri doluyor gibiydi. Ama Yoongi biliyordu ki bu göz yaşları onların ölümü için değil, onların Jimin'e yaşattıkları içindi. Yanağından bir damla süzülünce Yoongi hemen silmişti. "Onlarla ilgilenmek zorundayım değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d-day | yoonmin ✔️
Fanfic𝘋-𝘥𝘢𝘺 𝘣𝘺 𝘈𝘨𝘶𝘴𝘵 𝘋 𝘧𝘶𝘵𝘶𝘳𝘦 𝘪𝘴 𝘨𝘰𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘰𝘬𝘢𝘺 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘺𝘰𝘶 ####### Hem şirket sahibi hem de ünlü bir idol olan Min Yoongi, üç yıl önce en yakınının intihar ettiği yerde intihar etmeye kalkışan Park Jimin'i son anda durd...