17

624 74 47
                                    


İki hafta geçmişti. Neredeyse her şey tamamdı. Son olarak yarın şarkının son kısmını kaydedeceklerdi. Jimin iki haftada harika iş çıkarmıştı. Ayrıca şirketteki herkesle hızlıca kaynaşmıştı. Bu Yoongi'nin bazen kıskanmasına sebebiyet veriyordu. Ama Jimin ile akşam beraber vakit geçirdiklerinde hepsini unutuyordu.

Yine eve giderlerken Yoongi arabada, son iki haftadır biriken işlerini bitirmek için, bilgisayarıyla ilgileniyordu. Jimin ise yorulduğu için başını cama yaslamış kendini dinlendiriyordu.

Yoongi dönüp ona bakmıştı. Bebek gibiydi Jimin. Ama başı araba hareket ettikçe cama çarpıyordu. "Jimin." Jimin gözlerini açmadan cevaplamıştı. "Efendim Bay Min?"

"Başını omzuma koy. Cama çarpıp duruyor." Jimin gözlerini açıp ona dönmüştü. "Tamam!" Başını onun omzuna koyduğu an çok rahat hissetmişti. Yoongi onun hiç itiraz etmemiş olmasına sevinmişti. Jimin bu kez gözlerini kapatmamıştı. Yoongi ile bilgisayar ekranına bakıyordu. Yoongi hızlı hızlı bir şeyler yazıyordu. Jimin okuduklarından bir şey anlamıyordu. Bu yüzden gözlerini kapatmaya karar vermiş ve kısa sürede uykuya dalmıştı.

Uyandığında odasında bulmuştu kendini. Yoongi elbette onu kucağında taşımıştı ve odasına getirmişti. Hayal edince gülümsemesini durduramamıştı.

Yatağından kalkıp odadan çıkmıştı. Gecenin geç bir saatiydi. Yoongi salonda koltukta oturur pozisyonda ve kucağında bilgisayarla uyuyakalmıştı. Jimin onun kendisini çok yorduğunu görebiliyordu.

Jimin'in albümü üzerinde çalışmaya başladıklarından beri Yoongi sadece ona odaklı çalışıyordu. Gece de uyumuyor ve şirketin diğer işleriyle ilgileniyordu. Jimin için değerdi. Kendine böyle güç veriyordu.

Jimin onun yanına oturmuştu. Uyandırmadan, kucağından bilgisayarı almıştı ama eli bir tuşa değdiği için ekran açılmıştı. Ekranda kendi fotoğrafı açıktı. Yoongi gece fazla yorulduğunda bazen onun fotoğraflarını açıp bakıyordu.

Jimin tek tek fotoğraflarına bakmıştı. Yoongi'nin bunlara bakıyor olması onun kelebeklerini yine harekete geçiriyordu. Min Yoongi onu ele geçiriyordu resmen. "Demek resimlerime bakıyorsun."

Bilgisayarın ekranını kapatıp önündeki sehpaya koymuştu. Dönüp Yoongi'yi izlemeye başlamıştı. Ona karşı hisleri olduğu ortadaydı. Ama aralarındaki 7 yaş olması onu düşündürüyordu. Kendisi bunu umursamıyordu. Yaş sadece bir sayıdır. Ama Yoongi'nin sırf bu yüzden istemeyeceğini düşünüyordu.

Karamsar düşünceleri bir kenara atmış ve Yoongi'ye bakmaya devam etmişti. Saçları dağılmıştı. Elleriyle yavaşça onları düzeltmişti. Yoongi her haliyle çekici ve güzeldi. Ona bakmaktan keyif alıyordu.

Tekrar uykusu gelince başını Yoongi'nin dizine koymuştu. Dünyada en rahat hissettiği andı. Yoongi ona hep iyi hissettiriyordu. Çok geçmeden o da orada uyuyakalmıştı.

Sabah ilk uyanan Yoongi olmuştu. Eliyle başını ovaladıktan sonra gözünü açmıştı. Tam kalkacakken Jimin'in dizinde uyuyor olduğunu fark etmişti. Başta uyku sersemliğiyle algılayamamıştı. Mışıl mışıl uyuyan Jimin'i görmek onu gülümsetmişti. Güne çok iyi başlamıştı. Jimin yanında uyuyordu. Bizzat kendi isteğiyle gelmiş ve burada uyumuştu. Yoongi onun tatlılığından ölecekti.

Artık hislerini kabulleniyor gibiydi. Sadece yaş farkları onu da geriyordu. Belki Jimin onu sadece bir büyüğü olarak görüyordu. Eğer öyleyse tüm dünyası başına yıkılırdı. Bu kötü düşünceleri kafasından atıp Jimin'e bakmaya devam etmişti.

Elleriyle yanaklarına dokunmuştu. Üşümüş gibiydi. Uyandırmadan onu kucağına alıp dasına götürmüş ve yatağına yerleştirmişti. Jimin son anda uyanmıştı ama aynı zamanda hala uyuyor gibiydi de.

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin