"Bay Park! Hoşgeldiniz! İnanamıyorum! Bay Min! Siz de hoşgeldiniz efendim!""Merhaba Bay Hwang." Hwang Hyunjin, sektörün en iyi yapımcılarından biriydi. Kamerayla olan bağı görmezden gelinemezdi. Tabii bu bağ her daim işlerine de yansıyordu.
"Sizinle görüşmeyeli çok uzun zaman oldu Bay Min." El sıkışmış ve birbirlerini selamlamışlardı. Eskiden birlikte çalıştıkları işler olmuştu bu yüzden birbirlerini tanıyorlardı. "Pekala! Pekala! Çekim ekibimiz hazır sayılır. Dans ekibi de içeride hazırlanıyor. Bay Park siz de onlara katılın lütfen. Kıyafetler orada hazır, makyajınız da orada yapılacak. Buyrun sizi götüreyim."
"Teşekkür ederim Bay Hwang." Bir an için durmuş ve Yoongi'ye dönmüştü. "Bay Min, siz de benimle gelseniz olur mu? İlk kez yapacağım, bu konuda heyecanlıyım." Parlayan gözlerle ona bakarken Yoongi onu asla reddedemezdi. "Senin için buradayım Jimin."
Üç saatin sonunda tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Jimin'in vücuduna yapılan makyaj uzun sürmüştü. Morluklar henüz tamamen geçmiş değildi. Ama neyseki çok uğraştırmamıştı. Saçı, makyajı, kıyafetleri... Park Jimin mükemmel görünüyordu.
Aynada kendine bakıyordu. Heyecandan ölebilirdi. Odada bir tek kendisi kalmıştı. Kapıya yönelmişti ama açamıyordu. Eli kapı koluna gitmiyordu. İçindeki kötü hisler onun gitmesine izin vermiyordu.
Dışarıda herkes onu bekliyordu. Yoongi çoktan çıkmış olması gerektiğinin farkındaydı ama Jimin hala gelmemişti. Hyunjin yanına gelmişti. "Bay Min, Jimin nerede? Henüz çıkmadı değil mi? Gelmesi gerekiyor artık." Yoongi de bunun farkındaydı. Jimin'in bulunduğu odaya doğru yürüyüp kapıyı çalmıştı. "Jimin?"
"Bay Min, korkuyorum." Jimin hemen kapının arkasında duruyordu. Yoongi elbette bunu bekliyordu. Ama Jimin bunu halledemeyecek değildi. Farkında olmasa da çok güçlü bir çocuktu.
"Jimin, anlıyorum ama buraya kadar geldin değil mi? Pes edemezsin." Jimin'den bir cevap alamayınca tekrar konuşmuştu. "İçeri gelebilir miyim?" Jimin buna yanıt olarak kapıyı aralamıştı. Yoongi içeri girip kapıyı kapatmıştı tekrar.
"Bay Min ya yapamazsam ne olacak? Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Çok gerginim ve korkuyorum. Ya başaramazsam ne olacak?" Yoongi onun dediklerine gülümsemiş ve Jimin'in ellerini tutmuştu.
"Jimin ne kadar güçlü olduğunu göremiyorsun. Sadece birkaç haftada nereden nereye geldiğinin farkında mısın? Bunu herkes yapamaz. Çok çalıştın. Elbette başaracaksın. Benim hayal kırıklığına uğramam değil, senin kendin için ne düşündüğün önemli. Bunu kendin için yapıyorsun, bir başkası için değil." Hala tutuyor olduğu ellere baktı ve okşamaya devam etti.
"Ya başaramazsam diyorsun, başaramazsan da önemli değil Jimin. Seni her zaman destekleyeceğim. Düşersen ben kaldıracağım, yorulduğunda benimle dinlenebilirsin. Sana bunları söyledim. Her koşulda seni destekleyeceğim. Ama biliyor musun? Kesinlikle başaracaksın. İçinde o hırs, o cesaret ve o güç var. Bunu görebiliyorum. Sen de görmelisin." Ellerini bırakmıştı. "Şimdi, sahneye çık ve en büyük hayalini gerçekleştir." Tekrar elini uzatmıştı. "Geliyorsun değil mi?"
Jimin ona kocaman gülümsemiş ve yine elinden tutmuştu. Yoongi ona her seferinde çok güzel hissettiriyordu. Her konuşmasında içini kıpır kıpır yapıyordu. Seni her zaman destekleyeceğim. Bunu duymak bile yetiyordu.
El ele bir şekilde odadan çıkıp çekimin olacağı alana gelmişlerdi. "Jimin, sonunda! Ben de nerede benim parlayan yıldızım diyordum." Hoseok onu baştan aşağı süzmüştü. "Harika görünüyorsun Jimin." O sırada el ele olduklarını gören Hoseok gülerek Yoongi'ye ufak bir bakış atmıştı. Yoongi ona göz devirmiş ve Jimin'e dönmüştü.
"Hadi Jimin, çık ve yeteneklerini göster. Sana güveniyorum. Yapabileceğini çok iyi biliyorum." Elini son kez okşayıp bırakmıştı. "Yapacağım Bay Min! Beni izleyin, sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağım." Yoongi gülümsemiş ve Jimin sahnedeki yerini almıştı. Başlamaya hazırdı. "Evet! Çekim başlıyor! 3, 2, 1! Kayıt!"
Müzik ile birlikte Jimin ve ekibi birlikte çalıştıkları şekilde dans etmeye başlamışlardı. Hoseok ve Yoongi onları oldukça dikkatle izliyorlardı. Jimin kesinlikle çok iyiydi. Bunu herkese bir kez daha kanıtlamıştı.
İlk kısmın çekiminin sonunda hepsi nefes nefese kalmışlardı. Onlar soluklanırken Hyunjin, Hoseok ve Yoongi tekrar tekrar çektikleri kısmı izliyorlardı.
"Kimsenin koreografide hatası yok. Oldukça senkronizeler. Evet, iyi görünüyor." Hoseok dansçılarıyla gurur duymuştu. Hyunjin de onu onaylamıştı. Sıra ikinci kısımdaydı. "Tekrar başlıyoruz! Herkes yerlerine!"
İkinci kısmın koreografisi ilkinden biraz daha zordu ama hepsi iyi iş çıkarıyor gibi görünüyordu. Yoongi, bir yandan Jimin'in sesine büyüleniyor diğer yandan dansını izliyordu. Ona bu kapıyı açmakla iyi yaptığını biliyordu.
"Kestik!" Hyunjin'in stüdyoda yankılanan sesiyle hepsi durmuştu. Bazıları fazla yorulup kendilerini yere atmışlardı. Jimin onların aksine enerji doluydu. Koşarak Yoongi'nin yanına gelip ona sorular sormaya başlamıştı. "Bay Min! Nasıldım? İyi miydim? Beni izlediniz değil mi? Beğendiniz mi? Kötü yaptığım bir şey var mıydı? Hadi söyleyin!" Arka arkaya sorulan sorulara yetişemeyen Yoongi gülmeye başlamıştı. Herkes şokla ona bakmıştı. Min Yoongi ve gülmek. Evet bu iki kelime uzun süredir birbiriyle alakasızdı.
Yoongi hep böyle olmamıştı tabii. Woosung hayattayken gülüyor ve yaşamdan keyif alıyordu. Ama o gittikten sonra daha soğuk ve suratsız olmuştu. Halbuki Jimin'in dediği gibi gülünce kediye benziyor ve çok tatlı oluyordu. Woosung giderken onun mutluluğunu da götürmüştü. Ama şimdi ise Jimin sayesinde gülüyordu. Yıllarca aradığı mutluluğunu Jimin ile bulmuştu.
"Sakin ol Jimin." Gülmesini durdurup konuşmaya devam etmişti. "Biliyor musun? Bence sen sahnede olmak için doğmuşsun. Oraya aitsin. Dansın, sesin, görünüşün, her şeyinle oraya uyuyorsun. Doğru yoldasın Jimin. Harikaydın ve daha da harika olmaya devam edeceksin. Bunu görebilmek için sabırsızlanıyorum."
"Bay Min, duygulanıyorum!" Yoongi ona gülümserken Jimin ona sarılmıştı. Bu ani sarılmaları Yoongi'nin kalbinin deli gibi atmasına sebep oluyordu. Jimin'in kalp atışlarını duymamasını umarak o da ona sarılmıştı. "Hadi kendini izle ve ne kadar iyi olduğunu gör."
Jimin'in isteği üzerine bazı yerler tekrar çekilmiş ve gün boyu bununla uğraşmışlardı. Normalde akşamüzeri herkesin mesaisi bitiyordu ama Hyunjin bunu asla başka güne bırakmayacaktı. Zaten bununla tanınırdı. Hırs yaptığında onu mesainin bitmiş olması durdurmazdı. O işi bitirmekte ısrar ederdi. Jimin'in bu kadar yetenekli olmasını da beklemiyordu. Onun klibinin yapımını üstleniyor olmaktan onur duymuştu. Kesinlikle başka projelerde de Jimin ile çalışmalıydı.
Saat gece on ikiyi geçiyordu. Tüm gün yemek molaları dışında ara vermeden çalışmışlardı. Hepsi yorgunluktan ölüyordu ama ortaya muhteşem bir çalışma çıkmıştı. Son bir kez daha izleyip hepsi onay vermişti. "Harika işti ekip!" Hyunjin yapımcı olarak yine iyi bir iş çıkarmıştı ama asla ekibini geri plana atmazdı. Jimin'e dönmüş ve elini sıkmıştı. "Bay Park! Sizinle çalışmaktan gerçekten çok onur duyduğumu belirtmek istiyorum. Oldukça yeteneklisiniz bunu da söylemeden edemeyeceğim. Kesinlikle yine çalışmalıyız!"
"Teşekkür ederim Bay Hwang! Ben de sizinle çalışmaktan çok keyif aldım. Başka projelerde görüşmek üzere!" Daha sonra Jimin tüm ekibe dönmüş ve eğilmişti. "Hepinize çok teşekkür ederim. Bugün gerçekten benim için bir ilkti. Tarif edemeyeceğim duygular içerisindeyim. Hepinizle çalışmak çok güzeldi. Tekrar tekrar teşekkür ederim." Ona karşılık ekiptekiler de eğilerek karşılık vermiş ve teşekkür etmişlerdi.
Hazırlandıkları odaya geri dönen Jimin ve dans ekibi gerçekten çok yorulmuştu. Gitmeden önce Jimin hepsine teşekkür edip sarılmıştı. Yoongi onun bu kadar iyi kalpli oluşuna hayranlıkla bakıyordu. Hayat ona iyi davranmamıştı ama o herkese mutluluk ve iyilik saçıyordu. Bu çocuk bir melek olmalıydı.
#######
kanatsız meleğim ☺️🐣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
d-day | yoonmin ✔️
Fiksi Penggemar𝘋-𝘥𝘢𝘺 𝘣𝘺 𝘈𝘨𝘶𝘴𝘵 𝘋 𝘧𝘶𝘵𝘶𝘳𝘦 𝘪𝘴 𝘨𝘰𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘰𝘬𝘢𝘺 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘺𝘰𝘶 ####### Hem şirket sahibi hem de ünlü bir idol olan Min Yoongi, üç yıl önce en yakınının intihar ettiği yerde intihar etmeye kalkışan Park Jimin'i son anda durd...