68

333 37 162
                                    

ficimizin son büyük olayı an itibari ile başlamıştır 🙂🔫

#######

"Hyung! Çok az kaldı!" Jimin çok heyecanlıydı. Yoongi ile olacak düğünlerine sayılı günler kalmıştı. Seokjin, Jimin ve Yeonjun, Seokjin ve Namjoon'un yeni evinde oturuyorlardı. "Sakin ol Jiminie! Her şey çok güzel olacak!"

"Hyung evli olmak nasıl hissettiriyor? Çok değişiyor mu her şey yoksa yine aynı mı olacağız?" Seokjin Jimin'e gülümsemişti. "Jiminie çoğu kişi her şeyin kötüleştiğini söylüyor ama ben buna katılmıyorum. Özellikle de sizin ilişkinizde böyle bir şey söz konusu olamaz! Aranızdaki bağ mükemmel! Yoongi ile çok mutlu olacaksınız, eminim!"

"Biliyor musun hyung onu gerçekten çok seviyorum. Onun yanında olduğum her an içim sıcacık oluyor. Kolları arası en güvenli yerim sanki."

"Aaaa Jimin! Bu çok tatlı!" Yeonjun onlara kesinlikle bayılıyordu. Üçü tatlı sohbetlerine devam ederken Kai hızla içeri girmişti. Nefes nefeseydi ve kolundan kan damlıyordu. "Efendim! Hemen! Hemen gitmeliyiz!" Seokjin kanı görünce bir iki adım ona yaklaşmıştı ki bir silah sesi ile Kai yere yığılmışı. Sebebi ise tam kapıda duruyordu. Kai'ye ateş etmiş olduğu silahını indirmiş ve onlara gülümsemişti. "Seokjinnie. Beni özledin mi?"

"S-Song Joong Ki! Sen, sen burada ne arıyorsun?"

"Yıllar önce yarım kalan işimi halletmeye geldim." Seokjin geri geri giderek Jimin ile Yeonjun'un tam önünde durmuştu. Fakat Yeonjun ondan önce davranıp onun önüne geçmişti. "Çekil aradan yoksa senin de canını yakmaktan geri durmayacağım." Yeonjun kılını kıpırdatmamıştı. Onlara bir şey olmasına izin veremezdi.

"Sen bilirsin Yeonjun." Joong Ki onun çekilmeyeceğini anlayınca silahını ona doğrultmuştu. Yeonjun tereddüt etmiyordu bile. Orada durmaya devam ettmişi. Ama Seokjin de ona bir şey olmasına izin veremezdi. "Dur!"

Yeonjun'un kolundan tutup arkaya çekmişti ve böylece Jimin de Yeonjun da arkasında kalmış oluyordu. "Onlarla işin yok! Senin derdin benim! Bırak gitsinler!" Joong Ki alaycı bir ifadeye bürünmüştü. "Onlarla işim olmadığını kim söyledi?" Seokjin daha da gerilmişti. Bu adam acımasızın tekiydi. Onun kıyamadığı küçüklerini gözünü kırpmadan öldürebilirdi.

Bu sırada Joong Ki'nin adamları da salona girmişti. "Üçünü de alın." Bunu demiş ve odadan çıkmıştı. Seokjin geri geri adımlamaya başlamıştı. Fakat çok iyi biliyordu ki kaçacak yerleri yoktu. Tanrı'dan tek isteği Namjoon ve Yoongi'nin tam şu an gelmesiydi. Ama bu imkansızdı.

Sırtları duvarla buluşunca mecburen durmuşlardı. Bu adamların pis pis sırıtmasına neden olmuştu. Adamlardan biri Jimin'i tutup çekmişti. "Bırak beni!" Jimin çırpınıyor ve deliler gibi bağırıyordu. "Kapa çeneni!" Adam silahını çıkarmış ve onun tam boynuna bastırmıştı. "Hayır!" Yeonjun'un ağzını kapatan adam onu sıkıca arkasından tutmuş ve dışarı doğru sürüklemeye başlamıştı.

Dışarı çıkarıldıklarında seslerini çıkartamıyorlardı. Çünkü hepsinin beline silah dayalıydı. En ufak ters harekette sıkılmak üzere hazır olan silahlardı bunlar. Arabalara doğru olan yürüyüşteki tek ses Jimin'in sessizce ağlamasıydı. Seokjin ise soğukkanlılığını korumaya çalışıyordu. "Lütfen silahı ondan çekin. O henüz çok küçük." Jimin'in titrediğini gördükçe içi gidiyordu. Ama adam onu duymazdan gelmişti.

Arabaların önüne geldiklerinde ise boyunlarındaki acı ile gözlerini kapatmışlardı. Son gördükleri şey gecenin karanlığındaki siyah arabalardı.

*

"Efendim! Çok büyük bir sorunumuz var!" Beomgyu ve Soobin nefes nefese içeri girmişlerdi. Odada oturuyor olan Namjoon ve Yoongi hızla onlara dönmüşlerdi. "Yeonjun, Jimin ve Seokjin hyung..." Soobin devamını getiremeyecek kadar kötüydü. Beomgyu onun cümlesini tamamlamıştı. "Song Joong Ki evinize saldırıda bulunmuş efendim!" Namjoon hızla ayağa kalkmıştı. "Ve!? Ve onu durdurdular değil mi!? Beomgyu! Söyle bana onlara bir şey yapmadı değil mi!?"

d-day | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin