Acı

176 43 1
                                    

Pus Bulvarı. Adliye Binası.


Tepesinde Burong ailesinin bayrağı olan bir araba adliye binasının önünde durdu. Kapı açıldı ve Jenny yavaşça dışarı çıktı. Üstünde resmi bir hakim üniforması vardı. Adliye binasının 2. katına çıktı. Gördüğü tüm meslektaşlarına ona selam veriyordu.


"Bayan Jennifer." dedi iş arkadaşlarından biri, "Hasta olduğunuzu duymuştum. İyileştiniz mi?"


Jenny utanmıştı. Babası onu dışarı çıkarttırmamak için bir bahane uydurmuştu.


"İyileştim."


"Jennifer, erkencisin."


Jenny'i gören herkes onu nazikçe selamlıyordu.


Jenny etrafa baktı ve bir köşee birkaç iş arkadaşının fısıldaştığını gördü. Onların yanına gitti, "Son günlerde hiç büyük bir dava oldu mu?"


Hepsi sohbet etmeye odaklanmıştı. Anca Jenny konuşunca onu fark etmişlerdi, "İşe mi geldin? İzinde değil miydin?"


"Daha bugün geldim." Jenny meraklı bir şekilde onlara baktı, "Ne hakkında konuşuyordunuz?"


Genç hakimlerden biri dedi ki, "Bizim bölümde hiç büyük dava yok. Sadece Artemis Sokağında olanları konuşuyorduk. Yoksa sen duymadın mı? Diyakoz Huey öldürüldü ve katili bulundu. Üstelik katili Milan ailesinin genç efendisi çıktı. Tch! Bir de soyluların onurlu..." Genç hakim Jenny'nin üst soylulardan olduğunu hatırlayınca durdu.


Jenny'nin kafası karışmıştı, "Milan ailesinin genç efendisi neden Diyakoz Huey'i öldürsün ki?"


"Bilinmiyor." Gruptaki genç kızlardan biri başını salladı, "Diyakoz Huey'in Milan ailesinden para alarak bazı davaları hallettiği söyleniyor. Herkes Milan ailesinin Huey'in bunları itiraf etmesinden korktuğu için onu öldürdüğünü söylüyor."


Jenny şaşırmıştı, "Diyakoz Huey bir sürü davaya baktı! Davalar konusunda hep adil ve sıkı olmuştur! Nasıl olurda Milan ailesine yardım eder... Bu... ..."


"Karar çoktan verildi." az önceki genç adam omzunu silkti, "Çoğu kişi diyakozun paranın büyüsüne kapıldığını söyledi. Ne de olsa, diyakozlar bile para konusunda sıkıntı çekebiliyor."


Jenny dediğini duyunca kendini tutamadı ve dedi ki, "Bir hakim için önemli olan para değil de kötüleri cezalandırmak ve adil olmak değil mi?


Genç kız ona baktı, "Sen soylusun! Çocukluğundan beri para sıkıntın olmadı. Paranın cazibesini nereden bileceksin ki..." Yanındaki gencin ona göz kırptığını görünce hemen durdu. Genç adama baktı ve dedi ki, "Benim davam var! Hadi görüşürüz." Ardından arkasını döndü ve sırasına oturdu.


Diğerleri de dağıldılar.


Jenny'in yüzü çirkinleşti ve dudaklarını ısırdı. O anda kalbini büyük bir acı kaplamıştı. Sessizce sırasına döndü ama hiç de işine odaklanacak havada değildi. Nasıl zamanı geçireceğini düşünürken gözüne sıra arkadaşının önündeki gazete takıldı. Arkadaşına döndü, "Gazeteye bakabilir miyim?"


Arkadaşı onu görünce gülümsedi, "Alabilirsin."


Jenny fısıldayarak, "Teşekkürler." dedi. Gazeteyi aldı ve gidip başka bir sıraya oturdu.


"Diyakoz Huey'in katili bulundu!"


"Vick Milan hapiste. Milan ailesinin varisi kim olacak?"


Gazetedeki başlıkları okuyunca Jenny'in parmakları hafiften titredi. Katilin birkaç yıl önce onla evlenmek isteyen Vick Milan olduğunu düşünmemişti. Evlenmeyi kabul etmese de onda iyi bir izlenim bırakmıştı. Böylesi parlak bir adamın öyle iğrenç bir yapmasını beklememişti. Üstelik o bir şövalyeydi!


"Diyakoz Huey'in karısın öldürdü..." Jenny detayları okuyunca içinde bir acı hissetti. O, Şövalye Salonunun onur madalyasını kazanmış bir adamdı! Nasıl böyle acımasız bir şey yapabilirdi ki?


Gazeteyi buruşturdu ve tam atacaktı ki, köşede bir kelime gördü. Kalbi birden hızlıca atmaya başladı.


"Milan ailesinin Longshan Yakutu kaybolmamıştı! Hepsi bir yanlış anlaşılmaymış. Adliye davayı tekrar açtı ve stajyer 'Dean'in' masumiyeti geri verdi. Milan ailesi tazminat olarak 30.000 altın ödedi..."


Ne yazdığını okuyunca Jenny'nin kafasında şimşekler çakmaya başladı! Anca uzun bir zaman geçtikten sonra kendine gelebildi! Bir kez daha gazeteye baktı. Yanlış görmediğinden emin olmak için haberi 3 kez okudu.


3 yıl önce karanlık hapishanedeki o anı hatırlayınca vücudu hafiften titredi. Umutsuzluğa kapılmış çocuğu ve onun inatçı sözlerini hatırladı.


"Neyi itiraf edecekmişim? Ben bir şey yapmadım!"


"Ben suçlu değilim... ...."


Sanki dünmüş gibi o kelimeler kulaklarında yankılanıyordu. O sözlerin içindeki acıyı ve kederi hissedebiliyordu.


"Gerçekten de suçlu değildi..." Jenny'nin gözleri kızarmaya ve yavaştan sulanmaya başladı. Gözyaşları gazeteyi sırılsıklam etti, "Onu suçlayan bendim! Ona inanmadım..." Dudian'in yüzündeki üzgün ve umutsuz ifadeyi hatırladı. Duyguları sanki bir bıçak gibi kalbine saplanmıştı.

...

...

Ryan Kalesi.


Dudian ve İhtiyar Fulin masaya oturup kahvaltı yapıyordu.


"Röportajı hiç de güzel verememişsin. Milan ailesinin işlediği suçlarla ilgili hiçbir haber yok sadece ödenen tazminattan bahsetmişler." İhtiyar Fulin gazeteyi katladı ve başını salladı, "Görünüşe göte Milan ailesi bayağı para harcamış."


Dudian başını salladı. Diyakoz Huey ölümü ve Milan ailesinin bu olaya karışması büyük duvarın içinde bir fırtına gibi esmişti. İtibarları yerle bir olmuştu. Bu olay tıpkı iki ucu kesin kılıç gibiydi, hem Adliyeyi hem de Milan ailesini etkilemişti! Lakin adliye de pek bir şey yoktu, öte yandan Milan ailesiyse sert bir yumruk yemişti.


Olayın soylular arasındaki etkisi ise önemsizdi.


Ne de olsa sivillerin hepsi soyluları sevecek diye bir kural yoktu. Onlara karşı içlerinde kin besleyenler de vardı.


Siviller 2'ye ayrılıyordu. Soyluları sevenler ve sevmeyenler. Ancak, ister soyluları seven gruptan ister sevmeyen gruptan ol, yapabileceğin tek şey dayanmaktı. Hiç biri nefretlerini dışarı vurmaya cüret edemiyordu.

DARK KİNG ~2.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin