Aisha, Dudian'in ona doğru hücum ettiğini görünce kılıcını sıkıca tuttu. Dudian saldırı menziline girer girmez kılıçtaki ustalığını sergiledi ve kılıcını eğik bir biçimde savurdu.
Dudian'in gözleri onun bileğine odaklanmıştı. Tam da beklediği gibi üst vücuduna saldıracaktı. Vücudunu eğdi ve bileğine biraz güç uygulayıp arkasını döndü, ardından onun karnına doğru bir tekme attı.
Aisha'nın yüz ifadesi hafiften değişti. Dudian'in ayağından kaçmak için geriye doğru sendeledi. Saldırısının başarısız olmasını beklememişti. Maskesinin ardından buz gibi gözleriyle ona baktı. Böyle bir durumda bile o gözler sakinlik ve öldürme niyetiyle doluydu. Dişini sıktı, "Eğer masumları öldürürsen kim olursan ol buradan çıkman kolay olmayacak!"
Dudian boğuk bir sesle konuştu, "Masumları öldürmek mi? Karanlık Kilise'dekiler kendilerini masum mu sanıyor? Zaman kazanmaya çalışma! Siktir git!" Bir kez daha ileri atıldı lakin bu sefer hançerini Ailsha'nın yanağına doğru kaldırdı.
Aisha'nın yüzü çirkinleşti ve aceleyle kılıcını kaldırdı.
Aisha'nın kılıcı ve Dudian'in hançeri çarpışınca çınlama sesi etrafta yankılandı.
Dudian kadının yakın dövüşte bu kadar sağlam olmasını beklemediğinden kaşlarını çattı. Fiziksel gücü kıdemli bir avcıya yakındı. Ancak, dövüş gücü kıdemli bir avcıdan daha düşüktü, eğer kıdemli avcıyla aynı dövüş gücüne sahip olsaydı iki üç darbede dövüş bitmiş olurdu. Dışarıda daha çok kişi toplanıyordu, onların kokularını alabiliyordu. İçinde bir tedirginlik ve acelicilik vardı. Daha fazla hafife almadı ve hançerini Aisha'nın kalbine sapladı.
Aisha kılıcını kullanarak karşı koymak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Onu oyaladığı sürece icabına bakacak kişilerin geleceğini biliyordu.
Aisha Dudian'in saplamasına karşı koymak için kılıcını kaldırdı. Ancak, Dudian hançerini geri çekti. Bir numaraydı! Ayağıyla Aisha'nın dizini tekme attı.
Aisha'nın yüz ifadesi değişti ve hemen geri çekildi.
Dudian bir hançer saldırısıyla daha devam etti ve Aisha da bir kez daha kendini korumaya çalıştı fakat bu da bir aldatmacaydı. Bir kez daha bacağına tekme attı.
Aisha bu sefer hazırlıklıydı ve hemen tekmeden sıyrıldı.
Aisha tam sıyrılırken Dudian hançerini fırlattı.
Whoosh!
Aisha şoke olmuştu ama vücudu içgüdüsel olarak tepki verdi. Ancak, bu hançerden kaçınmak için yeterli değildi. Onun güzel yanağını kesti ve arkasında bir kan izi bıraktı. kan, yaradan olu oluk akmaya başladı.
Dudian bunu fırsat bilip çabucak onu atlattı ve geçide doğru koştu.
Aisha'nın arkasındaki Karanlık Şövalyeler kaptanlarının yaralandığını gördü. Dudian'in onlara doğru koşması onları şaşırtmıştı. Aisha'ya engel olacaklarını düşündüklerinden Dudian'le Aisha'nın dövüşüne karışmamışlardı. Dudian onlara korkmadan saldırabilirdi lakin Aisha kazayla da olsa onlara zarar vermekten endişelenirdi.
Karanlık Şövalyelere doğru koşarken Dudian tıpkı çaresiz bir hayvan gibiydi.
Dudian'in onlara silahsız bir şekilde saldırmasını beklemediklerinden şövalyeler korkmuştu. En öndeki kılıcını Dudian'e doğru sapladı.
Dudian şövalyenin kılıcıyla saldırdığını gördü ama Karanlık Şövalyenin gözlerinde korku vardı. Saldırıdan kaçınmak için yan tarafa doğru kaydı. Ancak eliyle de Karanlık Şövalyenin bileğini yakaladı. Bileğini sertçe büktü ve Karanlık Şövalye acıdan kılıcı bıraktı.
Dudian Karanlık Şövalyenin bileğini bıraktı ve çabucak kılıcı tuttu. Vücudunu döndürdü ve gelen saldırılardan korunmak için kılıcını savurdu.
Puff! Puff! Saldırmaya çalışan Karanlık Şövalyelerden biri yanlışlıkla yüzüne kılıcı yedi. Çığlık attı ve elleriyle yüzünü kapattı. Kılıcını bırakansa olduğu yerde öldü.
Hapsedilmeden önce Dudian'in vücut yapısı orta seviye bir avcıya yakındı. Ancak, büyü damgaları evrimleştikten ve boynuzlu iskeletle mutant iskeletin buz kristallerini özümseyip fiziksel değişim geçirdikten sonra vücudu neredeyse sıradan kıdemli avcılarla kıyaslanabilir olmuştu. Yakın dövüş yetenekleri zayıf olsa da acemi avcılar kadar güçlü olan Karanlık Şövalyelerle dövüşmek için fiziğini avantaj olarak kullanabilirdi.
Dudian diğer Karanlık Şövalyeleri engellemek için kılıcını savurdu. Dudian'in sıra dışı gücü ve çevik hareketleri yüzünden içlerini bir korku kaplamıştı.
Dudian, Aisha'nın yetişmesini istemediğinden kuşatmadan kaçtı. Çıkışa doğru koştu ama geçidin insanlarla dolu olduğunu gördü. Kalabalığı sakinleştirmeye çalışan devriyelerle doluydu.
Dudian zehir dolu şişeleri kıralı toplam üç veya dört dakika olmuştu. Meydandaki insanlar panik içinde kaçmaya çalışıyordu ama muhafızlar geçidi kapatmıştı ve düzeni sağlamaya çalışıyordu. İnsanları yavaşça birer birer dışarı çıkartıyorlardı.
Dudian kuşatmadan kurtulduktan sonra kılıcı yere attı. Geçitteki muhafızları fark edince yüksek sesle bağırmaya başladı, "Zehirli gaz geliyor! Kaçın! Kaçın!" Sesini değiştirip boğuk bir sesle konuşmaya çalışsa da herkes bağırışlarını duymuştu.
Kalabalık onun küçük hilesi yüzünden daha çok korktu ve panik yaptı. Birkaçı arkasını dönüp durumu kontrol etmek istedi fakat arkalarında duran insanlar onları ittiriyordu. İnsanlar birbirlerinin üstlerine düşmeye başladı, tıpkı domino taşlarına benziyorlardı.
"Dur! Saldırgan o!" Muhafızlar Dudian'e bakıp silahlarını çektiler. Dudian ile Karanlık Şövalyelerin arasındaki dövüşe tanık olmamış olsalar da herkes belli bir yerdeydi. Bu yüzden bu kişinin durumdan faydalanıp kaçmaya çalışan saldırganlardan biri olduğu belliydi.
Dudian muhafızların dövüş gücünü gözlemleyerek öğrenmeye çalıştı. Karanlık Şövalyelerden daha zayıflardı. Çoğu daha acemi şövalyeydi. Hiç duraksamadan onlara doğru koştu.
Muhafızlar öfkeli bir şekilde kükredi ve Dudian'e saldırmaya çalıştı.
Dudian aralarındaki mesafeyi göz açıp kapayıncaya kadar kapattı. Onun gözünde kılıçları çok yavaştı. İlk saldırıdan kolayca kaçtı ve muhafızın yüzüne vurdu. Bang! Muhafız geriye doğru sendeledi ve diğer muhafızlara çarptı.
Geçit insanlarla doluydu. Muhafızların düzeni sağlaması zaten zordu, şimdi bir de insanlar bağırıyor ve panik içinde kaçmaya çalışıyordu.