Ayak Basmak

172 36 0
                                    

Kerry'nin dili tutulmuştu, "Bu zayıf bir grup. Üstelik, senin yeteneğin tahta elementinde. Neden başka alanlara ayak basıyorsun ki? İyi bir fikir değil."


"Eğer denemezsem iyi olmadığımı nasıl bileceğim?" diye sordu Dudian.


Kerry ona ciddi bir yüz ifadesiyle baktı. Dudian'in yeni tekstil makinesini geliştirebilmesinin nedeninin terzi babasından ilham aldığı için olduğunu düşünüyordu. Dudian'in hayatı boyunca şimşek elementiyle iletişim kurmadığından başlamasının çok zor olacağını düşündü. Ancak, insanları gücendirmenin kolay olduğunu ama iyi niyetlerini kazanmanın zor olduğunu bildiğinden fikrini söylemedi, "Seçim sana kalmış ama başarılı olmazsan mümkün olduğunca kısa sürede ayrıl."


Dudian başını salladı ve duyurudaki yeri aklının bir köşesine yazdı.


"Gel diğer mimarlarla tanış." diye cevap verdi Kerry.


Dudian onu takip etti.


İkisi de kaleden çıkıp Kutsal Dağın arkasına doğru gitti. Dağ bir ejderha gibi aşağı iniyor ve yukarı çıkıyordu. Asıl kalenin arkasında ayrı bir tane daha vardı. İkisi de birbirine bakıyordu.


Yolda giderken Kerry açıkladı, "Başlangıç seviyesindeki mimarlar girişe yakın odaları kullanırken orta seviye mimarlar ortadakini kullanıyor. Kıdemli avcılar ise kalenin en dip noktalarında çalışıyor. Oralar daha sessiz ve beladan uzak. Orta seviye avcılar ayrı odalarda kalırken başlangıç seviyesindeki avcılar aynı odayı paylaşıyor. Yani koşullara değer versen iyi edersin."


Dudian ne demek istediğini anlamıştı. Ancak, onun kendi planları vardı ve onlarla fazla bir arada olmak istemiyordu.


Bir süre sonra ikisi de altıncı kalenin önüne geldi.


Kerry dedi ki, "Burası senin iş yerin olacak. Konaklama ve çalışma odaları var. Eşyalarını buraya taşıyabilirsin. Başka bir şeye ihtiyacın olursa hizmetkarlardan birine söyleyebilirsin. Araştırma materyallerini materyal kütüphanesinden alabilirsin ama ödül puanlarıyla takas etmek zorundasın. Tabii harcayacak altın sikken varsa farklı olur ama şu anki para birimine göre biraz pahalı olur." Kalenin içine girdiler.


Kalenin büyük bir alanı vardı. Kalenin içinde çiftlikler ve meyve bahçeleri vardı. Kerry ve Dudian kaleye girdiğinde birkaç hizmetkar kümes hayvanlarını kesiyordu.


Kalede birkaç bina vardı. Bazıları konaklama için, bazılarıysa araştırma dinlenme içindi.


Dudian ve Kerry kalenin içinde yürürken hizmetkarlar onlara selam verdi.


Bir süre sonra ikisi de uzun bir binaya girdi. İlk kat boştu. Salonun köşesinde ince genç bir adam duruyordu.


Genç adam Kerry ve Dudian'i fark etti. Kaşlarını çattı ve dedi ki, "Birisi terfi mi aldı? Bu ay üçüncü mü?"


Kerry onu tanıdı, "Çok çalışman gerek. Her gün daha çok zeki kişi aramıza katılıyor. Dikkat et yoksa genç nesil sana yetişecek."


Genç adam Dudian'i baştan aşağı süzdü ve homurdandı. Gözlerinde şaşkınlık vardı, "Çok genç. Benden daha mı genç?"


Kerry güldü, "Dean Bey yaş konusunda üçüncü. Küçük canavardan sadece iki yaş daha büyük."


"İki yaş mı?" Genç adam Dudian'in gençlere özgü bir canlılığı olduğunu düşündü. İç çekti, "Daha yeni geldi ama kim bilir belki birkaç yıl içinde beni geçecek."


Kerry gülümsedi, "Daha fazla çabala ve çok çalış. Kendini tanıtmak istemiyor musun?"


Genç adam gülümsedi, "Merhaba, benim adım Bernard."


"Dudian." Dudian elini sıkmak için kaldırdı.


Bernard ona baktı, "Sen yeni tekstil makinesinin yaratıcısı mısın? Sen Dean misin?"


Dudian burnuna dokundu, "Eğer bu yeni dokuma tezgahından bahsediyorsan ben olmalıyım."


Bernard birkaç saniyeliğine dondu. Gözleri parlar bir şekilde konuştu, "İşlerini uzun zamandır duydum. Bu kadar genç bir yaşta, yeni bir tür dokuma tezgahı yarattın, bu yeni bir dönem açmakla aynı şey. Seni tahta elementi grubunun onurusun! Yeni gelen gencin sen olduğunu beklemezdim! Bundan sonra sınıf arkadaşı olacağız!"


Dudian nasıl cevap vereceğini bilmediğinden gülümsedi.


Kerry güldü, "Bu kadar erken sevinme. Dikkat et yoksa Dean ilerde seni arkasında bırakacak."


"Beni geçmesi normal olmalı." Bernard umursamıyordu.


Kerry'nin dili tutuldu, "Sende de hiç savaşçı ruhu yok!"


Bernard cevap verdi, "Savaşçı ruhum yok değil. Yok olan para! Diğerleri bir sürü deney yapıyor, bir de bana bak, deney yapmadan önce plan yapmam ve bayağı bir hazırlanmam gerekiyor. Diğerleri soylularla karışıyorken ben tek başımayım! Ben aptal falan değilim!" dedi ama yüzü biraz hüzünlüydü.


Kerry, Bernard'ın durumunu biliyordu. Dudian'e baktı, "Seni odana götüreyim."


"Ben de geliyorum." Bernard da onlara katıldı.


Üçlü merdivenlere doğru yöneldi. Kerry ona dedi ki, "Sen bu katta kalacaksın. Eğer odanı değiştirmek istersen bir başvuru yapman gerek."


Dudian ve Bernard Kerry'i koridora doğru takip etti. O katta dört büyük oda vardı. Hepsinde deneyler için özel ekipmanlar vardı.


"Bu." Kerry anahtarı çıkardı ve ikinci odanın kapısını açtı. Oda yüz metrekare kadardı. Odada bir hızar ve küçük aletler vardı.


"Eğer yeteri kadar materyalin yoksa o zaman verilmesi için bir başvuru yapabilirsin ya da gidip kendin alabilirsin." Kerry konuşmaya devam etti, "Aylık görevlerin yanı sıra yaptığın her şey satışlara göre Tapınak tarafından değerlendirilecek.


Dudian'in gözleri parladı, "Yeni tekstil makinem dahil mi?"


Kerry başını salladı, "Scott Konsorsiyumuyla bir anlaşma imzaladın bu yüzden sana pay veremeyiz."


Dudian pişman olmuştu ama bu beklentilerinin içindeydi. Çalışma odasına baktı.


"Hey, yeni çaylak mı?" Koridordan geçen yaşlı bir adam açık kapıdan üçlüyü gördü.

DARK KİNG ~2.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin