Reddetmek.

164 38 0
                                    

Kerry ona baktı, "Oh, yaşlı adam. Ne oldu da dışarı çıktın?"


Yaşlı adam Kerry'nin yanındaki Bernard ve Dudian'e baktı. Dudian'in yeni bir yüz olduğunu biliyordu, "Bu yeni adam daha şimdi mi terfi oldu?"


Kerry güldü, "Üzgünüm, onu tanıtmayı unuttum. O Dean Bey, yakın zamanda 'dönem' madalyayı alan kişi. Ayrıca kendisi yeni tekstil makinesinin yaratıcısı."


Haisong hafiften kaşlarını çattı ve yüzündeki nazik gülümseme yavaşça yok oldu, "O mu? Yanılmıyorsan yeni tekstil makinesi üretileli bayağı oldu. Neden şimdi davet ettin?"


kerry hemen açıkladı, "Dean Beyi uzun zaman önce davet ettik ama o meşguldü ve cevap veremedi. Bugün geldi ve tapınağa katıldı."


Haisong, Dudian'e baktı ve nasihat verir gibi konuştu, "Bir terzi ailesinin içinde büyüdüğünü duydum. Baban harika bir terzi olmalı. Makinenin arkasındaki asıl etkinin baban olduğunu biliyoruz. Yeteneğin iyi ama fazla gururlanma. Tanrı'nın gizemleri deniz kadar derindir. Sadece çok çalıştıktan sonra başarılı olursun. Zamanını ve yeteneğini boşa harcama!"


Dudian kaşlarını çattı ve hiçbir şey demedi.


Haisong, Kerry'e baktı, "Ben gidip bazı materyalleri alacağım. Sizi daha fazla meşgul etmek istemiyorum." Ardından yaşlı adam gitti.


Kerry gözlerini tekrar Dudian'e çevirdi, "Onun dediklerini aldırma. Yaşlı centilmen iyi niyetinden öyle konuştu."


Dudian başını salladı, "Bu kadar yeter. Gidelim, benim işe başvurmam gerekiyor."


Kerry alay eder gibi gülümsedi, "Tamam." Sonra onları dışarı çıkarttı.


Bernard şaşırmıştı, "Ne duyurusu? Eğer adam eksikse ben de katılabilir miyim?"


Kerry hemen araya girdi, "Senin katılmana gerek yok! Dean Usta Eivissa'nın projesine katılmayı planlıyor."


Bernard şaşırmış bir şekilde Dudian'e baktı, "Usta Eivissa mı?! O şimşek grubundan değil mi? Dudian sen bizim tahta elementi grubundansın! Neden şimşek grubuna giresin ki?"


"Önce bir kontrol edeceğim." dedi Dudian.


Bernard alay eder gibi gülümsedi, "Şimşek grubundan olanlar çılgın ve dikkatsiz. SÜrekli tehlikeli deneyler yapıyorlar. Ben pas geçeyim... Evet evet, ben pas geçeyim... Eğer gitmek istiyorsan sen git..."


Üçlünün binadan çıkması fazla sürmedi. Bernard durdu ve dedi ki, "Benim yapacak işlerim var. Ben gidiyorum, sana iyi şanslar. Görüşürüz." Konuşmasını bitirir bitirmez Bernard gitti.


Dudian ve Kerry geldikleri yoldan geri döndüler. Bir süre sonra yolda yavaşça yürüyen az önceki yaşlı adamla karşılaştılar. Ona yetiştiler. Kerry onu selamladı, "Biraz acelemiz var Usta Haisong, görüşürüz."


Haisong hafiften başını salladı ama hiçbir şey demedi.


Kerry dağın eteğinden Dudian'le beraber geçti. Bir süre sonra 12. kaleye ulaştılar, "Burası."


Dudian kaleye baktı ve onu içeri takip etti.


Kapıdaki muhafız Kerry'i tanıdığından onları durdurmadı. İkisi de kaleye girdi ve Kerry'le beraber kalenin salonuna doğru gittiler. Yürürken Dudian'e dedi ki, "Eivissa Tapınakta Ustamızdır. Her ustanın kendi kalesi vardır. Çoğu zaman dış dünyayla pek uğraşmazlar. Eğer Tapınağa önceden katılsaydın ve yeni tekstil makinesini yaratsaydın o zaman senin de 'usta' unvanın olurdu."


Dudian unvanların şekerle kaplı kelimelerden başka bir şey olmadığını bildiğinden hafifçe gülümsedi. Tapınağın "Usta" unvanını ona vermemesinin tek nedeni yeni tekstil makinesinin anlaşmasını Scott Konsorsiyumuna satmış olmasıydı. Gerçek gelir muhtemelen sıfıra yakındı bu yüzden Dudian'i terfi ettirme taraftarı değillerdi çünkü Tapınağın "Ustalara" bedavaya birçok kaynak vermesi gerekiyordu.


Kerry salonun kapısındaki muhafıza baktı, "Usta Eivissa'yla görüşmek istiyorum."


"Bir süre bekle." Muhafız salonun içine girdi ve bir süre sonra geri döndü. Kerry'e baktı, "Lütfen."


Kerry önden salona girdi. Salonda birkaç hizmetçi vardı. Hizmetçilerden biri diğerlerine göre farklı bir kıyafet giyiyordu, o hizmetçi öne çıktı ve dedi ki, "Ustamız üst katta sizi bekliyor." Arkasını döndü ve onlara yolu gösterdi.


İkinci kata çıktılar. Kerry kapıyı açtı ve Dudian içerden iki neşeli kahkaha sesinin geldiğini uydu. Kanepede oturmuş iki kişi sıcak çaylarının keyfini çıkarıyorlardı. Biri orta yaşlı bir adamdı ve gündelik kıyafetler giyiyordu. Diğeri beyaz sakallı yaşlı bir adamdı. İkisi de sohbet ediyor ve gülüyordu.


Kerry orta yaşlı adamı görünce şaşırmıştı, "Usta Terence?"


Dudian ismini duyunca biraz tanıdık geldiğini hissetti. Duyuruyu asan kişinin bu adam olduğunu hatırladı. Hidrolik araştırmayla uğraşan kişi oydu.


"Küçük Kerry?" Yaşlı adam Kerry'e baktı, "Neden buraya geldin? Yoksa terfi mi alıyorum?"


Kerry alay eder gibi gülümsedi, "İyi günler ustalar. Sizi tanıştırayım. Bu yeni tekstil makinesinin mucidi Dean Bey. Dean Bey projenize dahil olmak ve ödülleri almak istediği için geldik."


Eivissa'nın gülümseyen yüzü kaskatı kesildi, orta yaşlı Terence ise keskin bakışlarıyla Dudian'i baştan aşağıya süzdü. Usta Terence'in gözleri Dudian'inkilerle karşılaştı. Tanımlayamadığı garip bir his hissetti. Sanki bir yaratığın avına baktığı gibiydi. Onu rahatsız hissettiriyordu.


Dudian gözleri yaşlı Eivissa'ya çevirdi. Başını salladı ve dedi ki, "Usta, panoya astığınız göreve başvurmak istiyorum. Bio-enerjiyi araştırmakta ilgim var."


Eivissa Dudian'i baştan aşağı süzdü, "Ödül puanları çok olsa da koşullar pek düşük değil. Şimşek sanatını çalıştın mı?"


"Hayır." Dudian başını iki yana salladı.


Eivissa ona baktı, "Çok pişmanlık duyuyorum fakat koşullarımla uyuşmuyorsun. Üzgünüm."


Dudian kaşlarını çattı, "Öğrenebilirim. Kesinlikle size yardım edebilirim."


"Gerek yok." Eivissa başını salladı, "Duyuru uzun zamandır panoda, artık geri alma zamanı geldi. Tekstil makinesinin öyle çalışmasını sağladığına göre yeteneğin var. Umarım tahta elementleri üzerine çalışmaya devam edersin. Küçük kazançlar sağlayacaksın diye geleceğini engelleme. Hayat uzun ve sen daha gençsin. Otur ve çalış."


Dudian, Eivissa'nın yüz ifadesine baktı. Yaşlı adamın karar verdiğini bildiğinden kaşlarını çattı ve iç çekti, "Peki, teşekkürler."


Terence de birkaç kelime ekledi, "Nadir şans pek uzun sürmeyebilir. Sadece elementlerde ustalaşmak gelecekte büyümene yardımcı olabilir."


Dudian ona baktı ama sessiz kaldı. Kerry'e döndü, "Ben dönüyorum. Görüşürüz ustalar." Kelimelerini bitirir bitirmez gitti.


Kerry onlara baktı, "Usta ben de gidiyorum. Yolu göstereyim ki kaybolmasın." Sonra, arkasını döndü ve kalenin dışına doğru onu kovalamaya başladı.


Terence kaşlarını çattı ve Dudian'in arkasından baktı, "Tanrı kutsamış. Ne de olsa bir sivilin oğlu. Fazla dar görüşlü. Çalışıp kusursuz bir mimar olmak için nadir bir fırsatı nasıl değerlendireceğini bilmiyor."


Eivissa başını salladı ve iç çekti, "Eğer tekstil makinesi biraz geç çıksaydı madalyayı sen almış olacaktın. Hidrolik dokuma makinesi yapma fikrin uzun zamandır ortada ama tamamlamadığından dolayı değerlendirilemedi."


Terence'in yüzü çirkinleşti. Bu içindeki acıyan noktaydı.


"Hadi mutsuz şeyleri konuşmayı bırakalım." Terence'in yüz ifadesini görünce Eivissa elini salladı.

DARK KİNG ~2.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin