Araba gittikten sonra Dudian İhtiyar Fulin'in koluna girdi ve çalışma odasına dönmesine yardım etti. İhtiyar Fulin anlaşmayı çekmeceye koydu ve Dudian'e baktı, "Dışarıya çıkan bir yeraltı geçidi kiralamak için yeterli paramız var. Sen ne durumdasın? Ne zaman ava gitmek için iyi durumda olursun?"
Dudian bir süre düşündü ve cevap verdi, "Birkaç gün içerisinde."
"Sen git hazırlan, ben de o arada Kutsal Kilise'ye gidip bize yakın bir geçit seçeyim." İhtiyar Fulin hafiften başını salladı, "Ama bu konuyu iyi düşünmen lazım. Yeraltı geçidini kiraladığımızda elimizdeki 100.000 altın sikke gidecek."
Dudian hafiften gülümsedi, "Neden isteksiz olayım ki?"
"Ben isteksizim." İhtiyar Fulin gülümsedi ve Dudian'in gözlerine baktı, "Bayağı büyük bir para. Sana güvenip bu riski almak doğru mu bilmiyorum. Umarım yanlış kişiyi seçmemişimdir."
"Yanlış seçimi yapmış da olsan artık seçme hakkın yok." dedi Dudian buz gibi bir sesle.
İhtiyar reis iç çekti ve daha fazla konuşmadı.
...
...
Yeraltı geçidini kiralayacak paraları olduğundan Dudian de kendi ekipmanlarını hazırlamaya başladı. Orta seviye şövalyeler için yapılan yayı ve okları kullanacaktı. "Elementler Tapınağı" avcılar için zırh satıyordu. Başlangıç seviyesindeki avcılar için olan zırh 10 altın sikkeyken, orta seviye avcılar için olan zırh 100 altın sikkeydi. "Elementler Tapınağı"ndaki zırhlar vücuda yapışan radyasyon korumalı standart siyah zırhlardı.
"Bana yay, birkaç katlanır çanta ve sırt çantası lazım. Bir de ileri seviye avcı zırhı almam lazım. Yanıma 20 kg barut alabilirim. Asıl sorun biraz zayıf olması ama sesinin çok yüksek olması. Hemen diğer canavarları çekebilir bu yüzden son çare olarak kullanılmalı. Yay ve oklara güvenmek zorundayım. Belki de gidip saf demirden özel oklar yaptırmalıyım."
Dudian Yard şehrindeki demirciye gitti. Bir set ok sipariş etti ve oklar dövülürken kullanılması gereken malzemeleri yazdı. Ardından depozitoyu ödedi.
Öğleden sonra.
ihtiyar Fulin'in arabası geri döndü.
Dudian kokusunu aldı ve aceleyle salona gitti. Tam ona detayları soracaktı ki, ihtiyar Fulin'in yüzünün çirkinleştiğini gördü, "Ne oldu? Fiyatı mı yükseltmişler?"
İhtiyar Fulin ona garip bir ifadeyle baktı. Yavaşça başını salladı ve dedi ki, "Üst kata çıkalım."
Dudian onu 2. kata çıkarttı.
Dudian kapıyı kapatınca Fulin derin bir iç çekti, "Yeraltı geçidini kiralamak için gereken fiyat değişmedi. Asıl sorun Kutsal Kilise'nin dışarı çıkan 18 yeraltı geçidi olması. Diğer konsorsiyumlar ve askeriye bir iki tanesini kiralamış, hatta bazıları üç tane yeraltı geçidi kiralamış. Kısacası sadece üç tane yeraltı geçidi kalmış."
Dudian bu kadar çok geçit olacağını beklemediğinden şaşırmıştı, "Üç kaldı. Eeee, onları niye kiralamamışlar?"
İhtiyar Fulin alay eder gibi gülümsedi, "Kiralamak istemiyorlar değil ama yemiyor! Üç geçit de terk edilmiş. İlkinin dışında bir göl var. Kutsal Kilise'ye göre göl vahşi canavarlarla dolu. Hem karada hem de suda yaşayan canavarların bazıları genelde tam demir kapının dışında bekliyormuş. Yani öbür tarafa geçer geçmez canavar saldırısına maruz kalacaksın. İşte bu yüzden de hiç kimse kiralamıyor."
Dudian suyun altında canavar avlamanın bir yolu olmadığını biliyordu. Göle zehir dökmek bile zor olurdu. Eğer göl çok büyükse o zaman tüm canavarları zehirleyecek kadar güçlü bir zehir bulmak neredeyse imkansızdı. Üstelik, zehirlenme sonucu bazı canavarlar mutasyona uğrayıp evrimleşebilirdi. Aslında, zehirden korkmayan bazı güçlü canavarlar vardı. Eski çağda da kertenkele ve kurbağa gibi zehirden korkmayan canavarlar vardı. Hatta bazıları zehirli yılanlarla beslenirdi.
"İkinci geçit çorak topraklara çıkıyor. Geçidin dışında bir dağ var ama diğer her yer sadece çöl. Canavarların yaşayabileceği uygun bir ortam yok. Yaşayan canavarlar da avlaması belalı olan zehirli yaratıklar. Bu yüzden hiçbir konsorsiyum kiralamak istemiyor." İhtiyar Fulin iç çekti, "Üçüncü geçit ise... Kutsal Kilise onu temelli olarak kapatacağını söyledi."
"Neden?" diye sordu Dudian.
İhtyiar Fulin gülümsedi, "Geçit diğerleri gibi harabelere çıkıyor ama söylediklerine göre o bölgedeki canavarlar korkunç seviyelerdeymiş. Diğer konsorsiyumların 'sıfır' bölgesindekilere eş değerlermiş. Anca kıdemli seviyesindeki bir bölük gönderilirse bir şeyler toplanabilirmiş. Yoksa orada bizi bekleyen tek şey ölümmüş!"
"10 yıl kadar önce Huasheng Konsorsiyumu o geçidi kiraladı. Üç kıdemli ve iki orta seviye avcısı olan bir takımı gönderdiler. Sonuç tasavvur edilemezdi. Sadece kıdemli avcılardan biri kaçabilmiş ve geri dönebilmişti. Ancak, vücudu o kadar ağır yaralanmıştı ki, Huasheng Konsorsiyumunun kayıtlarında o günden sonra orta seviye bir avcı olarak geçmişti. Yaralarının iyileşmesi birkaç yıl almıştı. Üstelik, iyileştikten sonra ava çıkmak yerine Avcı Okulunda eğitmen olmayı tercih etmişti."
"Bu olay Huasheng Konsorsiyumunu karıştırdı ve o günden beri hiçbir konsorsiyum bu geçidi kiralamadı. Ayrıca, Huasheng Konsorsiyumunun ekonomik durumu da olay yüzünde bayağı etkilendi. Normalde en iyi üç konsorsiyumlardan biriydiler ama şimdi en dip pozisyondalar!"
İhtiyar Fulin bunalıma girmişti, olayı anlatırken iç çekti.
Dudian'in yüz ifadesi de değişmişti. Sadece kıdemli avcılardan biri kaçabildiğine göre geçidin dışında bayağı korkunç yaratıkları olduğunun farkındaydı.
"Bir süre bekleyip başka geçit kiralama şansı olup olmadığına bakabiliriz. Yavaşça da kaynaklarımızı biriktirebiliriz." İhtiyar Fulin tatlı sözlerle Dudian'i ikna etmeye çalıştı.
Ancak, Dudian derin düşüncelerdeydi. Sanki İhtiyar Fulin'in konuştuğundan bile haberdar değildi. Bir süre sonra başını İhtiyar Fulin'e çevirdi, "3. geçidi kiralıyoruz."
İhtiyar Fulin'in gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açıldı, "S- sen! Ne dedin az önce?"
"3. geçidi kirala!" Dudian kararlı gözlerle kararını tekrarladı.
İhtiyar Fulin yanlış duymadığını biliyordu ama duygularını kontrol edemeyip neredeyse hoplamıştı. Yüksek sesle dedi ki, "Ne dediğimi duymadın mı? Seni kandırmaya çalıştığımı mı düşünüyorsun?"
Dudian dışarıdaki hizmetçiler duymasın diye elini salladı ve sessiz olmasını işaret etti. Fısıldayarak dedi ki, "Bu bulunmaz bir fırsat!"