Dudian sol koluna baktı. Sıkıca sarılmıştı ve sıra dışı bir şey yoktu. İçinde şüpheler vardı. Sağ eliyle sol kolunu çimdikledi. Sol koluna dokunduğu anda koluna çok soğuk bir hissin girdiğini hissetti. Sanki bir buz küpüne dokunuyormuş gibi hissetti. Hemen parmaklarını geri çekti. İlk defa aşırı buz kristali özümsediğinde de aynı şey olduğunu hatırladı. Soğukluk sol kolunun gözeneklerinden içine işlemişti.
Bıçak kullanıp bandajları kesti. Bandajları çıkardıktan sonra gördüğü manzara yüzünden neredeyse kendinden geçecekti. Derisi açık maviye dönmüştü. Tıpkı pullara benzeyen hafif silüetler vardı. Her biri bir parmak büyüklüğündeydi ve omuzundan dirseğine kadar yayılıyordu. Ancak, oradan aşağıya gitmiyordu.
Dudian şaşırmıştı. Açık mavi derinin rengi tıpkı buza benziyordu.
Nedenini düşününce Dudian'in kafası karıştı. Sol eli kangren olmuştu. Sağ eliyle buz kristallerini özümseyerek kristallerin tüm özü vücudunun her yerine yayılmış olmalıydı. Sol kolunun durumu yüzünden düzgün yayılmayıp birikmiş ve kristalleşmiş miydi?
Onun tahmini, sol koluna sürekli yayılan soğukluğun yoğunlaşıp mavi buz pullarını dönüşmüş olmasıydı. Gözlerinin önündeki manzara yüzünden yüzü çirkinleşti. Eğer soğukluk koluna yayılmaya devam ederse o zaman kolundaki su bir buz kütlesine dönerdi. Bu da vücuduna çok zararlı olurdu. Tek tedavi umudu ise kolunu kökünden kesip yenisiyle değiştirmek olurdu.
"Lanet olsun!" Dudian dişlerini sıktı, "Protez tek çare mi?"
Başka birinin kolu nakledilmediği sürece şu anki teknolojinin kolunu protez olanıyla değiştirmesinin bir yolu yoktu.
Yanındaki battaniyeyi aldı ve kolunu örttü. Sol kolunda soğukluğun yoğunlaşma derecesini düşürmeyi umuyordu. Belki buzu bile eritebilirdi.
Dudian bir ısı yaratmak için battaniyeyi kristal pullara bastırdı ve ileri geri sürtmeye çalıştı. Uzun bir sürenin ardından kristal pullardan hala buhar çıkmadığını görünce bir şeylerin yanlış olduğunu hissetti. Pulları çimdikledi ve üstlerine bastırdı ama tıpkı et gibi gözüküyorlardı. Esnekliği normal deriyle aynı olmasa da buzdan tamamen farklıydı.
"Bu buz değil mi?" Dudian kolunu tekrar çimdikledi. Sanki parmağına biraz güç koysa pulları delecek gibi gözüküyordu. Görünüşe göre derisi yumuşak pullara dönmüştü. Ne yazık ki sol kolunda hiçbir his yoktu bu yüzden nasıl tepki verdiklerine karar veremiyordu. Ancak, sonuç olarak kristal pullar vücudunun bir parçasıydı.
Kristal pulların buz olmadığını öğrendikten sonra kolunu bükmeye çalıştı. Ancak, istediği gibi kolunu bükebiliyordu. Hiç de donmuş bir obje gibi gözükmüyordu.
"Buz kristallerinden çıkan enerjinin birikmesi sol kolumu mutasyona mı uğrattı? Bu pullar mutasyon yüzünden mi oldu?" Dudian gözleri titredi, "Bu tür şeyler sadece kıdemli avcıların vücutlarında oluyor. Büyü damgaları evrimleşiyor ve sonuç olarak insan hücrelerinin yapısı değişiyor. Bir bakıma parazitik solucanların artık genlerindeki genetik bilgiyi çıkarıyor ve insan hücrelerini yeniden düzenliyor. Glenn'in de diğerlerinden gizlediği öyle özel bir dokusu olmalı."
"Ancak, büyü damgalarım ilk defa evrimden geçti. Daha yeni orta seviye bir avcı oldum. Üstelik, kristal pulların büyü damgalarımla bir ilişkisi yok. Asıl ilişkileri buz kristalleriyle... Bilinmeyen çok fazla etken var..." Dudian o şeyleri özümsemekle çok cesur davrandığının farkındaydı. Ancak, artık pişman olmanın bir faydası yoktu. Linda'yı öldürmek için buz kristalleriyle gücünü arttırmıştı. Böyle riskli bir hareket yüzünden vücudu bilinmeyen bir mutasyona doğru ilerlemişti.
"Şu anda tüm vücudumun değil de sadece sol elim böyle olduğu için şanslıyım."
Dudian sol kolunu incelemeye devam etti. Yavaşça hareket ettirmeye çalıştı. Hissetmese de istediği gibi hareket ettirebiliyordu. Sol kolu bayağı iyileşmiş gibi gözüküyordu. Kolunun şekli eski haline daha yakın gözüküyordu. Ameliyattan sonraki şişmiş görünüşü de yok olmuştu.
"Kristal pulları oluşturan şeyler 'stratum corneum'a yakın gibi gözüküyor ama 'stratum corneum'dan daha yumuşak. Bu evrimin biyolojik sonucu mu?" Dudian koluna dokundu. Hemen oracıkta parçalarına ayırıp içine bakmak için can atıyordu ama sonuçta yine de kendini tuttu. Tamamen iyileşmesi için bir umut vardı!
Ancak, sol kolumun kristalleşmesinin ilerde tüm vücuduma yayılma ihtimali var. O zaman ne yapacağım? Nasıl tedavi edeceğim?
Öyle olduktan sonra hala bir insan sayılır mıyım?
"Eğer 'yaşam kaynağı'm olsaydı hiçbir sorunum olmazdı." Dudian gizlice hesaplamalar yapıyordu. Çekmeceden bandaj çıkardı ve kolunu sardı. Kontroller için geçici olarak gelmemesini söylesin diye sabah yapacağı ilk iş İhtiyar Fulin'e haber vermek olacaktı.
"5000 simya puanı... Karanlık Kilise'nin puanlama sistemini ve dışarıdaki fiyatların karşılaştırırsak o zaman 20.000 altın sikkeye denk geliyor. Üstelik, o şeyi almak için 1 yıldızlı simyager olmam gerekiyor. Bu yüzden 'yaşam kaynağı'nı almam için en az 30.000 altın sikkeye ihtiyacım var." Dudian iksiri almak için ihtiyacı olan parayı hesapladı.
Yatağa yattı ve tavana baktı. Bir süre sonra farkında olmadan uykuya daldı.
Ertesi gün.
Dudian kahvaltısını yaptı ve tam Karanlık Kilise'ye gidecekti ki aniden kahya salona girdi ve İhtiyar Fulin'e dedi ki, "Efendim, 'Elementler Tapınağı'ndan tekrar geldiler. Onları görmek ister misiniz?"
İhtiyar Fulin gazetesini indirdi ve karşısında oturan Dudian'e baktı, "İçeri çağır. Zaten biz de onu bekliyorduk.
"Emredersiniz." diye cevap verdi kahya, saygılı bir şekilde.
İhtiyar Fulin Dudian'e baktı, "Seninle konuşmaya geldi."
"Bana mı bakıyor?" Dudian tam ceketini giyerken İhtiyar Fulin'in ne dediğini duydu.
**********************
Stratum Corneum: Stratum corneum, "cildin cildi" olarak düşünülebilir. Epidermisin en dış tabakasıdır. Ölü, tamamen düzleşmiş, çekirdeksiz hücrelerden oluşur. Vücudun dış dünya ile arasındaki son bariyerdir ve vücudu dış etkenlerden korur.