Bir süre sonra takım elbise giyen bir adam kahyanın eşliğinde yemek salonuna girdi. Orta yaşlı ve nazik bir adamdı. Şapkasını çıkardı ve Dudian'le ihtiyar reise selam verdi, "İhtiyar reis nasılsınız? Siz Dean Bey olmalısınız!?"
İhtiyar Fulin gülümsedi, "Teşekkür ederim. Evet, geçen sefer konuştuğumuz kişi oydu. Bu sefer Dean Beyle şahsen konuşabilirsin. Konsorsiyumumuz Dean Bey'i işe almış olsa da anlaşmamız kişisel özgürlüğünü kısıtlamıyor."
"Harika." dedi orta yaşlı adam, hoşnut bir sesle. Ardından Dudian'e baktı, "Dean Bey bana Kerry diyebilirsiniz. Bir avcı olarak 'Elementler Tapınağı'nı duymuş olduğunuzu varsayıyorum. Avcılar ve toplayıcılar tarafından dışarıdan getirilen tüm materyaller son kez teşhis edilmeleri ve fiyat biçilmeleri için 'Elementler Tapınağı'na götürülür. Buraya 'Elementler Tapınağı'nın adına sizi aramıza katılmanız için davet etmeye geldim."
Dudian şaşırmamıştı. Gazetelerin ondan 'mucit' diye bahsettiğini görmüştü bu yüzden 'Elementler Tapınağı'nın bir noktada onlar için kürek çekenlerin arasına katılmasını isteyeceğini sezmişti. Ancak bu kadar çabuk olacağını düşünmemişti, " 'Elementler Tapınağı' hakkında bir iki şey duydum ama pek bilmiyorum. Biraz detaya inebilir misin?"
Dudian'in ilgisini çektiğini görünce Kerry mutlu olmuştu, "Bu benim en sevdiğim konu. 'Elementler Tapınağı'nın üyeleri tıpkı senin gibi mucit fakat aynı zamanda da Işık Tanrısı'nın müritleri. Işık Tanrısı'nın amacı ile kutsaması cennetin ve dünyanın her yerine yayılacak. Bizim işimiz onun amacını bulmak ve halka yaydıktan sonra cömertçe davranmaktır. Böylece insanlar Tanrının kutsamasıyla yeteneklerini kullanacak ve çalışıp buluşlar yapacak..."
"Ben Işığın dindar bir müridiyim. Zamanın sonuna kadar da inançlı olarak kalacağım lakin söylemek istediğim bazı şüphelerim var. Umarım Kerry Bey sorularıma cevap verebilir." dedi Dudian, gözlerini kısıp.
Kerry güldü, "Buyrun Dean Bey."
Dudian dedi ki, "Yaptığımız tek iş Işık Tanrısı'nın bize verdiği kutsamayı bulmak ama biz kendimize mucit diyoruz. Bu dine küfür değil mi?"
Kerry şaşırmıştı ama hemen cevap verdi, "Dean Bey öyle düşünürseniz yanlış olur. 'Elementler Tapınağı' Kutsal Kilise'nin bir oluşumudur. Sadece Işık Tanrısı'nın amacını bulmuyor aynı zamanda da anlıyoruz. 'Mucit' kelimesini kullanarak sadece şükranlarımızı sunuyoruz."
Dudian dedi ki, "Demek gerçek amaç bu."
Kerry gülümsedi, "Dean Bey bu konulara fazla kafa yormamalı. Mucit kelimesi eski zamanlarda kullanılıyordu ve işimizin bayağı geri bir tanımıdır. Bizler Işık Tanrısı'nın sadık müritleriyiz. 'Elementler Tapınağı'nda kendimizi Tanrı'nın mimarları olarak çağırmayı tercih ediyoruz."
(İngilizce çevirmenin notuna göre orijinali "Shen Shi" imiş. Bu da "Tanrı'nın yapıcıları" anlamına geliyormuş ancak "Tanrı'nın elçileri, Tanrı'nın tasarımcıları, Tanrı'nın mimarları, Tanrı'nın demircileri vb..." olarak da çevrilebiliyormuş. Matrix filmindeki "Mimar Neo"yu hayal edebilirisiniz...)
Dudian başını salladı, "Kerry Bey bir avcı olduğumun farkında olmalı. Bir avcı olarak kişisel çıkarlarıma göre hareket eden pragmatik biriyim. Eğer 'Elementler Tapınağı'na katılırsam ne tür kazançlar sağlayabilirim?"
Kerry gülümsedi, "Birçok kazanç var. İlki Tapınak size Ticari Bölgede bir ev sağlayabilir. Eğer performansınız iyi olursa ve kıdemli bir mimar olursanız Tapınak ilerde size bir beylik bile verebilir. Ayrıca başlangıç aşamasında size ödül olarak 100.000 altın sikke verilecek. Konumunuz yükseldikçe parasal ödülleriniz de artacak."
Dudian şaşırmıştı ama aynı zamanda korkmuştu. Kutsal Kilise sıradan sivillere bir beylik verebiliyor muydu? Bu sadece askeriye ait olan bir ayrıcalık değil miydi?
Kerry onu cezbetmek için dil dökmeye devam etti, "Sonsuz bir servetin yanı sıra 'Elementler Tapınağı'na katıldığınız taktirde yüce bir şerefe de sahip olacaksınız!"
"Bu kadar kazanç olduğuna göre koşullar da olmalı?"
Dudian'in sakin yüz ifadesini görünce Kerry biraz şaşırmıştı, " 'Elementler Tapınağı'na katıldığın ve Tapınak tarafından verilen birkaç görevi tamamladığın sürece hiçbir sorun yok."
"Ne tür görevler?"
"Duvarın dışından getirilen materyallere değer biçmek gibi küçük şeyler. Anlamsız görevler olmayacağına dair emin olabilirsin. Görevleri tamamlamasan bile diğer mimarlara destek olmak için başvuru yapabilirsin." Kerry güldü.
Dudian koşulları anlamıştı, "Düşüneceğim."
Kerry doğrudan bir cevap almayacağını beklemediğinden şaşırmıştı. Biraz tereddütteydi ama sonunda dedi ki, "Peki. Dean Bey, iyi haberlerinizi bekliyor olacağım. Ancak, size şu şeytani simyagerlerin Tanrı'nın mimarlarına saldırmayı sevdiklerini söylemeliyim. Eğer Tapınağa katılırsanız size koruma sağlanacak ve tüm tehlikelerden arındırılacaksınız."
Dudian başını kaldırıp ona baktı, "Hatırlattığınız için teşekkürler."
Kerry daha fazla kalmadı, İhtiyar Fulin'e selam verdi ve kahya onu uğurladı.
İhtiyar Fulin o gittikten sonra Dudian'e baktı, "Katılmak istiyor musun? Tapınağa katılmanın birçok yararı ve aynı zamanda da zararı var. Orada bayağı meşgul olacaksın bu yüzden pek zamanın kalmayacak. Ancak yine de Tapınağa katılmaya değer. Diğerli böyle bir şans için sadece hayal kurabilir. Bahsettiği tehdit de gerçek. Karanlık Kilise'nin bazı üyeleri sana zarar vermeye çalışabilir. Avcı olsan da icabına bakacak bir iki suikast metodu var. Bir avcıyı kolayca öldürmek için zehir veya başka şeyleri kullanabilirler."
Dudian avcıların güçlü ama yenilmez olmadığını anlamıştı. Belli ki her avcı yenilebilirdi.
"Şimdilik onlardan uzak kalacağım ama tekliflerini de düşüneceğim." Dudian konuşmaya devam etti, "Ancak, 'Elementler Tapınağı'na katılırsam, mimarlar da Kutsal Kilise'nin bir üyesi olduğundan dolayı 'yaşam kaynağı'nı alabileceğim. Bir bakıma konsorsiyumumuz için de bir kalkan olurum.
İhtiyar Fulin onaylar gibi başını salladı. Teklifin Dudian'in ilgisini çektiğini biliyordu, "Seçeneklerini kendi başına değerlendirmelisin. Doğru kararı vereceğine inanıyorum." Bastonunu aldı, ayağa kalktı ve gitti.
...
...
Dudian takip edilmemek için tüm yol boyunca normalden daha dikkatli davrandı. Soğuk depo kapsülünün içine koyulduğu kafesin yanında duran ve onu gözlemleyen bir düzineden fazla kişi vardı. Kafes büyük olduğundan ve obje uzakta olduğundan hiç kimse ona dokunamıyordu.
Dudian de gözlemliyordu ama dikkati etrafındaydı.
Bir gün daha çabucak geçti.
Dudian Ryan Kalesine geri döndü. Çizimlerini bitirdikten sonra sol koluyla alıştırma yapmaya başladı. Daha tam iyileşmemiş kemikler olabileceğinden zor hareketler yapmaya cüret edemiyordu. Kemiklerin tekrar kırılmasını istemiyordu. Üstelik, sol kolundaki mavi kristal pullar yüzünden Tapınağa katılmak istemiyordu. Eğer açığa çıkarsa tek seçeneği o andan itibaren karanlık tarafta yaşamak olurdu.