Şok.

150 34 0
                                    

Kutsal Dağ. 10. ve 11. kaleler arasındaki bölge.


Akşam karanlığıydı. Yüzlerce kişi salonun kapısını çevrelemişti. Yarısı cüppelerini giymiş mimarlar geri kalanıysa daha temiz ve sıradan kıyafetler giyen kişilerdi. Onlar ilişkileri sayesinde buraya girme izni alan yabancılardı. Doğal olarak bu insanlar soylu aileleri ve konsorsiyumları adına sonuçları kontrol etmek için gelmişti. Bazı ustalar meraklarından sonuçları onlara bildirmesi için öğrencilerini göndermişlerdi.


"Hey, nasılsın?"


"İyiyim. Haha. Herkes duyuru panosunu kontrol etmeye gelmiş gibi gözüküyor. Tapınağın değerlendirmesi bugün verilecek. Arbalete kaç takas puanı verileceğini görmek için can atıyorum."


"Kesinlikle fazla olacak." Ne de olsa taş çatlasa 2 yıldız ürün olacaktır. Eğer 3 yıldız olursa daha fazla..."


"Buraya görevleri kontrol etmek için mi geldin?"


"Dalga geçme. Buraya silahın tanımlamasını görmeye geldim. Değerlendirmeye göre ne kadar güçlü olduğunu görmek istiyorum."


"Hey, ben de."


Salonun önünde durmuş herkes fısıldaşıyordu.


Güneşin ilk ışıkları binanın köşesinden meydanı aydınlatınca salonun sekiz metrelik dev kapıları yavaşça açıldı. Kapının önünde soluk yüzlü yaşlı bir adam duruyordu. Gözleriyle kalabalığı süzdü ve sonra göz kapaklarını indirdi. Arkasını döndü ve salonun içine doğru sendeleyerek ilerledi.


"Tam zamanında!"


"Acele edin! Hadi."


Salonun önünde bekleyen kalabalık hemen binaya girdi.


Herkes duyuru panosunun önünde toplandı. Yeni bir değerlendirme yapıldığında ilk gün ücretsiz tanıtım olarak bir günlüğüne duyuru panosuna asılırdı. Ancak, o günden sonra ürün veya araştırma hakkındaki bilgiler takas kitabında listelenirdi. Mimar kendisi gidip değerlendirmeye bakmak zorundaydı.


Duyuruların ilk sayfasında kalabalık araştırmaların değerlendirmesi konusunda iki tanıdık kelime gördü: Askeri Arbalet!


Son günlerde kargaşa çıkartan mimarın eseriydi.


İnsanların gözleri büyük isimden değerlendirme seviyesine kaydı. Salon aniden sessizleşti.


"Dört... Dört yıldız?"


Kısa bir süre sessizlikten sonra insanlar heyecandan titremeye ve yutkunmaya başladı.


Ölü gibi olan sessizlik herkes bağırmaya başlayınca anında bozulmuştu. Değerlendirmeyi görünce şok geçirmişlerdi. Dört parlak mor yıldız son derece göz alıcıydı ve herkesin dikkatini çekiyordu.


"Mor yıldızlar! Bu sıradan bir 4 yıldızlı ürün değil, bu üst seviye! Tapınağın değerlendirme kriterleri düştü mü? Bu nasıl olur?"


"Bu fazla abartı! Bu çaylağın işi mi? Söylentilere göre bunu yapması yarım gününü almış!"


"Bu çaylak bir efsane!"


Arbaletin işlevleri detaylı bir şekilde değerlendirme değerlerinin altında tanımlanmıştı. Tanımı okuyanlar bir kez daha şok geçirdi.


"Işık Tanrısı adına! Aslında bir yakın dövüş silahıymış!"


"Arbaleti yakın dövüşte kullanabilir misin ki?"


"Araştırma rekor kırdı. Yakın dövüş arbaleti nasıl olur da üst seviye 4 yıldız olarak değerlendirilir? Tapınak bir hata mı yaptı?"


"Detaylara bak! Oklar 100 metre boyunca yolundan sapmıyor. Yakın dövüş silahı olarak değerlendirilmesine şaşmamalı. İnanılmaz! Bu arbalet nasıl yapılmış?"


Arbaletin faydası ve işlevleri insanları şaşırtmıştı. Kalabalığın arasındaki mimarlardan biri aradan sıvıştı ve resepsiyona doğru gitti. Puanlarını takas etmek için kapıyı açan yaşlı adamı buldu.


Soyluların ve konsorsiyumların gönderdikleri arbaletin işlevlerini not aldı ve salondan dışarı fırlayıp gittiler.

...

...

"Dört... Dört yıldız! Üst seviye?"


Scott Konsorsiyumunun konferans salonunda oturan İhtiyar Chai zarfı açtı ve şaşkınlıkla bağırdı. Haberler onu şok etmişti.


Masada oturan Rosie de böyle bir sonucu beklemediğinden şaşırmıştı.

...

...

Ryan Kalesi.


Sander aceleyle çalışma odasına koştu. Neredeyse kapının önündeyken düşüyordu. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Yüzü kıpkırmızıydı ve vücudu heyecandan hafiften titriyordu, "Baba! Dört yıldız! Dört yıldız!"


"Dört yıldız mı?" İhtiyar Fulin de şaşırmıştı ama yüzünde bir gülümseme vardı.

...

...

Mellon Konsorsiyumu. Konferans Salonu.


Mellon Konsorsiyumu Dudian'in arbaletinin sonuçlarını beklemek için bugün bilerek toplantıyı ertelemişti. Bugün finansal durumlarını konuşmak için haftalık toplantı günüydü. Mark onlara gelir incelemelerini anlatırken önündeki kitabı yavaşça vuruyordu. Kapı şiddetli bir şekilde çalınınca konuşması yarıda kesildi.


"Gir." dedi Mark, sabırlı bir şekilde. Lakin herkes konuşmasının yarıda kesilmesini sevmediğini biliyordu.


Kapı açıldı ve takım elbiseli bir genç içeri girdi.


Mark genci gördü ve umursamazca dedi ki, "Önemli bir konuşmanın ortasındaydık. Eğer söyleyeceğin şey önemli değilse karşılaşacağın sonuçların farkındasındır."


Mark'ın donuk ifadesini görünce genç adam panik yaptı, "Reis, Mimar Dean'in yeni ürünü hakkında Tapınağın değerlendirmesini bildirmeye geldim..."


Mark cevap verdi, "Bunun bize bir önemi yok! Çık dışarı!"


Mark'ın yanında oturan orta yaşlı adam gülümsedi, "Mel Bey zaten gelmiş bırakın da söylesin. Bizim de ilgimizi çekiyor. Ufaklığın yaptığı ürün gerçekten de 3 yıldız alabildi mi?"


"Doğru."


"Bırak da söylesin sonra gider."


"Birkaç kişi daha merak ediyordu.


Mark genç adama baktı, "10 saniyen var."


Genç adamın yüzü soldu, "Sonuçlar çıktı. 4 yıldızlı ürün ve işlevi yakın dövüş... Ben... Ben..." Genç adam Mark'ın koyduğu '10 saniye' yüzünden endişelenmişti. Genç adam konuşurken gergindi. Durdu ve Mark'a baktı.


Rudolph, Mark'ın yanında oturuyordu. Haberleri duyar duymaz yüzünde kasvetli bir ifade oluştu.

...

...

Elementler Tapınağı. 9. kale.


Mimar cübbesi giyen genç bir adam panik içinde odaya girdi. Güzel Tiffany'nin pencerenin yanındaki piyanonun başında oturduğunu gördü. Lakin piyanoyu çalmıyordu.


Sadece ellerini tuşların üzerine değdiriyordu. Çocuğun hızlı nefes alış sesini duyduğu anda başını çevirdi. Çocuğun halini görünce kalbini kaplayan bulutlar ağırlaştı. Yavaşça parmaklarını piyanodan çekti ve sakince sordu, "Gerçekten de 3 yıldızlı ürün mü?"

DARK KİNG ~2.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin