27. Bölüm "DERSKOLİK - DAVETSİZ MİSAFİR"

42 2 0
                                    

Vize haftasına az kala öğrenciler arasında not yardımlaşması da başladı. Bundan en büyük nasibi alan şüphesiz Hakan olacaktı. Nur ders notlarını vermenin dışında birde dersi anlatma görevini üstlenmişti. Çalışma masasının başından su içmeye bile kalkmayan derskoliğimiz sırf Hakan ile buluşmak için sabahın köründe kalkıp hazırlanmıştı. İçine dolan o heyecan tazeliğini her saniye hissettiriyordu. Buluşma yeri için seçilen kafeye giriş yaptığında gözleri etrafı süzerken kabanın cebine sıkıştırdığı elini sıkmayı da ihmal etmedi. Derin nefes alırken kafenin üst katına çıkmaya başladı. Dolu masaları süzerken tanıdık birilerinin olmasından da endişeleniyordu. Çünkü okulda dedikodunun dozu yoktu. Milletin diline dolanan biri olmayı hiçbir şekilde istemiyordu. Bölüm birincisi olmasına rağmen bunu hep gizli tutmuştu. Merdivenin başına geldiğinde duraksadı. Terasa açılan kapının hemen yanındaki masada gördü onu. Son bir düzeltme yaparken kırmızı şalına Hakan ile göz göze geldi. Kalbinin atışını saklamaya çalışmadı. Aksine zevk aldığının farkına vardı. Adımlarını dikkatle atıp Hakan'ın bulunduğu masaya geldi. "Selam" derken çantasını sandalyeye astı. Hakan selamına karşılık "Hoşgeldin" dedi. Kabanını çıkarmadan oturdu. Ellerini masada birleştirip bacaklarının üzerine aldı. Bu hareketi birkaç kez yaptığından Hakan farketmişti.

"Rahatsız gibi duruyorsun. Üzerini çıkar istersen." dediğinde "Peki." diyerek kabanını çıkardı. Kırışan gri gömleğini eliyle düzelttikten sonra notlarını masaya çıkardı. Hakan'ın yüzüne bakmadan anlatmaya başladı. Arada kahve siparişini vermeyide başarabildi neyse ki. Seriye bağlamış halde karşıdakini düşünmeden soruları hızla çözüyordu. Tam bir şaşkın aşıktı. Bunun üzerine Hakan masaya yaklaşarak dirseğini koydu ve başını eline yasladı. Nur ile mesafeleri oldukça yakınken şarkı mırıldandı. Kulağına gelen sese doğru çevirdi başını. Gözleri aynı hizada birbirlerini izlerken bu romantizmi bozmak isteyen davetsiz misafir masanın başına dikilmiş sırıtıyordu zorla.

"Selam gençler!"

Nur utangaç halde olduğu yerden doğruldu. Selamına karşılık hafifçe gülümseyip "Selam. Ne yapıyorsun burada?" dediğinde "Bir arkadaşla buluştum. Tam gidiyorken sizi görünce selam vereyim dedim." dedi. Bakışları Hakan'ı süzerken ekledi. "Neyse size iyi çalışmalar. Ben gideyim." Hakan elini kaldırıp hoşçakal der gibi salladı. Nur ise "İşin yoksa bize katıl istersen." dedi istemeye istemeye. Ayça bu teklif karşısında kayıtsız kalmayarak Hakan'ın yanındaki sandalyeye oturdu. Saçlarını savururken üzerine yapışan deri ceketinin fermuarını açarak sanki uzunca bir süre oturmaya hazırlar gibi kendini hazırladı. Kendisine çevrilen bakışlara karşılık " Ee devam edin siz." dedi. Nur söylediğine bin pişman halde dişlerini sıkarak gülümsedi. Hakan'a dönerek " Biraz hızlı anlattım sanırım son bölümü. Tekrar edeyim ister misin?" dediğinde Hakan "Gerek yok gayet iyiydin bence. Evde üzerinden geçince daha iyi pekişecek." dedi. Nur sevinmiş yüz ifadesiyle soğumuş kahvesinden bir yudum aldı. Bu utangaç hali Hakan'ın gönlünü okşarken Ayça'nın sinirlerini bozmuştu.

"O zaman dersiniz bittiyse sohbet edebiliriz değil mi? Ben bir kahve söyleyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"O zaman dersiniz bittiyse sohbet edebiliriz değil mi? Ben bir kahve söyleyim. Garsonu çağırır mısın Hakan?"

Bunları sesinin en etkileyici tonunu kullanarak söyledi. Hakan garsonu el işaretiyle masaya çağırırken Nur'a dönüp "Kahven soğumuş olmalı sende bir şeyler iç istersen." dediğinde Nur "Gerek yok teşekkürler." dedi. Hakan garsona el işareti yaptıktan sonra tekrar Nur'a döndü.

"Derslerinin iyi olmasının bir sırrı var mı? Yani sürekli tekrar falan mı yapıyorsun."

"Sır değil aslında genel şeyler. Derslerde not alıyorum ve eve geldiğimde tekrar yaparak ezberlemeye çalışıyorum."

Ayça bu sırada hızla siparişini iletip konuya daldı. "Ezber bence geçici bir şey. Sonra unutursun önemli olan anlamak değil mi?" dediğinde Hakan "Öyle ama ezberden kastettiği şey konuları aklına yerleştirmek." dedi. Nur "Evet ama sözel derslerde ezber gerekiyor. Matematik gibi değil ki." dediğinde Ayça "Katılmıyorum sözel dersleri de anlayarak, yorumlayarak bence aklında tutabilirsin." dedi. Nur üzerine gelmesini anlamsız bulurken tartışmaya da girmek istemedi. "Herkesin farklı çalışma yöntemleri var diyelim o halde."

Soğuk kahvesini boğazına yapışan o sinir topunu yutmak için tekrar yudumladı. Gerilediğini anlayan Hakan konuyu değiştirmek için "Hukukçu değişecekmiş haberiz var mı?" dedi. Nur cevap vermek üzereyken Ayça atladı. "Tabi ki var. Hatta kızı bizim fakültede. Çok güzel bir kız. Babası da yakışıklıdır heralde."

Hakan "Senin de her şeyden haberin oluyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hakan "Senin de her şeyden haberin oluyor. Maşallah." dediğinde "Sosyal çevrem geniş canım." dedi. Nur pencereye dönük şekilde sessizce mırıldandı "O dedikodu çevren olmasın." Tekrar masaya çevirdiğinde yüzünü Hakan'ı kendisine gülümser halde yakaladı. Dediğini duymuş olduğunu düşünerek başını eğdi. Telefonuyla göz göze geldiği esnada yanan ışığa karşı açtı. Annesinin aramalarını görünce heyecanla eline aldı. Hakan ve Ayça'ya dönerek "Ben artık gideyim. Size iyi sohbetler." dedi. Ayağa kalktığı esnada Ayça "A! erken kalmasaydın ne güzel sohbet ediyorduk." dediğinde Hakan "Evine bırakayım seni bekle." dedi. Nur ayağa kalkmış kabanını giyiniyordu. "Gerek yok. Ben giderim. Okulda görüşürüz."

Masadan ayrılmak üzereyken Hakan Nur'un koluna dokundu. "Bırakayım seni olmaz öyle." Nur kolunu tutan ele bakarken kalbi heyecanla atmaya başladı. Eli ayağına birbirine dolanırken kabul etmenin pekte bir zararı olmayacağını düşündü. Kendini tam hazırlamışken Ayça son hamlesini yaptı.

"Hakan senin evin çok ters kalıyor. Ben evin yakına kadar eşlik ederim ona. Hem ayağını incitmiştin sen."

"Sorun değil Ayça bırakacağım."

Hakan'ın sert bakışları Ayça'yı süzerken Nur artık bu tartışmanın odağında olmak istemedi.

"Ben kendim giderim. Tekrar görüşmek üzere."

Masadan hızlı adımlarla uzaklaşırken Hakan arkasından "Kusura bakma. Görüşürüz okulda." diye bağırdı.

HİNDİBA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin