Kapıyı açtığı anda Tuna Hoca masasında oturmuş bilgisayara odaklanmış bakıyordu. Sanki tüm vücudumdan kanım çekiliyormuş gibi güçsüz ve halsiz hissediyordum. Ellerim titrerken nereye koyacağımı da bilemedim. Samet rahat tavırlarla içeriye girdi. Bu kadar rahat olması tüm suçu benim üstlenecek olmamdı. Bu hiç adil değildi. Samet'in peşinden ağır adımlarla devam ettim. Gözlerime ağlamamasını emrederken yutkunmak zor oldu. Tuna hoca geldiğimizi gördüğü an bilgisayardan başını kaldırdı. "Çocuklar gelin bakalım. Oturun şuraya." dediğinde söylediklerine uyarak masaya yapışık koltuklara oturduk. Gözüm masanın üzerindeki çiziklere odaklanmışken Samet konuştu.
"Bizi çağırmışsınız hocam. Bir problem mi var?"
Tuna hoca masaya doğru yaklaşıp ellerini birbirine bağlayarak "Evet görmenizi istediğim bir görüntü var." dedi ve yüzünü bana çevirdi.
"Seni o gün gördüğümü hatırlıyorum. Aynı zaman da dersinize giriyorum."
Kekeler vaziyette "Ee.. Evet.." dedim. Samet karşımda pis pis sırıtıyorken Tuna hoca devam etti.
"Durum şöyle ki, Oğuz hocanızın o gün neden odasına girme gereği duydunuz, bunu öğrenmek istiyorum. Ayrıca bu kamera kayıtları Oğuz hocanın eline geçtiği an okul hayatınız biter biliyorsunuz değil mi?"
Avuç içlerim terlemiş halde söylediklerini kafamda bastırmaya çalıştım. Sırtım o kadar sıcaktı ki sobaya dayanmışım gibi yanıyordu. Önce yutkundum ve sonra konuşmaya başladım.
"Evet biz yani ben hatalıyım. Samet sadece bana yardım etmek istedi o kadar. Yani sorun sadece benim. Gerçi oraya girme nedenim vardı. Başka bir çarem yoktu."O kadar karmaşık ve saçma konuşuyordum ki Tuna hoca ağzı açık halde beni izliyordu. Sonunda anlayamayacağını bildiği için lafımı kesti.
"Bir dakika en başından anlat istersen. Şuan seni anlamakta zorlanıyorum. Olayı çözmem gerekiyor. "
Derin bir nefes aldım, en başında anlatmaya koyuldum. Beni dikkatle ve sakince dinledi. Konuşmam bittiği an geriye yaslanarak "Anladım yani bir talihsizlik yaşamışsın fakat çözüm bu olmamalıydı değil mi Samet?" dediğinde Samet yerinden doğruldu.
"Tabi ki, ama ben birinden arkadaşlarıma yardım etmeyi, onlara sonuna kadar zarar göreceğimi bilsemde destek olmayı öğrendim. Eğer öylece yüz üstü bırakıp gitseydim, o arkadaşıma ihanet etmiş olmaz mıydım?"
Söylediği şeyler kalbime tek tek yerleşirken kimden bahsettiğini merakta ediyordum. Tuna hoca gülümseyerek " O arkadaşının diğer sözünü de unutma. Eğer bir hata varsa ortada tekrar bir hata yapıp problem oluşturmak yerine hatanın farkına varılmasını sağlamalısın. " dedi. Konuşulanlardan ne pay çıkarmalıydım bilmiyorum ama başımın ağrıdığına kesinlikle emindim. Birbirlerine bu şekilde atıfta bulunmaları garipti sanki önceden beri tanışıyorlar ki bu teorimi doğru çıkaracak hamle geldi bile. Samet ayağa kalkıp Tuna hocanın arkasından sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİNDİBA
Ficção AdolescenteÜniversitede İşletme bölümü okuyan son sınıf öğrencisi Melike, iki kız arkadaşı Nur ve Hilal ile beraber aynı evde kalmaktadır. Aynı zamanda sınıflarından grubuna dahil olan iki kız arkadaşları daha vardır. Bunlar Sena ve Cemredir. Beş kişilik arkad...