61. Bölüm "HER ŞEY BİR GÜN OLACAĞINA VARIR"

23 2 0
                                    

Ders boyu sessizce düşündüm. Kafamda bir çok senaryo oluşturdum. Nur'a olanları anlattığımda vereceği tepkiyi.. Hayal kırıklığını.. Bunları düşündükçe içim daha da darlandı. Belki de bunları kurcalamam doğru değildi. Gerçekler doğru zamanda ortaya çıkacaktı. En azından Nur hazır olduğunda.. Ama bunun için artık geçti. Ders bittiğinde montumu aceleyle giydim ve çantamı boynuma geçirirken çocuklara "Hoşçakalın." diyerek el salladım. Sıradan çıkarken Samet benden önce basamakları iniyordu. Onunda benim gibi ders boyunca ağzını bıçak açmamıştı. Peşinden yürümek istemesemde yolumuzun sonu aynı yer olduğu için buna katlanmalıydım. Deli gibi de merak ediyordum. Ne konuşmuşlardı. Neden yüzü asık ve üzgündü. Ama artık gururum ağır basıyordu. Kendime olan saygımı yitirmeye başlıyordum neredeyse. Otobüse bindiği sırada biraz bekledim. Birkaç kişinin daha binmesine izin verdim. Sıra kendime geldiğinde ise oturacak yer kalmamıştı. Arka kapıya doğru yöneldim ve ayakta yolculuk ediyordum. Samet'in nerede oturduğunu kontrol etmek istedim. Başımı sağa sola çevirirdim. Ama göremiyordum hiçbir şey. Yüzümü kapıya çevirdim. Dışarı zifiri karanlık olduğundan cama yansıyordu görüntülerimiz. Daha önce de güneş izin vermişti onu görmeme. Şimdi ise gece görmem için iyice karartmıştı kendini.. Elini, uttuğum direğe getirdi ve elime değecek şekilde kavradı. İkimizde kapıya bakıyorken kulağıma doğru yaklaştı.

"Uzaklarda arama beni. Ben zaten hep yanı başındayım."

Söylediği şeyin kulağımda defalarca yankılanmasını istedim. Nerede olduğumu unutturacak kadar etkilemişti. Zihnimi meşgul eden her şeyi yok etmişti.

..

Apartmanın önüne geldiğimde durdum bir müddet. Söyleyeceğim şeyleri kafamda tekrar kurdum. Onu incitmeden her şeyi söylemeliydim. Zile bastım ve kapının açılmasıyla birlikte içeri girdim. Merdivenleri çıkmak o kadar zor gelmişti ki boğazımın yandığını hissediyordum. Kapı yarı açık şekildeyken botlarımı çıkardım. İçeride sessizlik hakimdi. Kapıyı kapattığım sırada bir an da ışıkların yanması ve kızların çığlık sesiyle irkildim. Sena ve Cemre de bizdeydi. Anlaşılan o ki bilmediğim bir kutlama vardı.

Hilal elindeki maytapı sallarken "Hoşgeldin partimize!" diye bağırmaya başladı. Sena elindeki pastanın mumlarını yakmaya çalışırken sinirlenmişti.

 Sena elindeki pastanın mumlarını yakmaya çalışırken sinirlenmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Cemre yardım et şunları yak ya. Bir işi de beceremiyoruz."

Çantamı boynumdan çıkarırken konuştum.

"Hayırdır? Doğum günüde değil kimsenin."

Cemre mumları yakmaya çalışırken "Tatlım barış partisi veriyoruz." dediğinde Nur'a çevirdim başımı. Duvara neredeyse yapışmış sesi çıkmıyordu.

"Barıştınız mı sonunda? Sevindim."

"Evet kanka. Barıştık. Kızlar pasta alıp gelmiş işte."

Hilal Nur'u dürttü.

"Sadece barış için mi?"

Montumu çıkardığımda Nur eline alıp askıya asarken "İçeri geçince söyleyelim. Hadi kızlar." dedi. Ne olduğunu anlayamamıştım ama şuan ki duruma bakılırsa söylemem zor olacaktı.

HİNDİBA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin