Ellerin ellerime değsin isterim
Yüreğin hep benim olsun isterim
O gözler başkasına bakmasın
Sadece beni görsün isterim
Umut Devranlı🕊️
Okulun son haftalarına henüz girmişlerdi. Aybüke bu sene lise son sınıf öğrencisiydi. Fatih üniversiteyi Mardin'de okumamış, Ankara'ya gitmişti. Aybüke ile aralarındaki yaş farkı onlar için biraz sorundu. Ama elden bir şey gelmiyordu.
Aybüke sabah akşam ders çalışıyor, notlarını yüksek tutmak ve Çağan amcasına verdiği sözü yerine getirmek için gece gündüz çabalıyordu. Elinden gelenin en iyisini yapmalı, harika bir Aybüke öğretmen olup Çağan amcasını gururlandırmalıydı.
Aybüke dağınık topuz yaptığı saçları, salaş kıyafetleri ve elindeki bir yığın kitapla kütüphaneye doğru gidiyordu. Evden geç çıkmıştı ve bütün lise son sınıf öğrencileri kütüphaneleri erkenden dolduruyordu. Adımlarını hızlandırdı.
Kulağında beyaz, kablolu kulağından çalan şarkı onu huzura eriştiriyordu. Yine de stresini biraz olsun azaltamıyordu. Sesli bir nefes verip kolundaki saate baktı. Tam geri başını kaldırmıştı ki, aynı saniyede başı öne eğik bir bedeni çarpması bir olmuştu.
Elindeki kitapları tutamazken, çarptığı bedenin sertliği başını acıtmıştı. "Telefon bir tarafına girsin inşallah," dedi kendi kendine söylenerek.
"Kusura bakmayın," dedi adam sert ve tok bir sesle. Aybüke sinirle adama baktı.
"Allah göz vermiş, kullansana be adam!" dedi sinirli bir şekilde. Zaten geç kalmıştı, şimdi daha da geç kalacaktı.
"Özür diledik işte," dedi adam sert bir şekilde.
"Geç kalacağım senin yüzünden!" dedi Aybüke sinirle ve eğilip kitaplarını topladı. "Çekil önümden." Kendi kendine "Geri zekalı," diye fısıldadı. Bir adım atmıştı ki adam önünü kesti. "Ne yapıyorsun be?!"
"Ne dedin az önce?" dedi adam.
"Allah'ım, hem kör hem sağır!" Derin bir nefes aldı. "Bak, zaten geç kaldım. Çekil önümden, gitmem gerekiyor."
"Kaçıyor sanki, mübarek," diye söylendi adam.
"Kaçmıyor ama doluyor mesela." Nefesini verip elini kaldırdı. "Bak," dedi sakince. "İzin ver gideyim. Zaten önüne bakmayan sensin! Niye şu an burada oyalıyorsun beni?"
"Özür dilediğim halde geri zekalı diyen sensin!" dedi adam sabrının sınırlarında gibi.
"Tamam," dedi uzlaşmak için Aybüke. "Özür dilerim. Şimdi önümden çekil gideyim. Yer kalmayacak, lütfen."
"Peki," dedi adam kenara çekilerek.
Aybüke hızla kütüphaneye ilerlerken, adam peşinden baktı. Kütüphane buradan da görülür bir yerdeydi. Adam kollarını birbirine sardığında, Aybüke kütüphaneye girdi.
"Al işte!" dedi kendi kendine söylenerek. "Çoktan dolmuş." Kütüphaneden çıkarken "Bu saatte uyusanıza siz kardeşim," diye söylenmeye devam ediyordu. "Ne var da gelip burada yer dolduruyorsunuz?"
Etrafına bakındı. Kütüphanenin karşısındaki boş dükkanda durdu bakışları. İnsanlar gelene kadar sessiz olur umuduyla oraya gitti.
Hızla dükkana girip, masalardan birine oturdu. Kitaplarını kenara bırakırken kalemliğini aradı. "Hadi ama," dedi yapamamış olmayı dileyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
Mystery / ThrillerVatanı uğruna aylarca göreve giden hayalet asker. Sevgilisini bekleyen sınıf öğretmeni. Saf ve zorlu aşkın hikayesi. Aybüke ve Barlas'ın yaşamını ikilinin ağzından dinlemeye ne dersiniz?