Bölüm 17

65 5 33
                                    

Muazzam bir ihtimalsin.
Gökyüzüne dokunmak gibi.
Tüm maviliklerin sahibi olmak gibi.
Hani nasıl desem 'mutlu olmak' gibi.
Cahit Zarifoğlu

👉🏻 Bölüm Barlas'ın geçmişiyle başlamaktadır👈🏻

🕊️

Okuldan henüz gelmişti Barlas. Babası günler önce göreve gitmişti ve hâlâ dönmüş değildi. Başarılı bir öğrenciydi.

Eve geldiği gibi önce üzerini değiştirmiş, sonrasında annesiyle masaya oturmuşlardı. "Anne," dedi coşkuyla. Çocukluğundan beri enerjisi her zaman yüksekti.

"Efendim oğlum?" diye sordu Zümra. Henüz o talihsiz kaza başlarına gelmemişti, yürüyebiliyordu.

"Babam aradı mı seni?"

"Aramadı," diyerek oğlunun saçlarını geriye itti. "Belki akşam arar."

Bugün doğum günüydü Barlas'ın. Dokuz yaşına girecekti. "Belki gelir anne!" dedi sevinçle.

"Belki, annem." Zümra koltuğa ilerlerken, Barlas sessizce yemeğini yedi.

Bu zamana kadar, üç doğum günü dışında, her on iki ağustos gecesi Zümra ve Barlas yalnız olmuştu. Her seferinde gelecek ümidi daha fazla artıyordu. Babasına oldukça düşkün, aynı zamanda oldukça saygılı bir çocuktu, Barlas.

Akşama kadar ödevlerini bitirdikten sonra biraz oyun oynadı. Bir ara annesine ev işlerinde yardım ettikten sonra televizyon izlemeye başlamıştı.

Saat neredeyse akşam on oluyordu. Kağan hâlâ aramış değildi. Doğum günü kutlaması için, oldukları lojmandaki bütün arkadaşlarını eve davet etmişlerdi. Pastayı kesmek için Kağan'ın aramasını beklemek istediğini söylemişti Barlas.

Zümra misafirlerle ilgilenirken, Barlas hem arkadaşlarıyla oynuyor, hem de gelecek olan telefonu bekliyordu.

Dakikalar sonra duydu o sesi. Ancak telefonun zil sesi değildi, kapı çalıyordu. Hızla oyunu bırakarak kapıya koştu Barlas. Zümra arkasından kalkarken, 'koşma' uyarısı yapmıştı ama Barlas duymamıştı bile.

Kapıyı açtığında, üzerindeki üniforması ile Kağan kapıdaydı. "Babam!" diye sevinç nidası eşliğinde babasının kucağına atladı Barlas. Kağan hızla oğlunu kucağına alırken, önce başının üzerini ardından yanağını öptü.

"Oğlum," dedi tok sesle. "Kestin mi pastanı yoksa?"

"Kesmedim," dedi Barlas, başını babasının boynundan kaldırıp yüzüne baktı. "Seni bekledim." Zümra kenardan izlerken, Kağan'ın bakışları eşine kaydı.

"O zaman," diyerek tekrar Barlas'a döndü. "Annen pastanı hazırlasın, ben de üzerimi değiştirdikten sonra mumları üfleyelim."

Barlas babasının kucağından inerken, annesine baktı. "Tamam!" dedi sevinçle. Ne Zümra ne de Barlas, Kağan'ın geleceğini düşünmüyordu. Telefon etmesini bekliyorlardı.

Kağan eşine sarıldıktan sonra odasına geçerken, Zümra mutfağa geçip dolaptaki pastayı çıkarttı.

Mumları yaktıktan sonra, Kağan'ın da gelmesiyle odadaki geniş masaya doğru geldi. Barlas masanın başında, babasının hemen yanında heyecanla gelen pastaya bakıyor, babasının yanında olmasıyla daha büyük bir sevinç duyuyordu.

Zümra pastayı masaya bıraktıktan sonra eşinin yanına gitti. "Hadi bakalım," dedi Kağan Barlas'a.

Barlas önce babasına, ardından annesine baktıktan sonra "Beraber üfleyelim," dedi. Kağan Barlas'ı kucağına alırken, Zümra da Barlas'ın yanına geçip elini, oğlunun omzuna koydu.

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin