Bölüm 41

46 3 2
                                    

Ve benim birdenbire,
Yüzünü değil,
Gözünü değil,
Sesini göresim geldi.
Nazım Hikmet

🕊️

Eve yeni girmiştik. Saat epey geç olmuştu. Ama değmişti bence. Damatlık seçimini de yapmıştık.

"Uykun mu geldi?" diye sordu Barlas.

Hayır anlamında başımı salladım. Yarın okul vardı ve bu şu an itibariyle ilk defa sinirimi bozmuş olabilirdi. Ne olurdu sanki tatil olsaydı. Of!

Barlas koltuğa attı kendini. Bacaklarını açarak oturdu ve başını geriye attı; kollarını da iki yana açarak, koltuğun yaslanma yerine koymuştu. Telefonuna bildirim gelince ağzının içinden bir şeyler mırıldandı ve cebinden telefonu çıkardı.

Bu sırada ben mutfağa geçtim ve kahve için su koydum. Gün boyu gezdik, bence bir kahveyi hak ettim yani. Salona döndüğümde, Barlas sırıtarak telefona bakıyordu. Kaşlarım çatıldı. "Hayırdır?" dedim hafif sert çıkan sesimle.

"Gel güzelim," dedi cevap vermeden.

"Kiminle konuşuyorsun sen öyle sırıtarak?" diyerek tekrar sordum. Ne oluyoruz yani!? Lütfen!

"Emirhan abiyle," demesi, kesinlikle saçmaydı.

"Aynen Barlas," dedim trip eşliğinde. "Ben de kapıcı Hüseyin'le konuşuyorum."

"Kapıcı Hüseyin kim?" dedi anında. Gerçekten salak olabilir miydi?

"Eben Barlas! Duydun mu?!" Kollarımı göğsümde bağladım. "Kiminle konuşuyorsun dedim!"

"Emirhan abi dedim."

"Lan gay misin!? Emirhan abimle konuşup niye gülüyorsun!?"

Yalnızca kahkaha attı. Sinirleniyorum ey ahali. "Valla Emirhan abiyle konuşuyorum," dedi yeniden.

"Barlas," dedim sabır kırıntılarım ile. "Sinirlendirmesen mi hayatım? He!"

"Gel," dedi ve yanına çağırdı. "İstersen kendin bak. Emirhan abiyle konuşuyorum. Hatta şimdi seni çağıracaktım.

Bakacaktım. Yanına gittim ve telefonu söker gibi aldım elinden. Neye sırıtabilirsin. Önce konuştuğu kişiye baktım. E.Y. "Bu nasıl kaydetmek be!?" dedim.

"İsmini yazmayacağımı biliyorsun ay ışığı," dedi sakince. Umursamadım ve mesajları okumaya başladım.

E.Y
Döndünüz mü damat?

Damat kelimesiyle Barlas'a baktım. Eminim, kesinlikle Emirhan abimle konuşuyor.

"Tamam," diyerek verdim telefonu.

"Ee?" dedi sorar gibi. "Neye baktın ki verdin telefonu?"

"Emirhan abimle konuştuğuna emin oldum ve verdim Barlas," dedim koltuğa yaslanarak. "Sen beni neden çağıracaktın?"

Bir şey anlamadığı belliydi. Yine de üzerine düşmedi. "Emirhan abi arayacak birazdan."

Sevinçle baktım yüzüne. En son Dilek vurulduğunda, vedalaşma anında konuşmuştuk. "Ne zaman?" dedim heyecanla.

Tam o anda telefon çaldı. "Şimdi," dedi Barlas gülerek. Aramayı cevapladı ve telefonu, masanın üzerine yastık koyarak masaya yasladı. "Abi," dedi arkasına yaslanarak.

"Ne yapıyorsun?" dedi Emirhan abim gülümseyerek. Evde değildi ve üzerinde üniforması vardı. O da telefonu bir yere koydu.

"Yeni girdik abi eve," dedi Barlas.

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin