Kaç gece unutulmaya çalıştın,
Kaç sabah tekrar hatırlandın
Haberin yok
Cemal Süreya🕊️
Çağan ve Hakan ikilisi, uzun zaman sonra tekrar bir arada durabiliyordu. Gelecek misafiri bekliyorlardı.
Çağan, görev sonrası arkadaşını onlara davet etmişti. Yoğun ısrarların üzerine adam, eşinin ve çocuğunun beklediği bahanesiyle kaçmaya çalışmıştı. Ama başaramamıştı. Çağan bu kez onları da almasını, bir sonraki göreve gitmeden onlarla vakit geçirmek istediğini söylemişti.
Şimdi o andı. Selvihan, Hakan ve Aybüke, Çağanların evindeydi. Merve, Selvihan'dan yardım istemiş, Hakan ve Çağan da konuşmak için birleşmişti.
Öğlen saatlerinde çalan kapı ile, Merve oturduğu koltuktan kalkıp kapıya gitti. Aralanan kapıdan heybetli bir adam, yanında zarif bir kadın ve diğer yanında bulunan ufak bir çocuk göründü. "Hoş geldiniz," dedi Merve gülümseyerek.
"Hoş bulduk," dedi adam samimi bir sesle.
"Buyurun." Merve kenara çekildiğinde, gelen misafirlere terlik verdi. Misafirler salona geçerken, Merve de kapıyı kapatıp peşlerinden ilerledi.
Çağan ve Hakan gelen misafirlere ayağa kalkarken, Aybüke ve Fatih umursamadan oyunlarına devam etti.
"Hoş geldin, devrem," diyerek Çağan adamla tokalaştı. "Sen de hoş geldin yenge." Kadına elini uzattığında, kadın zarif bir şekilde tutup teşekkür etti.
"Hoş geldiniz," dedi Hakan da kenarda. Adam başıyla selamı alırken, Merve "Buyurun, ayakta kaldınız," diyerek koltuğu işaret etti.
Kadın çocuğunu yanına alıp otururken, adam hemen yanında yerini aldı. Merve ve Selvihan da eşlerinin yanına oturdu.
"Bir an gelmeyeceksiniz sandım," dedi Çağan gülümseyerek.
"Evli ve çocuklu olunca evden çıkmak zor oluyor," diye cevapladı adam.
"Koca adam olmuş be, Kağan." Çağan, Kağan'ın oğluna baktı. "Vay be. Ne çabuk büyüyorlar."
"Öyle. Avuç kadardı, şimdi..." Bakışları Fatih'e döndü Kağan'ın. "Senin ufaklık da büyümüş baya. Biz yaşlandık artık, devrem."
"Büyüdü. Büyüdüler." Bakışları çocuğa döndü Çağan'ın. "Barlas, geç oyna sen de çocuklarla." Barlas önce annesine baktı. Ardından babasına döndü. Kağan başıyla destekledi oğlunu. "Fatih! Aybüke!" diyerek çocuklara seslendi Çağan. "Gelin bir buraya."
Fatih ve Aybüke odadan ellerinde oyuncaklarla çıktılar. "Efendik?" dedi ikisi de aynı anda.
"Bir gelin, misafirlere hoş geldin deyin. Hem arkadaşınız geldi."
Fatih ve Aybüke etrafa baktı. "Hoş geldiniz," diyen ilk Aybüke oldu.
"Aybüke!" dedi Hakan uyarır gibi. Aybüke babasına baktı. Ardından Hakan'a doğru ilerleyip, kucağına oturdu. Fatih de Çağan'ın yanında yerini alırken, ikisi de utanıyordu.
Fatih babasının kulağına doğru yaklaşıp "Baba," diye fısıldadı. Çağan ona baktığında, fısıldayarak devam etti. "Bunlar kim?"
Çağan, Fatih'e ayak uydurarak fısıldadı. "Kağan, benim askerden arkadaşım. Yanındaki de eşi Zümra ve çocuğu Barlas. Hadi, Aybüke'yi ve Barlas'ı al, odada oynayın siz."
"Ama utanırım ki ben," dedi Fatih fısıldayarak. Çağan güldü oğlunun bu haline.
"Aybüke'ye söyle, o söyler Barlas'a." Fatih kocaman gülümseyerek Aybüke'nin yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
Детективи / ТрилерVatanı uğruna aylarca göreve giden hayalet asker. Sevgilisini bekleyen sınıf öğretmeni. Saf ve zorlu aşkın hikayesi. Aybüke ve Barlas'ın yaşamını ikilinin ağzından dinlemeye ne dersiniz?