Bekleyen her şey bir gün solar ve ölür.
Bu bir papatya da olabilir
Veyahut bir umut da.
Sabahattin Ali🕊️
Hakkari'de bir sınır karakoluna gelmişti Barlas. Yaşı pek büyük sayılmazdı. Kağan, oğlunu çok sevdiği bir arkadaşıyla tanıştırmak istiyordu ve arkadaşı gitmeden görüşmesini sağlamıştı.
"Saygını bozma, tamam mı Deli Kurt?" diye son kez öğütledi Kağan.
"Tamam babam," dedi Barlas bir kez daha. Uslu uslu yürüdü babasının yanında.
Kağan, Barlas'ı yanına çekti ve askerlerin arasında bir odaya doğru ilerledi. Barlas, babasına selam duran askerleri görünce gülümsüyordu. "Babam," dedi dayanamayıp.
"Efendim oğlum?" diye sordu Kağan.
"Sen buradaki bütün askerlerden daha mı üsttesin?"
Kağan güldü. "Çoğunluğundan," dedi sakin ama net bir tavırla. "Benim emrimde olan asker çok ama benim emir aldığım komutanlarım da çok."
Anladığı üzere başını salladı Barlas. Bu sırada odaya girdiler. Barlas'ın ilk gördüğü şey, bir masanın önünde heybetle dikilen, korkunç bir güven veren adam oldu. Üzerindeki üniforma onu daha da heybetli ve asil göstermişti sanki.
Adam yüzünü döndüğünde, sırtını gördüğüyle alakası yoktu. Gülümsüyordu ve gülüşünde hayat var gibi duruyordu. "Hoş geldiniz Kağan," dedi adam tok bir sesle.
Barlas'ın hayran bakışlarına döndü. "Hoş bulduk Çağan." Kağan yaklaşıp tokalaşırken, Barlas geride kaldı.
Çağan bakışlarını Barlas'a indirdi. Onun boyuna gelmek için yere çömeldi. "Sen de hoş geldin delikanlı," dedi samimi sesle.
"Hoş bulduk," diyen Barlas, sesindeki hayranlığı gizlemek gibi bir düşünceye girmemişti bile.
Çağan güldü bu hayranlığa. Saçlarını karıştırdı gencin. "Kağan," diyerek kalktı. "Çay, kahve? Bir şey ister misiniz?"
"Burası benim çöplüğüm Çağan Yıldıran," dedi Kağan gülerek. Çağan da güldü karşılık olarak.
"İyi komutan," dedi sakince. "Ama küçük kurda ben ısmarlayacağım."
Kağan, bakışlarını Barlas'a çevirdi ve oğlunu ilk kez çekingen gördü. Bu, Kağan'ı bile şaşkına çevirmişti. "Oğlum?" dedi yanına giderek. "Ne oldu?"
Barlas ise çekingenlikten çok, hayran olmuştu. Bakışlarını Çağan'ın üzerinden aldı ve babasına döndü. "Bir şey olmadı babacığım," dedi olgun bir tavırla.
"Buranın çöpçüsü," dedi Çağan alayla. "Hani içecekler? Ayıp be, böyle mi ağırlanır misafir? Biz böyle mi ağırladık sizi?"
Kağan gülerek kalktı. "Çay alıyorum?" dedi sorar gibi.
"Demli lütfen komutan."
Kağan gülerken odadan çıktı. Çağan ve Barlas odada yalnız kalınca, Barlas ufaktan çekingenlik hissetti ama hayranlığı ağır basıyordu. "Niye bakıyorsun öyle, yavru kurt?" diye sordu Çağan. Odadaki koltuklardan birine oturdu ve bakışlarını çocuğa çevirdi.
"Nasıl bakıyorum?" diye sordu Barlas. Sesi çekingenliğine rağmen gürdü.
"Bilmem," dedi Çağan. "Bir değişik bakıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
Mystery / ThrillerVatanı uğruna aylarca göreve giden hayalet asker. Sevgilisini bekleyen sınıf öğretmeni. Saf ve zorlu aşkın hikayesi. Aybüke ve Barlas'ın yaşamını ikilinin ağzından dinlemeye ne dersiniz?